Donald Trump, pazartesi günkü yemin töreninin ardından karizmatik olmasa bile kapsamlı bir açılış konuşması yaptı. Burada ifade özgürlüğünden Panama Kanalı'nın mülkiyetine kadar değinen konularda çeşitli taahhütlerde bulundu. Ekonomik açıdan, ortaya koyduğu gündem, enflasyonu düşürme, enerji üretimini artırma ve ithalata gümrük vergileri koyma taahhütleriyle kampanya vaatleriyle mukayese edildiğinde uyumlu olduğu görülüyor.

Başına sızdırılan bilgilere göre ise Başkan Trump'ın federal kurumlara kalıcı ticaret açıklarını araştırmaları ve diğer ülkelerin haksız ticaret ve para birimi politikalarını ele almaları talimatını veren kapsamlı bir muhtıra yayınlayacağı belirtildi. Muhtırada, hem Çin'in 2020 ticaret anlaşmasına ve 2026'da gözden geçirilmesi planlanan ABD- Meksika-Kanada Anlaşması'na uymasının mutlaka incelenmesi gerektiği yer aldı. Önümüzdeki günlerde bunun gerçek olup olmadığını göreceğiz. Yine de Borsa'da çok hafif artış gözlemlense de ABD dolar endeksi, Başkan Trump'ın göreve geldiği ilk gün gümrük vergileri getiren yürütme emirleri yayınlamamış olması nedeniyle ilk rahatlamanın etkisiyle %1 kadar düştü.

Başkan Trump'ın politika gündeminin - eğer tamamıyla yürürlüğe girerse - önemli makroekonomik sonuçlar doğuracağı aşikâr. Ancak, mali ve siyasi kısıtlamalar, yürürlüğe giren politikanın bazı durumlarda kampanya vaatlerini karşılamama riski taşıdığı anlamına gelebilir. Ayrıca, Trump'ın gerilimi azaltmak için tırmandırabileceği ve bazı önerilerinin müzakere taktikleri olduğu da düşünülmekte. Örneğin, Başkan Trump güney sınırında ulusal acil durum ilan ederken yasadışı göçmenlerin geri gönderilmesi sürecinin derhal başlayacağını belirtti. Fakat, şu anda böyle bir program için hiçbir fon bulunmamakta ve sınır dışı etme yoluyla işgücü arzını azaltmak daha yüksek enflasyona katkıda da bulunabilir. Böyle bir gelişme Trump'ın zengin destekleyicileri tarafından istenen bir gelişme değil.

Enerji konusunda Başkan Trump petrol üretimini artırma ve Stratejik Petrol Rezervini doldurma sözü verdi. Ancak petrol üretiminin seviyesi büyük ölçüde özel şirketler tarafından kontrol ediliyor ve şu anda seçim nedeniyle sermaye harcamalarında veya sondaj faaliyetlerinde net bir değişiklik belirtisi yok. Bu arada bahsedilen rezervi doldurmak Kongre'den ek fon gerektirmekte ve ne kadar çabuk doldurulabileceği konusunda da fiziksel kısıtlamalar mevcut. Trump sadece emir beyan etmekle bunu yapamaz.

Trump için çok daha geniş bir manevra alanı ise ithalata tarifeler koymak için yürütme yetkisinin kullanılması - zaten seçim kampanyasında bunu sıkça dile getirmişti. Yeni tarifelerin derhal uygulanması yerine mevcut uygulamaların incelenmesini öneren bir muhtıranın kullanılması, uluslararası finans piyasalarını kısa vadede rahatlattı. Ancak ithalata uygulanacak yeni vergilerin boyut veya kapsam olarak sınırlı olacağını varsaymanın çok erken olduğunu da vurgulamak gerekir.

Genel olarak Çin'e uygulanan etkili tarife oranının halihazırda %10’dan %25, hatta %30'a kadar yükselmesi beklenmekte. Bunun yanı sıra teknolojik çıkarları korumak için önlemler, aktarmayı sınırlayan kurallar ve AB otomobilleri ve ilaçları için ayrı tarifeler de adeta tehdit edilmekte ve buna Çin Yuan'ının zayıflatılması ve kritik mineral ihracatının kısıtlanması da dahil olabilir. Trump'ın dış ticaret tehditlerine rağmen uluslararası piyasaların ABD ekonomisi için temel senaryosu tarifelere rağmen yine büyümesi zira özetlenen tarife önlemlerinin ülke büyümesini rayından çıkarmak için yeterli olacağına inanılmamakta. Ayrıca bu tür tarifelerin enflasyonun mevcut seviyelerden düşmeye devam etmesini engelleyeceğine de pek inanılmıyor.

Tarife riskleri, maliye politikası endişeleri ve enflasyon ve Merkez Banka para politikası etrafındaki değişen beklentiler, kısa vadede hisse senedi piyasalarını oldukça heyecanlandıracağı malum, ancak, ABD'deki dayanıklı ekonomik faaliyet, hatırı sayılır kazanç büyümesi, daha düşük borçlanma maliyetleri ve daha fazla sermaye piyasası faaliyeti potansiyelinin bir araya gelmesinin bu senenin sonunda borsadaki hisse senetlerini yükseltmesinin yüksek bir olasılık olduğu düşünülmekte.

Tabii bütün bu öngörüşler mantıklı ve rasyonel politika uygulanacağını varsaymakta, kapsamı her ne kadar alışılagelmedik olsa bile. Sorun Trump. Başka hiç kimseden beklenmeyen çok eklektik politika ve açılımlar bir çırpıda, derin ciddi düşünme ve analize fırsat verilmeden, onun ağzından çıkabilir. Bunların da hem piyasalarda hem dışişleri bakanlıklarında olumsuz etkiler yaratacağından hiç kimsenin kuşkusu olmaması gerekir.