Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) verileri, Temmuz 2025’te çiftçinin maliyet yükünün hızla arttığını gözler önüne serdi.
Endeks, bir önceki aya göre %3,68, geçen yılın aynı ayına göre ise %34,22 artış kaydetti. Böylece tarımsal üretimde kullanılan girdilerin maliyetleri, genel enflasyonun da üzerinde seyrini sürdürerek, tarım sektöründeki kırılganlıkların derinleştiğini gösterdi.
Tarım-GFE’de 2020 yılı baz alınarak hesaplanan endeks değeri 784,16 seviyesine çıkarken, özellikle tarımda kullanılan mal ve hizmetler kalemindeki yükseliş dikkat çekti. Bu grupta yıllık artış %34,33 olarak ölçüldü. Tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmetler grubunda da %33,57 oranında artış yaşandı. Veriler, çiftçinin üretime devam edebilmesi için katlanmak zorunda olduğu maliyetlerin yılın ikinci yarısında da baskı unsuru olmaya devam edeceğini ortaya koydu.
Veteriner harcamaları zirvede, gübre maliyetleri çiftçiyi zorluyor
Alt gruplar detaylı incelendiğinde, tarımsal girdi fiyatlarındaki en sert yıllık artışın %63,52 ile veteriner harcamaları kaleminde gerçekleştiği görülüyor. Bu tablo, hayvancılık sektöründe maliyetlerin adeta katlandığını ortaya koyuyor. Yalnızca yem fiyatlarındaki artış değil, hayvan sağlığı için zorunlu olan ilaç ve bakım hizmetlerinin de çiftçiye büyük yük bindirdiği dikkat çekiyor.
Öte yandan, aylık değişimlere bakıldığında en yüksek artışın %9,89 ile gübre ve toprak geliştiriciler grubunda olduğu göze çarpıyor. Bilindiği üzere gübre, tarımsal üretimde en kritik girdilerden biri. Gübre fiyatlarındaki çift haneli artışlar, yalnızca üreticiyi değil, aynı zamanda tüketici fiyatlarını da doğrudan etkiliyor. Zira maliyet artışları kısa sürede ürün fiyatlarına yansıyor ve sofralara gelen sebze-meyve fiyatlarını yukarı çekiyor.
Tarımsal üretimde kırılganlıklar büyüyor
Son dönemde yaşanan gelişmeler, tarımsal üretimin maliyet baskısı altında giderek daha kırılgan bir hale geldiğini gösteriyor. Özellikle enerji fiyatlarının yüksek seyri, ithal girdi bağımlılığı ve döviz kurlarındaki hareketlilik, tarım sektöründeki maliyet enflasyonunu hızlandırıyor.
Temmuz verileri, yılbaşından bu yana tarımsal girdi fiyatlarında %22,22’lik artış olduğunu ortaya koyuyor. Yani, çiftçi yılın ilk yedi ayında ciddi bir maliyet yüküyle karşı karşıya kaldı. On iki aylık ortalamalara göre artışın %31,83 düzeyinde olması, maliyetlerin kalıcı hale geldiğine işaret ediyor.
Çiftçiler açısından bu tablo, üretim planlamasını zorlaştırıyor. Birçok üretici, önünü göremediği için ya ekim alanlarını daraltıyor ya da girdi kullanımını kısıtlıyor. Bu durum, uzun vadede tarımsal verimliliği olumsuz etkileyebilir. Aynı zamanda arz-talep dengesinde yaşanabilecek sorunlar, tüketici fiyatlarının daha da yukarı çıkmasına neden olabilir.
Gıda enflasyonu açısından risk büyüyor
Tarım-GFE verileri yalnızca üreticiyi değil, tüketiciyi de yakından ilgilendiriyor. Zira girdi maliyetlerinde yaşanan artış, bir süre sonra ürün fiyatlarına yansıyor. Gübre, enerji, ilaç ve yem gibi girdilerdeki fiyat artışları, gıda enflasyonunu tetikleyen en önemli faktörlerden biri.
Son dönemde tüketici fiyat endeksinde gıda ve alkolsüz içecekler grubunun enflasyon üzerindeki baskısı zaten yüksek. Tarım-GFE’deki bu sert artış, önümüzdeki aylarda gıda enflasyonunun daha da yükselmesine kapı aralayabilir. Bu da hem hane halkı bütçesini zorlayacak hem de sosyal dengeler üzerinde baskı oluşturacaktır.
Çözüm arayışları: Destekler ve yerli üretim hamlesi
Uzmanlar, tarımsal girdi fiyatlarındaki artışın durdurulabilmesi için birkaç kritik adımın şart olduğuna dikkat çekiyor. Öncelikle, ithalata bağımlı olan gübre, yem ve tarım ilaçlarında yerli üretim kapasitesinin artırılması gerektiği vurgulanıyor. Enerji maliyetlerinin çiftçiye daha uygun koşullarda sunulması da bir başka önemli başlık.
Ayrıca, tarımsal desteklerin etkinliğinin artırılması ve üreticilere doğrudan maliyet bazlı destek verilmesi gerektiği yönünde görüşler öne çıkıyor. Özellikle küçük ve orta ölçekli çiftçilerin ayakta kalabilmesi için sübvansiyonların zamanında ve yeterli düzeyde yapılması büyük önem taşıyor.
Sonuç: Çiftçi ayakta kalmak için direniyor
Temmuz 2025 verileri, Türkiye tarımının içinde bulunduğu maliyet baskısını açıkça ortaya koyuyor. Veteriner harcamalarındaki rekor artış, gübre fiyatlarındaki sıçrama ve genel girdi maliyetlerindeki çift haneli yükselişler, çiftçinin üretim motivasyonunu zorluyor.
Çiftçiler, bir yandan artan maliyetlere karşı ayakta kalmaya çalışırken, diğer yandan gelecek sezona dair planlamalarını yapmaya gayret ediyor. Ancak mevcut eğilimler devam ederse, üretimde daralma ve gıda fiyatlarında yeni artışların kaçınılmaz olacağı uyarısı yapılıyor.
Kısacası, Tarım-GFE verileri yalnızca bir istatistik değil; soframıza gelen ekmeğin, sebzenin, meyvenin, süt ve et ürünlerinin fiyatını doğrudan belirleyen bir göstergedir. Çiftçinin maliyet yükünü hafifletmeden, tüketicinin enflasyon yükünü azaltmak da mümkün görünmüyor.