Basit bir sözcük gibi gelir kulağa; ama taşıdığı yük, bir ömrün anlatamayacağı kadar derindir. Öğretmenlik varacağın yeri değil, yola nasıl çıktığını gösteren bir meslektir. Kalemiyle değil; kalbiyle yazan kişidir. Her satırı geleceğe dönüşür.
Bilgi bir ışıktır; öğretmenler o ışığı tutan meşalelerdir. Karanlık gecelerde yolu kaybeden çocuklara yön gösterirler. Her öğrenci onların bir yansımasıdır; her büyük insanın arkasında görünmez bir öğretmen izi vardır.
Ama bazen o ışık söner. Bir ses kesilir. Bir kalem düşer. Bir sınıfın kapısı bir daha açılmaz.
Aybüke’nin yarım kalan şarkısında, Necmettin’in götüremediği karne hediyesinde,
Fırat’ın cesaretinde, Ayşenur’un sıcak gülüşünde, Neşe’nin yarım kalmış dersinde,
adı manşete sığmayan, fotoğrafı sınıf duvarında kalan tüm şehit öğretmenlerde…
Onlarla birlikte yalnızca bir beden değil; yarım kalmış idealler, tamamlanamayan düşler ve cevapsız sorular kaldı. Anne-babaların boynuna çöken sızı, bir milletin omuzlarındaki eksiklik oldu.
Çünkü öğretmenlik bir meslek değil, bir idealdir. Öğretmen; hayatı, değeri, insanlığı öğretendir. Bir öğrencinin içindeki potansiyeli görür, onu parlatır. Bir el uzatır; bir kader değişir.
Bugün Öğretmenler Günü diye geçiştirilemez.
Bu gün; yüzleşme, teşekkür, minnet, borç ve ses verme zamanıdır.
Bir öğretmenin düşen kalemi, bir milletin yüreğine saplanan hançerdir. Düşen kalem, bir kapının kapanması değildir; ışığa açılan bir yolun kapanmasıdır.
Şehit öğretmenler bize vasiyet etti.
“Çocuklar korkmasın. Bilgi karanlığa yenilmesin. Öğretmenin nefesi yarım kalmasın.”
Onlar gitti. Emanetleri bizde kaldı. O emanet; kitap, sıra, defter değil yalnızca. O, bu milletin yarınlarıdır. Bugün; hayattakilerin ellerinden saygıyla öpüyoruz. Ama içimizin bir yerinde durmayan bir sızı var. Ve artık bu sızıyı eyleme dönüştürme zamanıdır.
“Düşen her kalem, yarım kalan bir ömürdür.” Emekli bir Öğretmen günlüğünden;
Ders bitmiştir. Sınıf boşalırken, utangaç bir çocuk geri döner. Elinde buruşturulmuş bir kağıt vardır. Sessizce öğretmenin avucuna bırakır.
“Öğretmenim… Ben büyüyünce, bir çocuğun kaderini değiştirme gücünüzü taşımak için öğretmen olacağım. Söz.” Yazılıdır.
Öğretmen kağıdı açar; harfler yamuk yumuktur ama umut dipdiridir. Bir an gözleri dolar. Çünkü o kağıt, geçilen bir sınavın değil; kurtarılan bir kalbin işaretidir. Bir öğretmen için gerçek başarı, işte o küçük avuçtan gelen sözdür hayatı değiştirecek küçücük bir cümle.
Şimdi söyleme zamanı, sadece anmak yetmez.
Emanete sahip çıkmak gerekir. Öğretmenin güvenliği, hakları ve saygınlığı için ses verelim. Bir sınıfın, bir okulun ihtiyaçlarını araştırın ve destek olun. Öğretmenin hayalini yaşatın.
Öğretmenim, sen bu ülkenin en kıymetli kahramanısın. Senin yarım kalan nefesin, bizim boynumuzdaki borçtur.
Ve şimdi, kelimelerin yetmediği yerde bir el uzatıyoruz sessiz, vakur ve kararlı. Her düşen kalem için bir sayfa daha açmak bizim işimiz. Her yarım kalan hayal için bir adım atmak bizim sorumluluğumuz. Onlar bize ışık bıraktı; biz de o ışığı söndürmeyeceğiz.
Anmak bir başlangıçtır, korumak bir yürektir. Öğretmenin adıyla büyüyen her çocuk, o öğretmenin devamıdır. Adını bilsek de bilmesek de, her şehit öğretmenin umudu bizim omzumuzdadır. Borç, yalnızca sözde kalmayacak: teşekkürümüzü eyleme dönüştüreceğiz, hatıralarını yaşatacağız, emanetlerine sahip çıkacağız.
Bir öğretmenin gözlerindeki umut, bir milleti aydınlatır. O umut söndüğünde biz karanlığı kabul etmeyeceğiz. Çünkü onların bıraktığı meşale, yalnızca bir sınıfı değil, yarınlarımızı aydınlatır. Öyleyse kalkalım, sustuğumuz yerde konuşalım, unutulanlarda hatırlatalım, eksilenlerde tamamlayalım. Çünkü bir öğretmenin düşen kalemi, ancak biz yazıya geri döndürürsek yeniden anlam kazanır.
Öğretmenim…
Sen bu ülkenin en kıymetli, en onurlu, en kararlı, en büyük kahramanısın.
Ve senin yarım kalan nefesin, bizim boynumuzdaki borçtur.
24 Kasım’da sınıflarına dönemeyen öğretmenlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.
Yaşasalardı;
bugün tüm öğrencileri onların gözlerine sevgiyle bakıp Öğretmenler Günü’nü kutlayacaklardı.
Rahmetle…
Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere;
Şehit öğretmenlerimizin, Tüm Öğretmenlerimizin ve Atanamayan Öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlu olsun.
Unutmadık, unutmayacağız.