İşte şimdi geldik zurnanın zırt dediği yere diye tabir edilen noktadayız. 2023 yılından çok uzun zamandır söz ediyoruz. Neden ediyoruz? Çünkü bu yıl tarihimizin ilk yüz senesinin devri. Bu sene artık yeni bir devrin de başlayacağı yer. Herkes çok dikkatli, herkes bekleyiş içerisinde. Yorgun bir bekleyiş olsa da, umutlar yara almış olsa da coşkuyla kutlanacak bir 29 Ekim bizi bekliyor. Fener alaylarının aydınlattığı Ankara gecesinin hayali bile gerçekten beni heyecanlandırıyor.
İşte şimdi geldik zurnanın zırt dediği yere diye tabir edilen noktadayız. 2023 yılından çok uzun zamandır söz ediyoruz. Neden ediyoruz? Çünkü bu yıl tarihimizin ilk yüz senesinin devri. Bu sene artık yeni bir devrin de başlayacağı yer. Herkes çok dikkatli, herkes bekleyiş içerisinde. Yorgun bir bekleyiş olsa da, umutlar yara almış olsa da coşkuyla kutlanacak bir 29 Ekim bizi bekliyor. Fener alaylarının aydınlattığı Ankara gecesinin hayali bile gerçekten beni heyecanlandırıyor.
Yeni bir yüzyılı kutlamanın ötesinde dertlerimiz de var illaki! Her ideolojiden insanın bu yüzyıla yüklediği anlam bambaşka. Her güruh bu yüzyılı komple kendi ideolojileri ile bezemek, beslemek istiyor. Savaş kılıçları henüz hala kınlarında fakat çıktı çıkacak!
Bu savaş herkesin birbirini vazgeçirmeye çalışmak adına dezenformasyon dolu söylemlerle dolu bir seçim savaşı. Eskiden hatırlarsınız bunun adına biz ‘Seçim Yarışı’ derdik fakat artık öyle değil. Artık bir savaş çünkü onca zamandır elinde tuttuğu iktidarı bırakmak istemeyen bir erk ve yeter diyen, sorunları görüp düzeltmek adına yola çıkmış bir muhalefet var. Aynı zamanda bu partiler eskiden birbirine taban tabana zıt ortaklıklar içerisinde bu savaşı kazanmayı ümit ediyorlar. İyice kutuplaşmış olan toplum bu gibi bir atmosferde nasıl bir tavır takınacak bunu gerçekten tahmin etmek zor. Kutuplaşmış toplumun bir sonucu olan partizanlık tüm alanlara sirayet etmiş durumda. İyisi mi biz yine şunu düşünelim. Devlet sahip olduğu topluma hizmet etmekle yükümlü bir kurgu mekanizmadır. Bu senaryoyu yazmak ya da bozmak bizlerin elindedir. Gerçekten refah içinde bir toplum inşasında düşünceler iyice tartılmalı ve karar verirken artı değerleri düşünmeden hareket etmemeliyiz. Gerçekle alakası olmayan kaos politikalarından olabildiğince kendimizi ve beynimizi korumalı; en doğru kararın gerçekten düşünülmüş ve en ince eleklerden geçirilmiş olan olduğunu da unutmamalıyız…