Baktı kazanması zorda işi duygusala bağlayayım, belki tutar diye düşünen Recep Bey “Benim için bu bir final, yasanın verdiği yetkiyle bu seçim benim son seçimim, çıkacak netice benden sonra gelecek kardeşlerim için bir emanetin devri olacak” açıklamasını yapmış.
Recep Beye biri söylesin bu bir Cumhurbaşkanlığı ya da milletvekilliği seçimi değil altı üstü bir yerel seçim!
Bu seçimle iktidar falan da değişmeyecek…
Ayrıca kendisi de belediye başkanlığı, meclis üyeliği ya da muhtarlık gibi herhangi bir göreve aday da değil!
Recep Bey sadece AKP Genel Başkanı olarak partisinin başında seçimlere giriyor ve eğer AKP Genel Başkanlığından istifa etmeyi düşünmüyorsa AKP Genel Başkanı olarak daha birçok seçime girmesinin önünde de herhangi bir yasal engel yok.
Yani konunun Cumhurbaşkanlığı seçimi ve bu konudaki anayasal sınır ile zerrece bir ilgisi yok!
Bir başka açıdan bakarsak; Recep Bey kamuoyunu yanlış bilgilendiriyor çünkü bahse konu Türkiye Cumhuriyeti Anayasası hükümleri ise aslında Recep Beyin son seçimi 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimiydi.
Bu seçimlere girdi kazandı ve ikinci kere Cumhurbaşkanlığı yaparak anayasanın kendisine tanıdığı hakkı son bir kez kullanmış oldu.
2023 Seçimlerinde tekrar aday olması Anayasamızın amir hükmüne kesinlikle aykırıydı ve lakin Anayasayı çiğneme pahasına bir kere daha aday oldu…
YSK gene Anayasamızın açık hükmüne rağmen bu adaylığı kabul etti…
Muhalefet de anayasaya açıkça aykırı olmasına rağmen bu adaylığa itiraz etmeyerek ve Anayasaya aykırı bir şekilde düzenlenen bu seçimlere girmeyi kabul ederek Recep Beyin üçüncü bir kere daha aday olmasının önünü açtı…
En nihayetinde seçimler oldu ve Recep Bey seçilerek Anayasamıza kökten aykırı olmasına rağmen üçüncü kere Cumhurbaşkanlığı yapmaya başladı.
Dolayısıyla Recep Bey’in Benim için bu bir final, yasanın verdiği yetkiyle bu seçim benim son seçimim demesi anlamsızdır.
Diğer yandan Recep Beyin anayasadan pek hoşlanmadığı, anayasayı canı istediği zaman çiğnediği ve kendisi tarafından atanan memurların ise bu konuda kendisine yol verdiği de malumumuz.
Ayrıca imkân bulup ya da imkân yaratıp anayasayı değiştirmek istediğini de çok iyi biliyoruz. Dolayısı ile duygulara hitap etmesi hesaplanan bu söz hiçbir şekilde bir anlam ifade etmemektedir.
Fakat bu lafın asıl anlamsız yönü: Bu seçimin bir yerel seçim olması ve Recep Beyin bu seçimlerde herhangi bir göreve seçilmek üzere adaylığını koymaması dolayısı ile bu seçim benim son seçimim demesidir!
Bu söylem son derecede mantıksızdır. Haaa AKP’nin başında madem ben varım, Genel Başkan benim o halde bu seçim benim de seçimimdir diyorsa bu başka bir konu çünkü anayasal olarak bir kere daha cumhurbaşkanı seçilemeyeceğini kabul etmiş olsa bile kendisinin AKP Genel Başkanlığını sürdürmesinin önünde herhangi bir engel yoktur.
Daha birçok yerel seçimde partisinin başında olup, seçimlere girmesi son derecede büyük bir olasılıktır.
Hatta kendisi bir yolunu bulup ya da yaratıp Cumhurbaşkanlığına dördüncü kez aday olamasa bile AKP Genel Başkanı olduğu müddetçe seçimlere girecek ve desteklediği bir adayın Cumhurbaşkanı olması için çalışacaktır.
Söylemin mantıksızlığını bir kenara bırakırsak bunun siyaset ve seçmen üzerindeki etkisi ne olur?
Öncelikle şunu söyleyeyim hem AKP içinde ve hem de muhafazakâr tabana yönelik siyaset yapan ve Recep Bey sonrası için hesabı olan kişilerin mücadelesi kızışacaktır.
Örneğin Yeniden Refah Partisi ve Genel Başkanı Fatih Erbakan büsbütün bileylenecek ve ayrıca AKP içindeki iktidar mücadelesi de daha da sertleşecektir.
Muhalif seçmen ise Recep Bey sonrası iktidar olmasını öngördüğü kişi ve parti etrafında konsolide olacaktır ki bu da Ekrem İmamoğlu’dur.
Yani bu durumda bence Recep Bey yanlış karta oynamış görünüyor…