ÇAVUŞ IŞIK
Tüm Ortopedi ve Beyin Cerrahi Bayiler Derneği (TOBDER), kamuoyuna açıklamada bulundu. Tıbbi cihaz sektörünün günümüzde geldiği sorunların dile getirildiği yazılı açıklamada, maliyet artışlarından ve fiyat güncellenmesi konularına vurgu yapıldı.
Yapılan yazılı açıklama şöyle denildi: “Tıbbi cihaz sektörünün ortopedi ve beyin cerrahisi bayileri ve üreticileri olarak, yıllardır kamu hastaneleri, fakülteler ve özel hastanelere ortopedi ve beyin cerrahisi malzemelerini, hastalar, doktorlar ve satın alma birimleriyle birebir muhatap olarak pazarlamakta ve hizmet sunmaktayız. Bilindiği üzere, 2000'li yıllardan sonra faaliyet alanımızdaki ürünlerin kayıt, satış, temin koşulları ve fiyatları büyük oranda ödeme makamı olan kamu otoritesi tarafından belirlenmeye başlanmıştır. Bu süreçte; Emekli Sandığı, doktorlar derneği ve sektör temsilcisi sivil toplum kuruluşları, iş birliği konusunda üzerinde uzlaştıkları kriterler çerçevesinde bir protokol imzalamışlardır. Bu protokolle, faturaların doğrudan ödeme makamına (Sosyal Güvenlik Kurumu) kesilmesi ve ürünlerin fiyatlarının enflasyon ve döviz kurlarına bağlı olarak otomatik güncellenmesi sağlanmış; başta devletimiz olmak üzere tüm sektör ciddi yarar sağlamıştır.
Ancak son dönemde, döviz kuru artışı, enflasyon, faiz maliyetleri, artan personel giderleri, araç kiraları, akaryakıt masrafları ve hastanelerdeki cerrahi motor, dişli, testere gibi malzemelerin maliyetlerinin (belirlenen fiyatlarla) önemli bir artış göstermesi, sektördeki sürdürülebilirliği zorlaştırmaktadır. Mevcut durumda, fiyatların güncellenmesi kaçınılmaz hale gelmiştir.
Bu süreçte, alacaklarımızın tahsili belli bir düzene girmeye başlamışken, şimdi de ilgili kurumlardaki bazı kişilerin ihmalinden dolayı yeni sorunlarla karşılaşmaktayız. Kestiğimiz faturaların ödeme makamı saymanlıklara geç ulaştırıldığı için tahsilatlarımızda 7 aya kadar varan gecikmeler yaşanmaktadır. Bu durum, yüksek enflasyon ortamında büyük bir problem teşkil etmektedir. Günümüz ekonomik şartlarına göre güncellenmeyen fiyatlar ve ihale sistemiyle yapılan en ucuz alım mantığı, hem kaliteyi hem de faydayı göz ardı eden, son derece güvensiz ve yanlış bir fiyat belirleme yaklaşımını ortaya çıkarmaktadır.
Şunu unutmamak gerekir ki: Tedarikçilerin zarara uğradığı her durum, kamu çıkarı değildir. Kalite ve fayda şartı ne olursa olsun, en ucuza satın almak ve ödeme taahhütlerini yerine getirmemek kamu çıkarı değildir. Tek yanlı, keyfi ve adaletsiz işleyişin kamu yararına olmayacağını, bugün olduğu gibi bu sistemin tıkanmaya devam edeceğini herkesin bilmesi gerekmektedir. Aksine, her aktörün kendisini güvende hissedeceği, karşılıklı hak ve çıkarların dengede tutulduğu adaletli ve sürdürülebilir bir piyasa ortamına ihtiyaç vardır. Sağlıkta, ucuz ürünlerle değil, uygun ürünlerle kamu yararı sağlanır…
Sonuç Olarak; İlgili üç bakanlığımızın temsilcilerinin, STK temsilcilerinin ve Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği’nin temsilcilerinin de katılımıyla oluşturulacak bir çalıştayda, SUT, ihale sözleşmeleri, ÜTS, geri ödeme sistemi gibi konular tekrar değerlendirilecek ve tedarikçilerin ve kamu kurumlarının haklarını koruyan bir düzenlemeye gidilmelidir.”