29 Ağustos 2024 tarihinde Ankara’da faaliyete geçen Muhabirler Derneği (MUHABİR-DER) Yönetim Kurulu Başkanı Berrin Yücesan önderliğinde bir araya gelen 42 gazeteci kendi hikayelerini kaleme alarak kitaplaştırdı.
MUHABİR-DER çatısı altında toplanan 42 gazetecinin mesleklerini icraları sırasında başlarından geçenleri anlattıkları ’Son Dakika – Bizim Hikayemiz: Gördük, Yaşadık, Yazdık’ kitabı geçtiğimiz hafta Ankara’da tanıtıldı.

Tanıtım programına; Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, Etimesgut Kaymakamı Özlem Bozkurt, Emekli Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Hasan Yücesan, MUHABİR-DER Başkanı Berrin Yücesan, MUHABİR-DER Başkanvekili Demet Keser Soyuçok, MUHABİR-DER Başkan Yardımcıları Beyazıt Cebeci, Oya Armutçu, Erden Karaoğlu, Hülya Keklik, Selçuk Böke, MUHABİR-DER Genel Sekreteri Seyit Taşdelen, MUHABİR-DER Saymanı Yeliz Uslu Aslan, MUHABİR-DER İletişim Koordinatörü Dilek Acar, MUHABİR-DER Yönetim Kurulu Üyeleri Sevim Taşdelen, Teoman Korkmaz, İlknur Atalay Özdemir, MUHABİR-DER üyeleri ve davetliler katıldı. Ankara Valisi Vasip Şahin ise etkinliğe, kitabı ve MUHABİR-DER’i tebrik eden yazılı mesaj ile katıldı.
“GAZETECİLİK BU MESLEĞE ADANARAK YAPILIR”
MUHABİR-DER Başkanı Berrin Yücesan, tanıtım programında yaptığı konuşmada, gazetecilik mesleğini farklı kulvarlarda ve farklı basın organlarında yapan gazetecilerin sahada yaşadıkları deneyimleri çok doğal ve akıcı bir diller kaleme aldıklarını dile getirdi. Yücesan şöyle konuştu: “Bu kitap 42 gazetecinin sahada yaşadıklarının ortak sesidir. Yağmurun, karın altında, enkazın başında, savaş alanlarında, kimi zaman hayatı pahasına gerçeğin izini süren meslektaşlarımızın kaleminden dökülen hakikatin sesidir. Çünkü sahada attığımız her adım yalnızca bir haber değil, aynı zamanda bir insanlık görebilir bu geceyi özellikle Filistin’de gerçeği dünyaya duyurmaya çalışırken şehit olan, yaralanan tüm gazeteci meslektaşlarımıza adıyoruz. Onların cesareti bize bu mesleğin kutsallığını ve ağırlığını bir kez daha hatırlatıyor.”

“KİTAP, CUMHURBAŞKANLIĞI KÜLLİYESİ KÜTÜPHANESİNDE YERİNİ ALACAK”
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu ise muhabirliğin çok zor bir meslek olduğuna belirterek, özveri ile gazetecilik mesleğini icra eden tüm basın mensuplarını tebrik etti. Topçu “Muhabirler, bizi haberle buluşturmak için hayatlarını ortaya koyuyorlar. Savaş alanlarında, Gazze’de yapılan soykırımı haberleştirirken Allah onların yardımcısı olsun. Görevi başında şehit olanlara Cenab-ı Hak rahmet etsin. Bu görevi en zor şartlarda yürüten bütün arkadaşlarımıza Allah yardımcı olsun. Biliyorsunuz biz yazıyı bulan ilk milletlerden biriyiz. Yani bugün dünyanın sahibi olduğunu iddia edenler, daha dünya tarihinde yerleri yokken biz devletimizin manifestosunu taşlara yazı olarak yazmışız. 40 küsur arkadaşın meydana getirdiği bu eser okuyucularla buluştukları zaman muhabirliği gerçekten ne kadar çetin ama bir o kadar şerefli bir görev olduğunu görmüş olacaklar. Bu kitap geleceğe de onların yaşadıklarını kendi meslektaşlarına da aktarmış olacak, topluma da aktarmış olacak. ’Söz unutulur, yazı kalır’ sözünden hareketle böyle bir eseri meydana getiren arkadaşlara da çok teşekkür ediyorum. İnşallah kitabın bir tanesini alacağım. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kütüphaneye de koyacağız. Bir tanesini de beyefendiye arz edeceğiz.” diye konuştu.
“KÜLTÜR VE TURİZM BAKAN YARDIMCISINDAN DESTEK SÖZÜ”
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu da muhabirliğin öneminden bahsederek sözlerine başladı. Mumcu; “Bugün buraya gelme sebebimiz birbirinden kıymetli üstatlarımızın yaşadığı olayları ve gördüğü gerçeklikleri kaleme alması. ’Söz uçar yazı kalır’ bu anlamda çok kıymetli bir konu olduğunu da hepinizin huzurunda bir kez daha ifade etmek istiyorum. Biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak bu tarz STK’larımıza, derneklerimize mekan ve her türlü desteğe vermeye hazır olduğumuzu bakanımızın da selamlarını ileterek sizlere söylemek istiyorum.” dedi.
“MUHABİRLER HABERE RUH KATIYOR”
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu’dan sonra söz alan İçişleri Bakan Yardımcısı Bülent Turan ise muhabirlerin kamuoyunu doğru ve hızlı bir şekilde bilgilendirme görevlerinin son derece önemli olduğunu dile getirdi. Turan, “Gerçeğin peşinde koşan, dertleşen, büyük mesai harcayan özel bir mesleğin mensuplarıyla bir aradayız. Eski dönemlerde gezginler vardı. Köy köy, şehir şehir gezer. Gördüğünü yazar, kitap hazırlardı. Fakat sadece kitap yazmak, anı yazmak değil. Gittiği yere geldiği yerin de haberini götürüp bir anlamda habercilik yapan seyyahlar vardı. O günlerden bugünlere gelindi. Şimdi de daha ötesi acaba ’o gezginlerin görevi bitti, muhabirlerin de bitecek. Yapay zeka bu görevi alacak’ tarzı söylemler başladı. Fakat kim ne derse desin tabii ki yapay zekaya veri yükleyeceğiz. Sonuç alacağız, metin alacağız ama muhabirliğin bir ruhu vardır ve bunu yapay zekanın karşılamasının imkanı olmadığını iddia ediyoruz. Çünkü yapay zeka ne yazarsa yazsın, bir muhabirimizin savaş alanındaki heyecanını, bir yangın ortamındaki terini, bir toplantının saatlerce sürüp heyecanla anlatılmasını yapay zekanın yapma ihtimali yok. Yani zekanın adı ne olursa olsun muhabirlik yok olmayacak.” diyerek sözlerini tamamladı.
Program, hatıralarını kaleme alıp kitaplaştıran 42 gazeteciye plaket takdimi ile son buldu.
Törende TRT Editörü Olgunay Köse ödülünü Cumhurbaşkanı başdanışmanı Yalçın Topçu dan aldı.



