Malum siyaset yapmak kazancı legal olarak çok düşük, lakin masrafı ise oldukça yüksek bir toplumsal faaliyettir. Eski kurt politikacılar bu gerçeği ifade etmek amacıyla “siyasetçinin parası pul, karısı duldur” derlerdi. Sonra sonra sistem kirlendi ve siyasetçiler zengin, karıları da papatya oluverdi…
Malum siyaset yapmak kazancı legal olarak çok düşük, lakin masrafı ise oldukça yüksek bir toplumsal faaliyettir. Eski kurt politikacılar bu gerçeği ifade etmek amacıyla “siyasetçinin parası pul, karısı duldur” derlerdi. Sonra sonra sistem kirlendi ve siyasetçiler zengin, karıları da papatya oluverdi…
Gerçekten de siyasi faaliyetler insanın zamanını ve parasını dibine kadar sömürür, eğer “işini bilen” politikacılardan değilsen; hem kendine, ailene, sevdiklerine yeterince vakit ayıramazsın ve hem de varsa aile servetinin bile köküne kibrit suyu dökersin…
Bu günlerde AKP Genel Merkezi AR-GE biriminde çalışan bir ofis elemanının uyuşturucu madde ile ilişkisi ve serveti kamuoyunda geniş bir şekilde tartışılıyor. Daha önce AKP’li Kastamonu Belediyesinde maaşla çalışan birinin serveti ve sergilemekten çekinmediği lüks yaşam biçimi doğal olarak “bu değirmenin suyu nereden geliyor?” sorularını gündeme getirmiş bulunuyor.
Bakınız bu olay buzdağının görünen kısmı, devede kulak bir olaydır! Bu ülkede siyaset ile siyaseti kullanarak zenginleşen çevrelerin ve hatta organize suç örgütlerinin ne kadar iç içe olduğu gerçeğini bilmeyen yoktur. En son olarak anayasa profesörü de olan çok üst düzeyde bir AKP’li siyasetçinin İranlı bir organize suç örgütü elebaşı ile ilişkisi bile kamuoyunda konuşulmadı mı?
Hatta ve hatta ülkemizde siyasete girmenin, siyaset ile ilgilenmenin ana güdüsü siyaseti kullanarak zenginleşme hırsı değil midir?
Siz ihalelerde rüşvet ve komisyon çarkını, imar rantı tahsislerini görmezden gelir, adeta normalleştirirseniz öyle bir gün gelir ki suç parası da siyaseti ele geçirir ve kullanmaya başlar.
Normal şartlar altında parası olan bir insanın siyasi faaliyetlerde bulunma uğruna bir servet harcaması rasyonel akla, ekonomik mantığa uygun değildir. Fakat özellikle organize suç örgütleri için siyasete para harcamak son derecede rasyonel bir davranıştır.
Biliyoruz ki devletin en önemli görevi suçu önlemek ve suçluyu yakalayarak, cezalandırmaktır. Suçluların tek korkusu ve önlerindeki en önemli engel devlet gücüdür. Devleti yöneten siyaseti etkileme yönlendirme yeteneği olan noktalara gelebilmek yahut da bu noktalardaki kişileri etkileyerek yönlendirebilmek amacı ile para harcamak, servet dökmek suç örgütleri için bu yüzden çok mantıklı, hatta işlerinin en önemli parçasıdır. Bu sayede devletin yaptırım gücünden sakınmak, gözünden kaçmak, devleti para ile uyuşturarak etkisiz hale getirmek mümkün olabilir.
Legal para sahipleri açısından siyasete parasal yatırım yapmak, finansman sağlamak irrasyonel ve gayri ekonomik bir davranış iken illegal para sahipleri yahut da illegal kazançlar peşinde koşanlar içinse işlerini garantiye almak ya da korumanın en önemli aracı değil midir?
Kara, kirli yahut da suç parasının siyaseti etkilemesi dünyanın bütün demokrasilerini tehdit eden çok önemli bir faktördür. Modern demokrasiler bu sorun ile baş edebilmek için bağımsız, hızlı, şeffaf, adil ve tarafsız bir yargı gücü ile bu tip anormalileri kamuoyuna duyuran bağımsız medya gücüne güvenirler.
Yürütme ve yasamanın icraatlarının şeffaf, öngörülebilir ve denetlenebilir olması, suç parasının siyaseti etkilemesinin ve kontrol etmesinin önündeki en büyük engeldir.
Egemenliğini ve varlığını korumak isteyen bir ülke için suç parasının siyaseti finansmanı ile siyasetin gücünün suçu ve suçluyu koruması muhakkak kırılması gereken bir kısır döngüdür.
Ülkemizde tweet atanların, gösteri yapanların izlendiği kadar kamu adına imza atma, güç kullanma ve tercih yapma yetkisine haiz siyasetçi ve bürokratların mali durum ve hareketleri izlense ülkemizin beka sorunu açısından çok daha önemli bir iş yapılmış olunmaz mıydı?
Polisiye romanlarda organize suç ile ilişkiyi bulmak için parayı ve kadını takip edin suçluya ulaşırsınız denir, bu son derecede doğru bir yaklaşımdır. Harcadığı paranın ve yahut da servetinin kaynağını ispatlayamayan kişi potansiyel suçlu değil midir?
Ne yazık ki ülkemizde egemen olan ve tweet atanı tutuklayıp, mermi atanı sokağa salan bu sistem de düşünce suçları, organize suçlardan çok daha önemli kabul edilip, daha bir hevesle takip ediliyor.
Organize suç liderlerinin siyasilerce baş tacı yapıldığı, anayasa profesörlerinin bir uyuşturucu baronunun etrafında pervane döndüğü, ihale çek senet mafyasının “ali kıran, baş kesen” olduğu bir düzende bir çalışanın “pudra şekeri” kullanması ve ticaretini yapması şaşırtıcı mıdır?
Ülkemizde siyasetin finansmanı son derecede kaygı verici bir kirlenmişlik içindedir. Demedi demeyin bu kirlenmişlikten her kademede acilen arınamazsak, muz cumhuriyetlerini bile aratan bir korsan cumhuriyetine dönüveririz…