Avrupa Merkez Bankası’nın faiz kararı öncesi ortak para birimi euro, dolar karşısında 20 Eylül’den beri ilk...
Avrupa Merkez Bankası’nın faiz kararı öncesi ortak para birimi euro, dolar karşısında 20 Eylül’den beri ilk kez 1 seviyesinin üzerine yükselmiş bulunmaktadır.
Yatırımcılar tarafından güvenli liman olarak görülen doların önemli para birimleri karşısında güçlenmesiyle euro, Temmuz ayında dolar karşısında 20 yıl sonra ilk kez 1 seviyesinin altına gerilemiş ve uzun sürede bu seviyede kalmıştı.
Gelecek hafta gerçekleşecek Fed toplantısının doların hareketinde etkili olması bekleniyor. Fed’in toplantısında agresif faiz artışlarına devam etmesinin doları desteklemesi bekleniyor.
Euro’nun güçlenmesi bizim ihracatımız ve ihracatçılarımız açısından son derecede önemlidir çünkü ihracatımızın önemli bir kısmını euro ile yapıyor ama birçok ham ve ara malı dolar ile alıyoruz.
Dolar ve euro arasında yaşanan bu parite değişimi dış ticaret dengemizi epeyce bir sarsmış bulunmaktadır.
Avrupa Birliğinin bir resesyonu da göze alarak enflasyon ile mücadelede kararlı bir duruş sergilemesi ve Avrupa Merkez Bankasının doğru para politikaları uygulaması hiç şüphesizdir ki euroya güç ve değer katacaktır.
Elbette ki hem euro bölgesinde hem İngiltere’de ve hem de Amerika’da enflasyon ekonomik dengeleri tehdit edecek kadar yüksek bir seviyededir.
Covid 19 pandemisinin yarattığı yıkıcı ekonomik ve sosyal etkileri engelleyebilmek amacı ile hükümetlerin uyguladığı ultra gevşek para ve maliye politikaları yüzünden ortaya çıkan yüksek enflasyon dalgası açıkça söylemek gerekirse tüm küresel ekonomiyi tehdit etmektedir.
Özellikle gelişmiş ülkelerin enflasyon ile mücadelede bir tereddüt yaşaması ve zaaf göstermesi halinde enflasyonun katılaşacağı ve kalıcı hale gelebileceği uyarısını tüm uzman ekonomistler dile getirmektedir.
Enflasyonist politikalar bir noktada uyuşturucu kullanımı gibidir, bağımlılık yaratır. Malum uyuşturucular o an için size hoş gelir, derdinizi tasanızı ve hatta ağrınızı sızınızı bile unutturur. Fakat giderek bağımlı olur, yaratacağı tıbbi ve sosyal sorunları bildiğiniz halde uyuşturucudan kurtulamazsınız. Çok benzer bir şekilde uyuşturucunun, uyuşturucu bağımlılığının yarattığı sağlık ve sosyal sorunlar gibi enflasyonda ekonominin sağlığına çok büyük bir zarar verir, kalkınmayı ve gelişmeyi engeller. Üstelik enflasyon ile mücadelenin vatandaşlarda yaratacağı acı politikacılara oy kaybı olarak döneceği için politikacıları enflasyonist politikalara bağımlı bir hale getirir.
Bilgi ve sorumluluk sahibi politikacılar bu yüzden enflasyonun kontrolden çıkmasına ve yükselmesine asla izin vermez. Savaş, salgın ve sair doğal afetler gibi beklenmeyen olaylar sonucunda enflasyon yükseldiğinde bile vatandaşların acı çekmesini göze alarak enflasyonu düşürecek önlemleri derhal alırlar ve bu önlemlerin başında da sıkı para ve maliye politikaları uygulamak gelir.
Türkiye’de ise enflasyon çok yüksek! Enflasyondan şikâyet edip enflasyonu düşürmek için mücadele veren ülkelerin on katından fazla bir enflasyon yaşandığı halde Türkiye’de enflasyona karşı herhangi bir mücadele yok! Sıkı para ve maliye politikaları uygulamayı bir yana bırakın faizleri düşürmek ve bütçe harcamalarını artırmak gibi genişlemeci, gevşek politikalar hala sürdürülüyor.
İktidarın tek yaptığı örtülü bir sabit kur rejimi uygulamak bir takım arka kapı yöntemleri ile döviz alım satımı yaparak belirlenen kur seviyesini savunmak.
Demedi demeyin iktidar son derecede yanlış bir yoldadır, onlar enflasyonun yükselmesine kurların sebep olduğuna inanıyor. Oysa kurlar ve enflasyon arasındaki ilişki tam aksi yöndedir. Enflasyonun yükselmesi kurları yükseltir. İki ülke para birimi arasındaki kurlar yani değişim değeri en temelinde iki ülke enflasyonu sonucunda belirlenir. Bir ülkenin enflasyonu kontrol etmeden kurları kontrol etmesi hiçbir şekilde sürdürülebilir bir durum değildir.