Ülkemiz, deprem kuşağında yer aldığı için bu tehlike her an kapımızda. Ancak onca yıkım, acı ve kayıptan sonra bile yeterince önlem alınıyor mu? Bilim insanlarının uyarıları ne kadar dikkate alınıyor? Bu sorular hâlâ zihinlerde yankılanıyor.

Depremler, sadece yıkım ve kayıpları değil, aynı zamanda insanlığın en derin hikâyelerini de geride bırakır. İşte onlardan biri, Japonya’da yaşanan bir olay...

*Japonya’da meydana gelen büyük bir depremde, kurtarma ekipleri genç bir kadının yaşadığı enkaza ulaşır. Kadının cesedi, dizlerinin üzerine çökmüş ve elleriyle bir şey koruyormuş gibi bir pozisyondadır. Üzerine devasa yıkıntılar çökmüştür.

Ekip lideri, bir umutla kadına ulaşmaya çalışsa da maalesef kadın çoktan yaşamını yitirmiştir. Ekip, başka enkazlara yönelmek üzere harekete geçer. Ancak lider, bilinmez bir hisle kadının cesedinin altına tekrar bakar ve bir anda heyecanla bağırır:

“Bir çocuk! Burada bir çocuk var!”

Kurtarma ekibi, uzun uğraşlar sonucu çiçek desenli bir battaniyeye sarılı üç aylık bir bebek bulur. Bebek, annesinin bedeninin altında korunmuş bir hâlde hâlâ uyuyordur.

Olay yerine gelen doktor hemen çocuğu kontrol eder. Bu sırada, battaniyenin içinde bir cep telefonu bulunur. Telefonun ekranında bir mesaj yazılıdır:

“Eğer kurtarıldıysan, seni sevdiğimi unutma!”*alıntı

Bu olay, bir annenin çocuğuna olan sevgisinin ve fedakârlığının en dokunaklı örneklerinden biridir. Anne, son nefesinde bile çocuğunun hayatını kurtarmayı başarmış ve ona sevgisini anlatmanın bir yolunu bulmuştur. Sevginin ve insanlığın gücü, işte böyle anlarda kendini gösterir.