İktidar ortağı minik partinin Genel Başkanı olan Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında çıkmış kürsüye ve alıştığımız...
İktidar ortağı minik partinin Genel Başkanı olan Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında çıkmış kürsüye ve alıştığımız üzere gene iğrenç bir dil kullanmış, esmiş gürlemiş, herkese hakaretler yağdırmış.
Konuşmasında “Devlet nerede diyenlere bir çift sözüm var; devlet bölgesinde her şey var sadece devlet yok diyen kanı bozuklar size söylüyorum: Devlet baktığınız ve bastığınız her yerde tüm heybetiyle tüm hassasiyetiyle habidir. Devlet yok diyen karakter yoksunları, iç işgal cephesinde konuşlanmış işbirlikçi sefillerdir. Bunlar baksa da göremez.” Demiş…
Bakın açık ve net söylemek gerekirse: Devlet daha da doğrusu olması gerektiği gibi düzgün işleyen, doğru çalışan bir devlet olsaydı öncelikle bu yıkım olmazdı ve on binlerce insan enkaz altında kalıp, ölüp yaralanmazdı!
Eğer devlet olsaydı insanlar günlerce enkaz altında ölümü beklemez; kan kaybından, donarak ya da aç susuz kalarak ölüp gitmezdi!
Devlet olsaydı depremden sağ kurtulan ve lakin evi barkı yıkıldığı ya da korktuğu için evine barkına giremeyen milyonlarca insan sokaklarda çalı çırpı, tahta yakıp zemherinin ayazında tir tir titreyerek bekleşmez, aç biilaç, sersefil olmazdı!
Bakın sevgili okurlarım: Depremde yıkılan binaların, ölen ya da yaralanan insanların tek ama tek sorumlusu devlettir!
Devlettir çünkü:
- Nereye, hangi zemine, hangi nitelikte, hangi teknolojik özellikte ve nasıl bina yapılacağını devlet belirler, bina inşaat kurallarını devlet koyar!
- Müteahhitlerin tek yapması gereken belirlenen bu kural ve kaidelere uygun proje yapmak ve yapıyı bu projeye uygun olarak inşa etmektir. Unutmayın bina projelerini müteahhit yapar ama devlet onaylar, bu onay olmadan inşaat ruhsatı alınamaz, inşaata başlanamaz!
- Devletin onaylayıp kuralı kaidesine uygundur diyerek izin vermediği hiçbir bina inşa edilemez!
- Bir müteahhit devletin belirlediği kural, kaide ve onayladığı projeye tam olarak uygun bir yapı yapmışsa artık onun sorumluluğu ikinci ve hatta üçüncü plandadır öncelikli sorumlu olan devlettir.
- İnşaat başladıktan sonra da devlet bina yapımını denetler, inşaatçıların projeye ve kurallara uyup uymadığını an be an kontrol eder!
- Bir müteahhit devletin belirlediği kural, kaide ve onayladığı projeye uymayacak işler yapmış ve yahut da yapabilmişse orada devlet kontrol görevini hakkıyla yerine getirmemiş demektir, en nihayetinde gene devlet sorumludur!
- Son olarak bir inşaat tamamlanınca devlet iskân ruhsatı verip vatandaşa; bakın ben bu binayı kontrol ettim, her şey kurala, kaideye uygun yapılmış, güvenle girip oturabilirsin diye bir de garanti verir! Bu garantiye iskân ruhsatı denir
- İskân alamayacak nitelikte olan kanuna, kurala, kaideye aykırı kaçak köçek yapılmış binaları bulup mühürlemek ve gerekiyorsa yıkmak da devletin asli görevidir!
- En son olarak da bir deprem sonucunda yıkılan binalar olursa arama kurtarma görevi de devletindir!
Bütün bunlara rağmen binalar yıkılmış, insanlar ölüp yaralanmışsa ve devlet gelip zamanında müdahale edememiş, arama kurtarma da başarısız olmuşsa tek sorumlusu devlet olmaz mı?
En nihayetinde “Devlet nerede” diye soran devlete vergi ödemiş, hizmet bekleyen vatandaş haklı değil midir?
Bu başarısızlıklar ortadayken “Devlet nerede” diye soran işbirlikçi hainlerdir diyen ihtiyar politikacıların derhal tam teşekküllü bir devlet hastanesine sevk edilip zihni melekelerinin kontrolü gerekmez mi?