Melisa SAPAZ, Ayça CİCİDURUCU
Toplumda sık görülmesine rağmen birçok erkeğin utanma veya çekinme nedeniyle doktora başvurmaktan kaçındığı erektil disfonksiyon (sertleşme sorunu), sanılandan çok daha yaygın bir sağlık problemidir. Üroloji Uzmanı Dr. Jeyhun Hasanov, sertleşme bozukluğunun hem genç hem de ileri yaş erkeklerde görülebileceğini belirterek, güncel tedavi yöntemleri hakkında önemli bilgiler verdi.
Erektil disfonksiyon sadece yaşlılarda değil, gençlerde de görülüyor!
Dr. Hasanov, erektil disfonksiyonun yalnızca yaşlanmayla ortaya çıkan bir durum olmadığının altını çizerek şunları söyledi: “Toplumda genellikle bu sorun sadece ileri yaştaki erkeklerde görülür sanılıyor. Ancak bize başvuran hastalar arasında 20’li ve 30’lu yaşlarda olan genç erkekler de oldukça fazla. Genç yaş grubunda daha çok psikolojik nedenler ön planda olurken, ileri yaşlarda fiziksel sebepler baskın hale geliyor.”
Hasanov’a göre sertleşme sorunu; cinsel ilişkiyi sürdürebilecek kadar yeterli sertliğin sağlanamaması veya sertliğin kısa sürede kaybedilmesi durumudur. Halk arasında “iktidarsızlık” olarak bilinen bu rahatsızlık, erkeklerin hem özgüvenini hem de yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor.
Psikolojik ve fiziksel nedenler bir arada olabilir
Dr. Jeyhun Hasanov, erektil disfonksiyonun nedenlerini iki ana başlıkta değerlendiriyor:
- Psikolojik nedenler: Stres, performans kaygısı, anksiyete, depresyon ve ilişki sorunları genç erkeklerde en sık karşılaşılan etkenler arasında yer alıyor. Bu tür durumlar genellikle uygun psikolojik destek veya kısa süreli tedavilerle kolaylıkla çözülebiliyor.
- Fiziksel nedenler: Şeker hastalığı (diyabet), yüksek kolesterol (hiperlipidemi), hipertansiyon, damar tıkanıklıkları ve hormonal bozukluklar sertleşme sorununa yol açabiliyor. Ayrıca hareketsiz yaşam tarzı, sigara ve alkolün kronik kullanımı da penise giden kan akışını azaltarak sertlik problemini tetikliyor.
Tanıda kapsamlı değerlendirme şart!
Dr. Hasanov, hastaya doğru tedavi uygulayabilmek için detaylı bir değerlendirme sürecinin önemine dikkat çekti: “Erektil disfonksiyonun nedeni her hastada farklı olabilir. Bu nedenle önce hastanın fiziksel muayenesi, hormonal tetkikleri ve gerekirse doppler ultrason gibi damar değerlendirmeleri yapılmalıdır. Aynı zamanda psikolojik faktörlerin varlığı da göz önünde bulundurulmalıdır. Doğru tanı, doğru tedavinin anahtarıdır.”
Güncel tedavi yöntemleri: İlaçtan cerrahiye, şok dalga tedavisinden destek tedavilerine
Dr. Jeyhun Hasanov, tedavi planlamasında hastanın yaşı, genel sağlık durumu ve sorunun süresinin belirleyici olduğunu belirtti.
- İlaç tedavileri: İlk basamakta genellikle ağızdan alınan ve penise kan akışını artıran ilaçlar tercih edilir.
- Hormonal tedaviler: Testosteron eksikliği gibi durumlarda uygun dozda hormon replasman tedavileri uygulanabilir.
- Cerrahi tedaviler: Diğer yöntemlerle sonuç alınamayan ileri olgularda penil protez ameliyatları tercih edilir.
- Şok dalga tedavileri (LSWT): Ağrısız, cerrahi olmayan ve günümüzde giderek yaygınlaşan yeni nesil tedavi yöntemlerinden biridir.
Lineer Şok Dalga Tedavisi (LSWT): Damar sağlığını güçlendiriyor!
Dr. Hasanov, kliniklerde uygulanan ve LSWT (Lineer Şok Dalga Tedavisi) hakkında şu bilgileri paylaştı: “Bu tedavi yöntemi, penisin tüm dokusuna düşük enerjili şok dalgaları göndererek yeni damar oluşumunu (neovaskülarizasyonu) uyarır. Böylece kanlanma artar, penise gelen kan miktarı çoğalır ve doğal sertlik yeniden kazanılır. Lineer prob sayesinde dalgalar penisin tamamına eşit şekilde uygulanır ve tedavi daha etkili olur.”
Bu yöntemin en önemli avantajlarının ağrısız, anestezisiz ve günübirlik uygulanabilir olması olduğunu vurgulayan Hasanov, “LSWT, özellikle hafif ve orta düzey erektil disfonksiyon vakalarında oldukça başarılı sonuçlar vermektedir.” diye konuştu.
“Erkekler çekinmeden uzmana başvurmalı”
Sertleşme sorununun yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik bir yük oluşturduğunu ifade eden Dr. Hasanov, erkeklere önemli bir çağrıda bulundu: “Ne yazık ki birçok erkek bu durumu utanılacak bir konu olarak görüyor ve doktora başvurmaktan kaçınıyor. Oysa erken dönemde başvuran hastalarda tedavi süreci hem daha kısa hem de daha başarılı geçiyor. Erektil disfonksiyon bir kader değildir; doğru tanı ve uygun tedaviyle tamamen kontrol altına alınabilir.”
Sonuç: Erken tanı, etkili tedavi, yüksek yaşam kalitesi!
Üroloji Uzmanı Dr. Jeyhun Hasanov, erektil disfonksiyonun erkeklerin yaşam kalitesini doğrudan etkileyen ancak modern tıbbın sunduğu imkânlarla tedavi edilebilir bir problem olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı: “Her yaştan erkek bu sorunu yaşayabilir. Önemli olan, çekinmeden bir uzmana başvurmak ve kişiye özel tedavi planını uygulamaktır. Günümüzde bu konuda çok başarılı, kalıcı ve güvenli yöntemler mevcuttur.”




