Bir ülkenin çocukları talihsizse, o ülkenin hem bugünü ve hem de yarını tehlikede demektir.

Demokrasi ve iletişim sorunu yaşayan, daha doğru bir anlatımla, demokrasiden yoksun, insana, hayvana ve doğaya yönelik şiddetin her alana yayıldığı bir ülkede çocuklar talihsiz demektir.

Çünkü, böyle ülkelerde, çocuklar için evde, ailede, sokakta, okulda, görüntülü veya sosyal medyada iyi örnekler yoktur. Buna karşılık iyi olmayan veya kaba bir deyimle kötü örnekler çoktur.

Şiddetsiz Toplum Derneği Başkan Vekili, uzman psikolog Şenay Ölmez sıklıkla şöyle vurgular.

“Her şey ailede başlar, şiddet öğrenilir”.

Dünya, sevgi, dostluk ve savaşanlar olduğu için söylüyorum, barış içinde yaşansın diye var oldu veya din kitaplarında yazılanlara göre yaratıldı.

O halde sevgi, dostluk ve barış da aileden başlayarak okullarda öğretilebilir, üniversitelerde, iş yerlerinde ve ortak yaşam alanlarında pekiştirilebilir.

Türkiye’nin çocuklarının talihli yönleri, toplumsal yaşamımızda iyi örnekler elbette var.

İyi olmayan birkaç örneği, sigaradan başlayarak vermeye çalışacağım. Sigaranın sağlığa zararlı olduğunu belirten konuşmaların, yazılı ve görüntülü belgelerin ülkemizde hiçbir anlamı yok.

Çünkü, anneler, babalar ve varsa diğer aile bireyleri, çocukların yanında veya çocukların fark edebileceği şekilde sigara içiyorlar, izmaritleri veya başka çöpleri sokağa, kaldırımlara, geçtikleri yerlere, yeşile, yine çocukların görebileceği şekilde atıyorlar.

Sokağa çıkan çocuklar, günde çok kez, onlarca insanın sigara içtiğini ve izmaritleri yerlere attığını görüyor. Buna, çocukların yanında araçlardan yola izmarit ve çöp atanları da ekleyebiliriz.

Daha ilginci, ders aralarında okulların önündeki sokağa çıkıp sigara içen ve izmaritleri yerlere atan öğretmenleri, çocukların fark etmediklerine sakın inanmayınız.

Anne veya babaların birbirlerini yüksek sesle eleştirmeleri, birbirlerine hakaret etmeleri, ağırlıklı olarak babaların, aynı zamanda anne olan eşlerine bedensel şiddet yapmaları da talihsiz çocuklar için birer kötü örnektir.

Televizyonlarda büyükler haber izlerken hakaretleri ve tehditleri duyan çocukların, seslerin yüksekliğinden veya kelimelerin anlamından dolayı etkilenmemeleri beklenebilir mi?

Kocaman insanların, elbette en başta yükseklerdeki (!) siyasetçilerin, diğer partilere ağır sözlerle saldırmalarından etkilenmeyecek çocuk olamaz diyorum.

İfadeye çağırılsa gelebilecek olan insanların sabaha karşı onlarca araç ve polisle evlerinden alınmasını gören evdeki, komşudaki veya sokaktaki çocuklara, bu durumun kimseye yakışmadığını nasıl anlatacaksınız? “Bu örneklerden çocuklar etkilenmez, çocuklar bunları anlamaz” diyebilecek bir insan var mı aramızda?

Savaş haberleri, yaralanan veya öldürülen insanların, çocukların görüntüleri öyle etkiler ki çocukları. Bunlara, internet kafelerdeki son derece olumsuz ve şiddet içerikli örnekleri de eklemeliyiz.

Türkiye, siyasetteki şiddet dili bakımından doruğa çıkan bir ülke. Çocuklar için evde, okulda, sokakta ve ortak yaşam alanlarında iyi olmayan çok örnek var. Üretilen yalanlardan, hakaretlerden, iftiralardan ve tehditlerden çocukların büyük ölçüde olumsuz etkilendiğini düşünüyorum. Bugünün çocuklarını olumsuz etkileyen örnekleri üretenler bugünün büyükleri, ancak dünün çocukları. Dünün çocukları da onlardan önceki çocukların söylediklerinden ve yaptıklarından etkilenerek büyüdüler, büyütüldüler.

Bu bakımdan, geleceğin büyükleri olan bugünün çocuklarının işi çok zor. Çocukların işi zor, o çocuklar talihsiz, bu nedenle ülkenin de işi çok zordur.

Umarım ve dilerim ki, kötü örneklerle büyütüldükleri için talihsiz olduklarını anlatmaya çalıştığım çocukların yaşadığı Türkiye’miz, talihsiz ve belirsiz bir geleceğe gitmez.

Haydi, melekleşmiş insanlar, kadın ve erkek birlikte, dayanışma içinde, talihi ve yolu açık Türkiye için haydi…