Bir siyasi iktidarın itibarı ancak ve ancak o iktidarın imzasını taşıyan belgelerin itibarı kadar olabilir.

Bir siyasi iktidarın imzasını taşıyan en önemli belgeler nelerdir?

Elbette ki bir siyasi iktidarın imzasını taşıyan en önemli belge devletin sıfır faizli, sonsuz vadeli senedi hükmündeki kağıt parasıdır...

Peki, Türk lirasının itibarı ne durumda?

Bırak uluslararası piyasayı yurt içinde bile itibar görmeyen, ele geçtiği anda herkesin kurtulmaya, altın ya da dövize çevirmeye çalıştığı ancak ve ancak ultra yüksek faizler ile elde tutulmaya razı olunan bir paranın itibarı ne kadar olabilir?

Şöyle bir düşünün biri size maaşınızı Türk Lirası ile mi yoksa döviz ile mi almak istersiniz diye sorsa ne dersiniz?

Kim bırak doları, euroyu bana maaşımı Türk Lirası ver der?

Birine borç para verirken Türk Lirası ile verip erimesini seyretmek ister misiniz?

Bu örneklerden de açıkça görüldüğü üzere Türk Lirasının itibarı pek yok ve zaten yaşanan enflasyon da bunu gösteriyor çünkü itibar gören bir para biriminde enflasyon yaşanmaz.

Bir siyasi iktidarın imzasını taşıyan diğer bir önemli belge pasaporttur.

Mevzu bahis Türk Pasaportu olunca bırak yabancı bir ülkeye vizesiz girmeyi vize için sıra bile alamıyoruz.

Türkiye pasaportların gücü sıralamasında 125 puan ile 41. sırayı Rusya Federasyonu ve Venezuela ile paylaşıyor.

Yani pasaportuna itibar eden de pek yok.

Bir siyasi iktidarın imzasını taşıyan diğer bir çok önemli belge de diplomadır.

Diploma bir ülkede eğitim gören yerli ya da yabancı bir kişinin eğitiminin niteliğini gösteren en önemli belgedir.

Bu noktada sadece diplomayı alanın değil diploma veren kurumların da nitelik ve itibarı çok büyük bir önem taşır.

Şöyle bir düşünün elinizde Oxford, Harvard, Yale ya da Sorbonne diploması ile mi yoksa Çemişgezek Üniversitesi bilmem ne bölümü diploması ile mi iş aramayı istersiniz?

Biz memleketteki üniversitelerin ve eğitimin niteliği ile ilgili çok ciddi tereddütler yaşarken şimdi birde bu üniversitelerde bile okumadan sahtecilik yolu ile edinilen diplomalar meselesi çıktı.

Peki böyle sahte diploma piyasasının mevcut olduğu bir ülkeden gelen bir kişinin ibraz ettiği diplomasına artık kim nasıl güvenebilecek?

Sorunun büyüklüğünü ve boyutlarını düşünebiliyor musunuz?

Anlaşılan o ki Türkiye’de eğitim almış biri artık elindeki diplomayı yerli yabancı, içeride dışarıda bir şirkete ibraz ettiğinde bu diplomanın sahte olmadığına, gerçek olduğuna dair işverenleri ikna etmek zorunda kalacak.

Bu memlekette eğitim almış insanlara böyle bir sorunu yaşatmak kimin hakkıdır?

Tamam, geçmişte soru çalındı kendilerine yakın kişilere verildi bunlar lise ya da üniversitelere haksız hukuksuz bir şekilde girdiler, bu zaten büyük bir sorundu amma ve lakin bu seferki sorun çok daha büyük birileri soru çalma yandaşa dağıtma aşamasını atlamış doğrudan diploma dağıtmaya başlamış.

Peki, ülkede hal böyleyken bu ülkede verilen diplomaların itibarı ne olur?

Sonuç olarak memlekette iktidarın imzası ile hazırlanan:

Paranın itibarı yok...

Pasaportun itibarı yok...

Diplomanın itibarı yok...

Beki imzasını taşıyan paranın, pasaportun ve diplomanın itibarı yoksa bir iktidarın itibarı olur mu?

Elbette olmaz!

Yani görünen o ki itibardan tasarruf olmaz diyerek har vurup harman savurup onlarca lüks özel uçakla dolanmak ve bin küsur odalı saraylarda oturmak bir iktidarı itibar sahibi yapmıyormuş...