Faiz deyince elbette birçok faiz oranı var. Önemli olan kredi faizlerini, bono tahvil faizlerini, mevduat faizlerini,...
Faiz deyince elbette birçok faiz oranı var. Önemli olan kredi faizlerini, bono tahvil faizlerini, mevduat faizlerini, eurobond faizlerini, kredi kartı ve kredili mevduat faizlerini bunlardan hangisini konu aldığımız.
Malum epeyce bir süredir Merkez Bankası’nın ilan ettiği gösterge faizleri enflasyonun çok ama çok altındaydı. Benim konuşmak istediğim işte bu politika faizi denilen faiz haddi çünkü uzunca bir süredir ilk defa bu günkü toplantıda faizlerin yükseltileceği bekleniyor.
Merak edenler için söyleyeyim politika faizi, bir ülkenin merkez bankası tarafından belirlenen ve genellikle ekonomik büyüme, enflasyon ve istihdam gibi faktörlerin dikkate alındığı resmi faiz oranıdır. Politika faizi, para arzını ve likiditeyi yönlendirmek amacıyla kullanılır.
Merkez bankaları, politika faizi aracılığıyla ekonomik aktiviteyi düzenler. Faiz oranlarını artırarak para arzını sınırlayabilir ve ekonomik büyümeyi kontrol altında tutabilirler. Öte yandan, faiz oranlarını düşürerek borçlanma maliyetini azaltabilir ve ekonomik canlanmayı teşvik edebilirler. Merkez bankaları iktidarların ekonomik hedeflerini de dikkate alarak ekonomik verileri analiz eder ve para politikasını belirlemek için faiz oranlarını uygun şekilde ayarlar.
Politika faizi, bankaların borç alırken veya borç verirken kullanacakları referans faiz oranıdır. Dolayısıyla, politika faizi, bankaların genel kredi maliyetini etkiler ve dolaylı olarak ekonomideki diğer faiz oranlarına da yansır.
Politika faizi, bir ülkenin para politikasının çok önemli bir parçasıdır ve ekonomik istikrarı sağlamak, enflasyonu kontrol altında tutmak ve istihdamı düzenlemek gibi hedefleri vardır.
Politika faizi, ekonomik koşullara, iktidarın ve merkez bankasının önceliklerine bağlı olarak değişebilir.
Bugün ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik kriz ve yüksek enflasyon ortamında politika faizini belirlemek düşünüldüğü kadar kolay değil.
Bir kere sekiz dokuz ay sonra bir yerel seçim var yerel seçimlere düşük büyüme yüksek işsizlik oranı ile girmek iktidarın elbette isteyeceği bir şey değildir.
Bu durumda faizlerin radikal bir şekilde yükselmesi iktidarın işine gelmeyecektir.
Tamam, enflasyon yüksek ve lakin yüksek enflasyon sadece devleti ya da kamuyu Türk Lirası yükümlülüklerinden kurtarmaz aynı zamanda borçlu kişileri ve firmaları da yükümlülüklerinden kurtarır.
Memlekette ekonomik krizin yarattığı bunca zombi firma varken faizlerin yükselmesi ve enflasyonun düşmesi zincirleme iflaslar riskini gündeme getirir ve oluşacak yaygın bir zincirleme iflas dalgası finansal sistemi dahi zora sokabilir.
Diğer yandan suni olarak baskılanan kurlar yüzünden ithalat patlamış ihracat çökmüş durumdadır. Bu durum dış ticaret açığını ve buna bağlı olarak da cari açığı inanılmaz derecede yüksek seviyelere çıkarıyor.
İhracatın durması ithalatın patlaması yerli ve milli üretim gücümüzü de elbette son derecede olumsuz yönde etkiliyor.
Sadece ihracatçı dış piyasada rekabet gücünü kaybedip Pazar yitirmiyor aynı zamanda iç piyasadaki yerli üreticiler de ithal mallar karşısında rekabet gücünü kaybedip içeride de pazar yitiriyor. Bu da doğal olarak yerli üretim gücümüzün zarar görmesine neden oluyor.
Bu hiçbir şekilde sürdürülebilir bir durum değildir.
Neticede bu gün açıklanacak faiz kararı tüm bu dengeleri etkileyecek asli bir unsur olacaktır.
Merkez Bankası’nın yeni başkanı Hafize gaye Erkan ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in işi hiç mi hiç kolay değil tam bir kırk satır mı kırk katır mı durumu bakalım bakalım tercihleri ne yönde olacak?