AKP Genel Başkanı Recep Bey, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşmuş enflasyona ilişkin yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmış: “Çok geniş bir alanda sorumluluk yüklendiğimizin farkındayız. Bunun için polemiklerden uzak duruyoruz. Son dönemde insanımızın canını en çok yakan hiç şüphesiz hayat pahalılığıdır. Enflasyondaki yüksek oranlı artışlar tüm dünyanın sorunudur. Yeni yol ve yöntemlerle enflasyonun ve yol açtığı sorunların üstesinden gelecek bir program uyguluyoruz.
Emeklilerimizin yaşadıkları sıkıntıları bir nebze de olsa hafifletmek için bir defaya mahsus 5 bin lira ikramiye ödenmesini kararlaştırdı. Hem çalışanlarımızın hem de emeklilerimizin ücretlerinde yeni düzenlemeyi yılbaşında ayrıca yapacağız.” Demiş. Milton Friedman kendisine Nobel Ekonomi Ödülü verilirken yaptığı konuşmada "enflasyon her zaman ve her yerde parasal bir olgu olmuştur." Demiştir ve bu görüşünde de sonuna kadar haklıdır.
Enflasyonun tek sebebi paranın değer kaybıdır! Günümüzde kullanılan kâğıt paralar devletlerin sonsuz vadeli sıfır faizli senedi hükmündedir ve altın ya da gümüş paralar gibi kendi başına bir değer taşımazlar. Bretton Woods sisteminin 70’li yılların başında çökmesinden bu yana altın ya da döviz karşılığı basılan herhangi bir kâğıt para da bulunmamaktadır. Bugünkü kağıt paraların değeri tamamen itibaridir ve değerlerini parayı basan otoritenin itibarından alırlar
Peki, bir kâğıt para neden değer kaybeder? Bir kâğıt paranın değer kaybetmesinin iki ana nedeni vardır, bunlar:
1- Paranın dolaşımdaki miktarının gereğinden fazla artması.
2- Parayı basan otoritenin itibar kaybetmesi.
Parayı basan otoritenin itibarı azalır ve veyahut dolaşıma sokulan para miktarı artarsa o para değer kaybeder.
Ekonomiyi etkileyen ana faktörlerden biri ekonominin en temel aktörü olan insanların duygusal tepkileridir.
Her ne kadar homoekonomikus diye bir teori var ve insanların ekonomik kararlar alırken rasyonel davranacağını iddia ederse de bu aslında gerçekler ile çoğu zaman örtüşmez. Birçok insan ekonomik kararlarını alırken rasyonel değil duygusal davranır. Öfke, hırs, korku, nefret ve benzeri insan duyguları ekonomik kararları derinden etkiler. Para ile ilgili karar verirken de aslında duygularımız epey etkindir özellikle para ile ilgili geleceğe yönelik yatırım, faiz, kar, vadeli satış fiyatı gibi kararlar beklenti ve duygulardan çok fazla etkilenir.
Ekonomiyi etkileyen en önemli duygu ise güvendir doğrusunu söylemek gerekirse tüm ekonomik faaliyetler öncelikle güven duygusu üzerine inşa edilir.
Ekonomiye ve özellikle de paraya güveni tesis edemezseniz ne kalkınmayı sağlayabilirsiniz ve ne de enflasyonu engelleyebilirsiniz.
Gelelim Recep Bey’in dediklerine enflasyonu engellemek için bir program uyguluyoruz demiş ama ne ortada bir program var ve nede yapısal reformları yapacak siyasi irade!
Dinlemezler ama ben gene de üzerime düşeni yapayım neler yapılması gerektiğini ana başlıklar halinde bir defa daha sayayım:
1- Güveni tesis edecek şekilde siyasi sistem değiştirilmeli bu günkü tek adam sistemi denge ve denetleme mekanizmalarının iyi çalıştığı bir demokratik sisteme dönüştürülmelidir.
2- Güveni tesis etmede bağımsız tarafsız adil ve hızlı işleyen bir yargı sistemi olmazsa olmazdır. Derhal bir yargı reformu yapılmalı ve demokratik ve efektif bir yargı sistemi inşa edilmelidir. Bakın net olarak söyleyeyim bu iki yapısal reform yapılmadan ağzınızla kuş tutsanız ekonominin sorunlarını çözüp, enflasyonu engelleyemezsiniz.