Öncelikli olarak yaşadığımız deprem, geçtiğimiz süreç, toplumsal bir travma olarak hayatımızda yer edindi. Büyük bir yer...
Öncelikli olarak yaşadığımız deprem, geçtiğimiz süreç, toplumsal bir travma olarak hayatımızda yer edindi. Büyük bir yer sarsıntısı toplumda zayıf ve eksik olan şeyleri adeta gözümüze sokacak şekilde açığa çıkarması, içimizi derinden yaralamaktadır. Bunun yanında olağanüstü toplumsal dayanışma, değerlerimizi ve birlik kültürümüzü yitirmediğimizi göstermesi de övünülecek bir haslet olarak belleklerde yer etti. Bütün halkımızın başı sağ olsun ve yakınlarını kaybedenlere sabırlar diliyorum. Depremden zarar görenlerin bütün acılarının giderilmesi yanında yeni bir hayat kurmalarının bir önce sağlanması için her türlü toplumsal dayanışmanın sağlanması bu yaraları azaltacak ve tedavi edecektir.
Deniz Baykal, uzunca sayılacak bir toplumsal siyasi tarihi dönemin aktörü. Kimilerine göre siyasi bir iflah olmaz müzmin muhalif, kimilerine göre siyasi hırslarına hapis olan bir siyasi lider. Ama siyasi hayatı, parti içi mücadelenin en önde giden muhalefet lideri ve bu mücadele sonucunda elde edilmiş bir genel başkanlık. Baykal, her defasında çalkantılı bir dönemin parti içi ve/veya toplumsal hayatın siyasal bir aktörü oldu.
Baykal, 1938 yılında Antalya’da doğdu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. Baykal, 1960 yılında Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne asistan olarak girdi. Doktora çalışmalarını tamamladıktan sonra iki yıl ABD’de kalarak, üniversitelerde akademik çalışmalarını sürdürdü.
Yurda dönüşünden sonra, Bülent Ecevit’in 14 Mayıs 1972’de CHP Genel Başkanlığına seçilmesinden sonra siyasal bilgiler fakültesinde öğretim üyesi iken, siyasete taşıdığı Deniz Baykal, yer aldığı partilerin içindeki mücadeleleriyle öne çıktı.
Baykal, 1973 yılında Antalya’dan milletvekili seçildi.
Ecevit’in başbakanlığında kurulan CHP-Milli Selamet Partisi (MSP) koalisyon hükümetinde Maliye Bakanı oldu. CHP-MSP koalisyonu, Kıbrıs Barış harekâtından sonra anlaşmazlığa düşerek hükümet dağıldı.
CHP’nin 14 Aralık 1974 tarihinde yapılan kurultayında, hükümetin dağılması ve parti içinde ”demokratik sol” ve ”ortanın solcuları” kavramı üzerindeki tartışmalar da eklendi. Kurultaydan sonra Baykal, genel sekreter yardımcılığına getirildi. Parti içerisinde sürdürülen tartışmalarda Baykal, çalışma yöntemleri ve yönetim anlayışından kaynaklanan anlaşmazlıklar nedeniyle 8 Mart 1976’da bu görevinden istifa etti. Merkez Yönetim Kurulu’nun 4 üyesi de Baykal ile hareket etti. CHP tarihinde bu olay ”5’ler Hareketi” olarak yer aldı.
1977 yılında yapılan seçimlerde CHP yüzde 41,4 oy oranı ile 213 milletvekili çıkardı. Ecevit, azınlık hükümetini kurdu, ancak güvenoyu alamadı. Bülent Ecevit, AP’den istifa eden 11 bağımsız milletvekili ile Cumhuriyetçi Güven Partisi (CGP) ve DP’nin desteğinde, kurulan hükümette Deniz Baykal, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı oldu.
24 Mayıs 1979 tarihinde yapılan CHP’ kurultayında 1976 yılında kaldırılan Parti Meclisi’nin yeniden oluşturulması ve tüzüğe konulması tartışmalarıyla gidildi.
Parti içi muhalefeti oluşturan Deniz Baykal, parti içerisinde bir uyumun olması için Parti meclisinin gerekli olduğunu Ali Topuz’la birlikte savundu. Ancak yapılan kurultayda önermiş olduğu parti meclisinin tekrardan parti tüzüğüne konulması kabul görmedi. 1979 yılında yapılan ara seçimlerde beş milletvekilliğini AP partisi kazandı.
Toplumsal çalkantılarının yaygın olarak genişlemesi ve çeşitli toplumsal olayların hızla toplumun her kesimine yayılması sonucu 12 Eylül 1980 yılında ordu yönetime el koydu. Parlamento feshedildi, siyasi partilerin faaliyetleri yasaklandı. Deniz Baykal da göz altına alınan bir siyasetçi oldu.
Askeri yönetimin anayasaya koyduğu siyasi yasaklarla ilgili Anayasanın konuya ilişkin Geçici 4. Maddesinin kaldırılıp kaldırılmaması konusunda halk oylamasında gidildi. 12 Eylül sonrasında, 1987 tarihinde halk oylamasıyla Anayasa’da yapılan değişikliklerle yasaklı siyasi liderlere siyaset yapma olanağı yeniden doğdu. Ecevit, kurulmuş olan DSP’nin başına geçti; Baykal ise 12 Eylül sonrası kurulan SHP’de yer aldı. SHP’nin 25 Haziran 1988’de ikinci kurultayı toplandı. Erdal İnönü yeniden genel başkanlığa getirildi, Parti Meclisi Deniz Baykal’ı destekleyen ekipten oluştu ve Baykal genel sekreter oldu. Baykal görüş aykırılıkları nedeniyle genel sekreterlikten istifa ettikten sonra yapılan kurultaylarda genel başkanlığa üç defa aday olduysa da hiç birinde başarı sağlayamadı.
19 Haziran 1992’de TBMM’de 12 Eylül döneminde kapatılan siyasi partilerin açılabilmesini sağlayan yasa kabul edildi. 9 Eylül 1992 tarihinde CHP yeniden açılarak Türk siyasi yaşamındaki yerini aldı. Baykal, 24 cü kurultay delegeleri ile yapılan 25 ci kurultayda rakibi Erol Tuncer’i geçerek genel başkan oldu.
CHP yeniden kurulup siyasi hayata döndükten sonra Baykal parti içinde başarılı olduysa da genel seçimlerde başarılı olmadı. 18 Nisan 1999 yılında yapılan seçimlerde pati baraj altında kaldı ve Baykal istifa etti. Deniz Baykal, 1 Ekim 2000 tarihinde toplanan 11. Olağanüstü Kurultay’da, yaklaşık 15 ay aradan sonra yeniden CHP genel başkanlık koltuğuna oturdu.
Kaset skandalı olarak tarihe geçen videonun internette yayınlanmasından sonra bir kez daha parti genel başkanlığından istifa etmek durumunda kaldı. Siyasi hayatı sürekli bir mücadele ve çalkantılarla geçen Baykal’ın 12 Eylülden sonra ulusal ve uluslararası, ekonomik ve sosyal olarak solda yaşanılan alternatif toplumsal önermelerin geri planda kalması, ulusal ve yerel bir çıkış olarak ANADOLU SOLU anlayışını politik bir parti anlayışı olarak formüle etti. İngiliz işçi partisi başkanı Toni Blair ‘in seçim propagandasındaki uygulamasından esinlenerek kurultay delegelerinin karşısına parıltılı bir gösteriyle çıkması, akıllarda kalan bir görüntü olarak parti ve siyasi tarihinde yer aldı.
Yaklaşık Elli yıllık toplumsal ve siyasal tarihimizden bir DENİZ BAYKAL gelip geçti.