AKP iktidarı dış siyasetinde Müslüman halkın çoğunlukta bulunduğu ülkelerde “mezhepler, tarikatlar ve cemaatler” üstü bir çizgi izlemesi gerekirken bunu Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu yapmadı.
Mustafa Kemal Atatürk’ün dış politikasını AKP iktidarı anlamış olsaydı, İran-Körfez arasındaki Şii-Sünni çatışmasını aşabilecek tek bölge ülkesinin Türkiye olduğunu görürlerdi.
Hizbullah neden Suriye’ye girmişti?
İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif geçmişte Davos’taki bir oturumda “Hizbullah Şii türbeleri yok edildiği için Suriye’de” deyince, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Türbeler tüm Müslümanlara aittir!” demişti.
RTE’nin İran ziyaretinin en kritik yanı son zamanlarda yaşanan vurgun hattı oluşturuyor. “17 Aralık 2013 operasyonu, İran-Halk Bankası-altın” üçgenini çıkmaz sokağa götürdü.
Üstüne bir de operasyonda tutuklanan İran asıllı işadamı Reza Zarrab’ın Suudi Arabistan’ın ABD Büyükelçisine 2011’de düzenlenmesi planlanan suikast için 1,5 milyon dolar gönderdiği orta çıktı.
Ayrıca İran, kendisine batı tarafından uygulanan yaptırımları Türkiye üzerinden altın ticareti ile deliyordu.
İşin bir başka yönü ise Amerikan Hazine Bakanlığı’nın Terörizm ve Finansal İstihbaratından sorumlu müsteşarı David Cohen, RTE’nin Tahran ziyaretinden tam bir gün önce yani 28 Ocak 2014’de Ankara’ya gelmesinin önemli nedeni vardı.
Cohen’in RTE’ye pragmatizme dönük önemli bir önerisi vardı.
Neydi bu öneri?
“İran ile iş yapmak için henüz erken, beklemede kalın!” diyordu.
Oysa Amerikan Hazine Bakanlığı’nın Terörizm ve Finansal İstihbaratından sorumlu müsteşarı David Cohen, “17 Aralık operasyonundan” iki gün sonra yani 19 Aralık’ta yaptığı Türkiye ziyaretinde RTE ve Ahmet Davutoğlu’na aynı uyarıyı yapmıştı.
RTE iktidarı iki arada bir derede kalmıştı.
Çünkü Türkiye kullandığı doğalgazın yüzde 30’undan fazlasını İran’dan alıyordu.
Petrol ithalatı enerjinin bir başka ayağıydı.
Türkiye’nin İran ile ticaret hacmi yıllık 20 milyar doları aşıyordu.
Türkiye ile İran arasındaki sorunları çözüm kavuşturmak için İran’a giden RTE hem ABD’ye yeşil ışık yakıyor hem de İran yönetimine gülümsüyordu.
Tahkiye…
İran ile RTE iktidarı “uzlaşamadıkları” konularda “uzlaşacaklar” mıydı?
Çünkü “17 Aralık 2013 operasyonu” aynı zamanda “Türkiye-ABD-İran” üçgenini bombalamıştı.
Tahran-Ankara hattında birkaç yıldır sürdürülen para transferlerine Türkiye’de hangi banka ev sahipliği yapmıştı.
Devlet bankası olan Halk Bank…
Şimdi 17 Aralık operasyonu ile ortaya çıkan 5 milyon doların “İmam-Hatip okulu yaptırılması” için bağış olduğu tezgâhına kim inanıyor?
RTE mi?
ABD mi?
Yoksa AB ülkeleri mi?
Bilgisayar çağında hiçbir şey gizli kapaklı kalmaz.
Sorunların çözümü sorunların karşılıklı ortadan kaldırılmasıyla çözülürdü. İran’a yapılan ziyaret sorunların gülümsemeyle çözülemeyeceğini gösteriyordu. Devlet adamlığı tahkiye yaparak gülümsemeyle olmazdı. &&&