Dünyada Yerküreye hakim olmak isteyen iki güç var, bunlardan biri muhafazakar aşırı milliyetçi ve dinci tutucu...

Dünyada Yerküreye hakim olmak isteyen iki güç var, bunlardan biri muhafazakar aşırı milliyetçi ve dinci tutucu neokonservatifler ki bunlara Neoconlar diyoruz diğeri ise liberal, değişim ve gelişmeden yana olan seküler, eşitlikçi ve insanı, bireyin özgürlüğünü önceleyen Küreselci Gelişimciler. Aralarında dünya hegemonyası için savaş veren her iki grupta homojen olmadığı gibi içlerinde , değişik banka ve sanayi sermayesinden güçlü grupları, sivil toplum örgütlerini ve düşünce gruplarını barındırmaktadırlar.

Bunlardan Küreselci Gelişimciler, çok daha özgürlükçü ve bireyin hak ve hukukunu öne çıkarmakta insanın temel hak ve hürriyetlerine önem vermektedir. Ancak yukarıda bahsettiğimiz gibi homojen bir nitelik taşımamaktadır. Grubun önemli ideologlarından birileri Noam Chomsky ve Robert Polın ise de bir diğeri de Jeremy Rıfkindir. Daron Acemoğlu ve Dani Rodrik te gruba yakın düşünceleri paylaşan Türkiyeli ekonomistlerdir.

Küreselci Gelişimciler: ‘’ Bugüne kadar yerkürenin altını delik deşik ederek demir, bakır, alüminyum, krom, kömür, gaz ve petrol gibi madenler çıkardık. Eşya ve araç yapmak için demiri, alüminyumu ve bakırı eritmek ve ualışımı kolaylaştırmak için kömürü, gazı ve petrolü yaktık. Dolayısı ile yerkürenin altını delik deşik ederek ve petrol, kömür ve doğalgazı yakarak yeryüzünü kirlettik yaşanmaz hale getirdik. Kuzey ve güney kutuplarda buzullar eriyor ve dünyamızın iklimi, kısa bir gelecekte insan ve canlının yaşamasına olanak vermeyecek şekilde değişiyor.

Eğer iklim değişimine çare bulunmaz ise 2030 yılından sonra yerkürede yaşamak zorlaşacak ve giderek imkansız hale gelecek. Noam Chomsky ve Robert Pollın, İklim Krızı ve Küresel Yeşil Yeni Düzen adlı kitaplarında iklim değişimini ve sonuçlarını ve sebeb olanları ayrıntıları ile irdelemekte ve çare de önermektedirler. Bu çarenin başında, bundan böyle karbon salınımı yüksek olan petrol, kömür ve doğal gaz gibi fosil yakıtların kullanılmamasını önermektedirler aksinin ise dünyanının ölümünün olacağını iddia etmektedirler.

Küreselci Değişimciler, ölmeye yüz tutmuş dünyayı kurtarmak için fosil yakıtlardan uzaklaşmayı önerirken alternatif enerji kaynağı olarak Güneşi, rüzgarı ve akan nehirleri göstermekte ve enerji tasarrufu için elden ne geliyorsa yapılmasını belirtmekte tabiki ve dolayısı ile toplu taşımaya yoğunlaşılmasını gerekli görmektedirler.

Küreselciler bunun için Dünya Gayri Safi Hasılasının Üretiminin (DGSH) 2024 yılından itibaren %2,5 oranından başlamak üzere belli oranlarının iklim değişikliğini önleme projelerine aktarılmasını istemektedirler. Dünya GSH’nın çok önemli %80’lik kısmını gelişmiş, sanayileşmiş ve petrol üreten ülkeler gerçekleştirdiğine ve dünyanın kirletilmesinde de bu ülkeler başat rol oynadığına göre iklim krızını önleme projelerinin onlarca yıl sürecek maliyetine de bu ülkelerin katlanması gerektiği öngörmekte ve tasarlamaktadırlar.

Bu iş için Birleşmiş Milletler nezdinde kurulmuş bulunan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli Örgütü( İntergovermental Panel on Climate Change IPCC) kurulmuş ve görevlendirilmiştir. Yani gelişmiş ,sanayileşmiş ve petrol üreten ülkelerden yıllık %2,5 oranında kesintiyi IPCC yapacak (ki bu tutar 2024 yılı için 2.6 trilyon dolardır) ve iklim değişikliğini önleme konusunda proje geliştiren ülkelere uzun vadeli sıfıra yakın faizli proje kapsamlı krediler verecektir.

Bu projeden de Türkiye’ye önümüzdeki yedi yıl boyunca, geliştireceği güneş ve rüzgar enerjisi, hidroelektrik santrali ve enerji tasarrufunu önceleyen toplu taşımacılığı kapsayan metro,demiryolu vs projeleri için toplam 300 milyar dolarlık bir kredinin verilmesi öngörülmektedir. Yılbaşına tahmini 42,5 milyar dolar düşmektedir ve bazı siyasilerce yurt dışından beklenen 300 milyar doların aslı ve kaynağı budur.

Tabiki, lklim değişikliğini önlemeyi doğayı korumayı önceleyen bir hükümet ile muhatap olurlarsa.