ivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Çetin, yaz aylarında artış gösteren ve ölümlere neden olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına karşı geliştirilen klasik aşıların etkisinin sınırlı kaldığını, ancak mRNA teknolojisiyle geliştirilen yeni aşıların çok daha etkili sonuçlar verdiğini söyledi.
KKKA Vaka Sayıları Artıyor, Uzmanlar Uyarıyor
Prof. Dr. Çetin, havaların ısınmasıyla birlikte özellikle Orta ve Doğu Anadolu bölgelerinde KKKA vakalarında yeniden artış gözlemlendiğini belirtti. Sivas, Yozgat, Tokat, Amasya, Giresun, Erzincan ve Gümüşhane gibi illerde kene ısırmalarına bağlı vakaların yükseldiğini ifade eden Çetin, mayıs ayıyla birlikte kene popülasyonunun da hızla artacağını öngördüklerini dile getirdi.
Vatandaşları dikkatli olmaya çağıran Prof. Dr. Çetin, “Özellikle kırsal bölgelerde bulunanların pantolon paçalarını çorap içine sokmaları, açık renkli kıyafetler giymeleri ve kene kontrolünü ihmal etmemeleri büyük önem taşıyor” dedi.
KKKA Vakaları Yalnızca Türkiye'de Değil, Orta Doğu ve Balkanlar’da da Artıyor
Kene kaynaklı hastalıkların sadece Türkiye'de değil, İran, Irak, Azerbaycan, bazı Afrika ülkeleri ve Balkanlar’da da yaygınlaştığını vurgulayan Prof. Dr. Çetin, göçmen kuşlar aracılığıyla bulaş taşıyan kenelerin farklı bölgelere ulaştığını ve bu durumun küresel halk sağlığı riski yarattığını belirtti.
mRNA Aşıları Umut Vaat Ediyor
Çetin, KKKA’ya karşı dünyada şu an 2-3 merkezde aşı çalışmaları yürütüldüğünü ve mRNA teknolojisiyle geliştirilen aşıların önceki klasik aşılara göre çok daha yüksek etkinlik gösterdiğini söyledi. "İkinci ve üçüncü faz çalışmalarında beklenen etki sağlanırsa, KKKA’ya karşı aşı uygulamaları da tıpkı Covid-19 aşılarında olduğu gibi gündeme gelebilir" ifadelerini kullandı.
Yeni Antiviral İlaç Geliştirme Çalışmaları da Sürüyor
Prof. Dr. Çetin ayrıca, hastalığın mevcut tedavisinin diğer viral hastalıklarda kullanılan antiviral ilaçlarla sınırlı olduğunu, ancak KKKA’ya özel ilaç geliştirme çalışmalarının Dünya Sağlık Örgütü öncülüğünde sürdürüldüğünü belirtti. Türkiye'den ve SCÜ'den bilim insanlarının da bu uluslararası konsorsiyumlarda görev aldığını söyledi.