25 Nisan Cuma günü Ankara’nın merkezinde, üniversite öğrencileri tarafından düzenlenmek istenen adalet eylemine polis ekipleri müdahale etti. Konur Sokak’ta gerçekleşen eylem sırasında, polis ile öğrenciler arasında arbede yaşandı. Müdahale esnasında bölgede bulunan 16 yaşındaki bir lise öğrencisi, yaşadıklarını ve tanık olduklarını sosyal medya platformu olan X üzerinden anlattı.
X üzerinden eylem sırasında yaşananları anlatan 16 yaşındaki lise öğrencisi Furkan, paylaşımında, polis müdahalesinin anonslarla başladığını, ardından barikata yakın duran kişilere doğrudan biber gazı sıkıldığını ifade ederek; "Merhabalar, ben Furkan, 25 Nisan cuma günü, saat 20.00'de Ankara'daki Üniversitelerin Konur Sokak'ta düzenlemiş olduğu yürüyüşe katılan alelade bir liseliyim. Yaşım 16. Elimden geldiğince ve hatırladığımca yaşadığım polis zulmünü sizlere anlatacağım. Zulüm önce toplu bir şekilde başladı tabii. Sloganlarımız ve oradaki varlığımız her zamanki gibi "bu hukuksuzdur" anonsuyla yarıda kesilmeye çalışılıyordu, barikata yakın olanların direkt olarak gözlerine biber gazı müdahalesi yapılıyordu, ortadaydık, öksürükten slogan atamadık. Polis yürümeye başladı, "sakin" dedik, biraz durulduk, "geri çekilmeyin" dedik ve bu sırada birçok kişi duranlarla polisten uzaklaşmaya çalışanların arasında kaldı, çekebildiğimizi çektik güvenli sayılacak yerlere, polis yürüdü, izdiham yaşandı, düşenler oldu. Polis yürümeden biraz önce dört kişiyi, ki bu görebildiğimdir, kan kokusunu alabileceğiniz bir kinle döverek göz altına aldı." dedi
"KENDİMİ YÜZ ÜSTÜ YATIRILMIŞ ŞEKİLDE BULDUM!"
Müdahale sırasında dört kişinin gözaltına alınırken ağır şekilde darp edildiğine tanıklık ettiğini anlatan Furkan, olaylar sırasında yeşil montlu bir genç kadının altı polis tarafından yere yatırılarak tekmelendiğini, ters kelepçe takılmaya çalışıldığını söyledi. Kadına yardım etmeye çalışırken kendisinin de polisler tarafından hedef alındığını belirten Furkan; "Sokağın bitimine kadar kaç kişiyi aldılar bilmiyorum, sokağın sonunda yeşil montlu bir kızı, altı polis yere yatırmış, tekmelerle ve dizlerle ters kelepçe takmaya çalışıyorlardı, "vermeyin" denildi, uzandım koluna çektim, bizden biri beni karnımdan geriye çekiyordu, açık kahverengi montlu bir polis sol kolumdan yakaladı. Bir şekilde kurtardım kolumu, direndim, kahverengi montlu olan yumruklarını kafama salladı garip bir hırsla, refleks olarak bacağımla mesafemi korumaya çalıştım, farkında değildim o an ama iki kolum da yakalanmıştı, yeşil montlu kıza da ters kelepçeyi çoktan vurmuşlardı. beni karnımdan kavrayan dostumla ve kenetlendiğimiz diğer dostlarımızla üzerimize yumruk ve tekmelerle hücum eden polislere biraz dayanabildik, sonra kendimi kahverengi montlu polisin ellerinde, yüz üstü yatırılmış bir şekilde buldum. saçımı yolarak hakaretler ediyor, boynuma son kuvvetleriyle diz bastırıyorlardı, sesim kesildi, yerden kaldırıldım, iki polis "direnme" diyerek yaka paça aracın bagajına götürdüler o sırada çantam açıldı, kameram yere düştü, bir polisin aldığını gördüm, bagajın önünde, ayaküstü arama yaptı beni getirenlerden biri, özellikle kasıklarımda oyalandı, yetmedi bir daha aradı, palyaço burnu sıkar gibi sıktı yüzüme baka baka, sonra bagaja tıktılar , beni getiren ve arayan polis "dön lan" dedi ters kelepçe için hakaretler devam ediyordu." dedi
"SOL YANAĞIMA TOKAT VURDU, DİŞİM DİLİMİ KESTİ!"
Polis müdahalesi sırasında gözaltına alınan 16 yaşındaki lise öğrencisi Furkan, bagaj kısmında yaşadıklarını şöyle anlattı; "En az yirmi polis bagajın önünü kapatmış, zulmü gizliyorlardı, döndüm, ters kelepçe takıldı "çok sıkıyorsun, canım yanıyor" dedim, alay etti, montumu çıkarırken de yardım etmeye çalışmıştım çıkarmasına "direnme" diyip tehdit etmişti dövmekle. ve bagajdan dışarı adım attım "gevşet" diyerek, sanırım uzun sakallı ve şapkalı olan, kollarımdan tutup bagaja savurdu, doğruldum, sol yanağıma tokat vurdu, dişim dilimi kesti, sonra beni bagajda yere bastırıp, yerde de tokatladı, küfürlerle, tükmükle, kinle, kirle, doğruldum, evet detaylar tokatlardan dolayı biraz bulanık, küfürleri hatırlamıyorum, ama gayet aleni ölüm tehditleriyle doluydu içleri."
"16 YAŞINDA ÇOCUKTAN KORKAN DEVLET!"
Furkan, aynı bagajda yeşil montlu kızın da bulunduğunu, toplamda beş kişiyle birlikte içeri tıkıldıklarını söyledi. Altıncı kişiyi bagaja sığdıramayan polis, bu kez öğrencileri otobüse aktardı. Plastik kelepçelerin can yaktığını belirten Furkan, gevşetilmesini istediğini ancak “Anahtar yok” yanıtını aldığını belirtti. Eşyalarına herhangi bir yasal gerekçe gösterilmeden el konulduğunu söyledi; "Sonra bagaja birini daha getirdiler "iyi misin?" diye sordum "iyiyim" dedi ve beş kişi tıkıldı içeriye, yeşil montlu kız da sol yanımdaydı. herkes hal hatır sordu birbirine, gülüyorduk, altıncı kişiyi tıkmaya çalışıyorlardı bagaja, tıkamadılar, otobüse sürüklendik bagajca, herkesin kollarına oturmuştu kelepçeler, gevşetmelerini istedim" anahtar yok gevşetemem" dediler, kelepçe plastikti, kes bir daha tak o zaman dedim, yapmadılar, herkesin telefonuna ve kimliğine kısacası o an üzerlerinde olan her şeylerine hiçbir sebep belirtmeden el koyuldu, avukatın dahi, 10 dakika kadar dolmuş kılıklı koltukları olan otobüste canım yana yana oturdum, koridordan döve döve getiriyorlardı insanları işkence sürdü sürdü, avukat hanımdan boyunluğumu çıkarmasını rica ettim sesim zar zor çıkarak, çıkardı, teşekkür ettim, ve "16 yaşında çocuktan korkan devlet" dedim, bakakaldılar bagajda bize "siz insan mısınız tiplere bak" diyerek diye küfreden polis dışarı çağırdı beni, oturdum, 11 öğrenci 8 polis saydılar, sonra beni dışarı aldılar ısrarla, amirlerini aradılar "16 yaşında bir eleman var salalım mı?" diye, 10 dakika bekledim, sonunda kelepçeyi yan keskiyle kestiler, kameralı bir adam beni ışığa geçirip fotoğrafımı ve videomu çekti cüzdanımı ve telefonumu aldım, çantamı istedim, "bağırma bak oğlum" dediler çantamı kaybetmişler bir on dakika da onu aradılar, buldular montumla beraber, verdiler ve gittim."
YAPRAK DÖNERCİSİNE BOYKOT!
16 yaşındaki lise öğrencisi Furkan son olarak serbest bırakıldıktan sonra tuvalete girmek için Yaprak Dönercisi'ne gittiğini ancak dönercinin kendisini almadığını ifade ederek, boykot listesine aldım dedim. Furkan'ın açıklaması şu şekilde; "Sonra tuvalete girmek için Yaprak Dönercisi'ne yöneldim, kapıdaki adam "alamıyoruz abi" dedi, boykot listeme ekledim hemen. sonra yürüdüm, kameram aklıma geldi, döndüm kameramı istedim polislerden, birinizin aldığını gördüm diyerek, aramalar yapıldı, kamera soruldu, elbette bulunamadı, biz almadık dediler, başkası almıştır dediler, benimle alay etmeye mi geldin dediler ve gittim. Bugün kaç kişi alındı bilmiyorum, ama biliyorum ki zulüm öylece bitecek değil, zalimin korku ve saltanat saraylarını yıktık. Yol henüz şekilleniyor. Arkadaşlarımızı alacağız. Hep vardık. Hep varız. Hep var olacağız. bir ölü hırçın çocuk gözyaşlarından sıyrılarak elinde soğuk tenli kırlarla ve atlarla soluksuz durmadan bir devrim olur hiç durmayan."
DİPNOT: Haberde kullanılan fotoğraf, 25 Nisan Cuma akşamı eylemler sırasında Sonsöz Gazetesi muhabiri Melisa Sapaz tarafından çekilmiştir. Ancak, görselde yer alan kişinin haberde adı geçen Furkan olup olmadığı kesin olarak teyit edilememiştir.