Türkiye geride bıraktığımız yüzyıl içinde kendi uçağını yapmayan ya da yapamayan bir ülke kumuna getirildi. İkinci Dünya Savaşı’nda yerle bir olmuş Almanya bile kendi uçağını yapıyor. Başka ülkelere uçak satıyor. Türkiye neden kendi uçağını yapamıyor? Akıllarda büyük şüphe var! Bugün Türkiye’nin sayı olarak 40 kadar savaş uçağına ihtiyacı var. Açık ve net olarak söyleyelim; ABD, Türkiye’ye uçak vermiyor.
F-35 savaş uçağını dünyanın herhangi bir ülkesinin alma olasılığı var mı? Var. Bastırırsın dolarları var. Ancak Türkiye’ye uygulanan bir yasak var. Kim tarafından? ABD tarafından… Bu uçağın artık verilmeyeceği kesinleşti. Türkiye’nin savunma planlarına göre bu uçakların alınması gerekiyordu. Alınamıyor. Yoksa Türk Hava Kuvvetleri’nden bir boşluk doğacağı bütün askeri planlayıcılar tarafından açıklanıyor. F-35 uçağı için Türkiye’nin ABD’ye ödediği 4,5 milyar Dolar’a rağmen bu uçaklar Türkiye’ye teslim edilmeyince, hava savunma sisteminin birincil unsuru olan savaş uçağı açığı çok büyüdü. Bu durumu da zaman takıştığımız ve 18 adamızı Ege Denizi’nde işgal eden Yunanistan da biliyor.
ABD, Yunanistan’a F-35 ve F-36 uçağı veriyor. Parasını aldığı halde Türkiye’ye vermiyor. ABD’den çekinen Almanya ise Türkiye’nin istediği savaş uçağı konusuna olumsuz yaklaşıyor. Bu yetmezmiş gibi Türkiye’nin bir de uçak motor sorunu bulunuyor. Türkiye’nin üretmeye çalıştığı Kaan’ın öz geçmişi ise çok yenidir. Ama öyküsünün Altay tankının öyküsüne benzememesi Türkiye’nin başına iş açar. Savunmamızın önemli sorunlarından birisi de motor teknolojisinin geliştirilememiş olmasıdır. Tankın, uçakların ve gemilerin motorları konusunda şu anda tamamen dışa bağımlıyız. Kara, deniz ve hava kuvvetlerinde yerlilik oranı ne kadar yükseltilirse yükseltilsin motor sorunu henüz aşılabilmiş değildir.
Rahmetli Necmettin Erbakan motor yapımını hep gündemde tutmuştur. Ama uzun erimli planlama, tasarım ve test süreçlerinden geçmesi gerekiyordu. İnsansız sistemlerde gösterilen başarı henüz motor konusunda gösterilemiyor. Peki neden? Nedeni açıktır. Türkiye, açık ve kapalı ambargolar nedeniyle savunma konusunda başka bir ülkeye güvenemeyeceğini bir kez daha iyiden iyiye anlamalıdır. Bu konuda yapmış olduğum araştırmada, hava savunma füze sistemleri geliştirmeye çalışıyoruz. Çünkü her ülke ürettiği sistemleri başka ülkelere verme konusunda çok kıskanç davranıyor.
Türkiye’nin Rusya ile alışverişinin artırılması, başta ABD olmak üzere tüm AB ülkelerini Türkiye’ye karşı cephe almaya itti. Hele Türkiye’nin Rusya’dan almış olduğu S-400 savunma sistemi ABD’yi çileden çıkardı. Ama S-400 şu an kullanılmıyor. Milli Savunma Bakanı Güler, kendisine yöneltilen soruya, gülünecek bir şu yanıtı verdi: “Bu çamaşır makinesi mi, canımız istediğinde kullanalım” diye. Dünyanın dengesi bozulmuş iki ülkesinden biri Türkiye, öteki ise güney komşusu Yunanistan, doğusunda İran ve Ermenistan var. S-400 sisteminin radarlarını çalıştırmak için yeterli değil mi? Bu sisteme ihtiyaç duyulmuyor ise hangi akıllı akıldaki şüphe ile S-400’lere 2 milyar Dolar’ın üzerindeki parayı Rusya’ya ödedi?