Küba Devrimi'nin mirasının en büyük gücü şüphesiz imajının gücünde yatmaktadır. Bu üçüncü miras, nihayetinde zaman içinde en önemli ve dirençli olanı olacaktır. Küba modeli, genç nesiller arasında hızla etkileyici bir ahlaki otorite kazandı. Kıtanın genç romantik solcuları için bir güç sembolü haline geldi. Hem çekici hem de kahramanca olan bu hayal gücünün etkisi, Che'nin Alberto Korda tarafından çekilen ikonik siyah beyaz fotoğrafından esinlenerek kıtanın birçok ülkesinde öykünmeyi teşvik etti.


MIR- Movimiento de Izquierda Revolucionaria (Devrimci Sol Hareket), Hristiyan Demokrat Eduardo Frei'nin ve Sosyalist Salvador Allende'nin birbirini izleyen Şili hükümetleri tarafından yürürlüğe konan tarım reformlarının on yılı boyunca sol görüşlü Halk Birliği koalisyonunun başında esas olarak öğrenci ve şehir çevrelerine dayanan devrimci bir hareketti.


Küba modelinden ilham alan bu Solcu hareket, projelerini ilerletmek için devrimci, erkeksi ve oldukça baştan çıkarıcı ideal bir yüz tipini dile getirdi. Şili popüler kültürü ve Mirista'nın devrimci erkekliğinin inşasında Küba Devrimi'nin romantik hayal gücünden yararlandı.Bu olay, bireysel ve kolektif vicdanları etkileyen imgelerin gücünü güzel bir şekilde gösterdi; özellikle 1960'larda Küba'dan kıtanın geri kalanına dolaşan ve Latin Amerika Solunun hayal gücüne sızan; ondan önce, batı dünyasının her yerindeki tişörtlerde Che'nin binlerce basılı figürü olduğunu akılda tutmak gerekir.


Buna göre, nihai Barbudo olarak tanımlanan Che Guevara insanların hayal gücü ve ahlakı üzerinde olağanüstü bir güce sahipti. Askeri üniformalar giymiş, ağızlarında purolar olan yiğit Kübalı Barbudo'un kahramanca, hatta romantik imajı, genç devrimcilere harekete geçmeleri için ilham verdi. MIR'in devrim niteliğindeki erkekliği, nihayetinde güzel ve çekici görünüme dayanıyordu. Siyasi aktivizmde örgütsel ve liderlik becerilerinin, Kübalı devrimcilerin imgelerinin aktardığı tarzı ve güzel görünümü taklit etmek için titizlikle oluşturulmuş öz-temsilden sürekli yanında bir şişe tutan klişe çapkın Barbudo imajıyla karşılaştığında daha etkisiz olduğu iddia edilebilir.


Foquismo'nun cazibesinin haklı olup olmadığı tartışılabilir. Aslında, Küba deneyiminin mirası, kendi topraklarının çok ötesine geçtiyse, bu bizi Küba Devrimi'nden bugün geriye ne kaldığını kendimize sormaya zorluyor. Küba şu anda liberalleşme ivmesini sürdürürken, bazıları Devrim'i on yıllardır canlı tutmaya yardımcı olan efsanenin zayıflamaya başladığına inanmakta. Şeytanın avukatı olarak, durum gerçekten de böyle desek yine ondan kazanılmış olanı - yani hayal gücünü - hiçbir şey çalamaz. Küba'da çoktan geçmiş bir dönem olan özgünlüğün, gücün ve 1959 zaferinin yüce hayallerinin simgesi ve sonraki yıllarda onların hayatta kalma mücadelesi birçok yönden kıtanın ortak hafızasını temsil ediyor. Devrimci mitin çekim gücü kesinlikle devam edecek. Bu, düşmanları tarafından birkaç yılda bir tekrarlanan Devrim’in ölümünden sonra da yaşayacak.