Bu satırları yazarken ellerim titriyor, gözlerimden yaşlar süzülüyor. Ben bir anneyim…

Çocuğunun uykusunda tebessümünü izleyen, uyanınca gülüşünü duyan, onu doyurmak için sofraya oturan, canı yandığında içi yanıp kavrulan sıradan bir anne… Ama işte bugün, sıradan bir anne olamıyorum. Çünkü dünyanın dört bir yanında, benim çocuğumla aynı yaşta çocuklar, savaşın ortasında yaşamla ölüm arasında sıkışıp kalıyor.

Onlar oyun oynaması gereken çağda, bombaların gölgesinde büyüyor. Onların şarkı söylemesi gerekirken, ağıtlarla anılıyor isimleri. Ve en acısı, bu savaşın kazananı yok. Çünkü çocukların öldüğü yerde zafer olmaz.

Ben bir anne olarak biliyorum ki; barış, en çok çocukların gülüşünde saklıdır. Bir çocuk güldüğünde, bütün dünya aydınlanır. Ama bir bombanın susturduğu her çocuk, insanlığın utancıdır.
Sizler bu satırları okurken, bir yerde bir çocuk daha sessizleşiyor olabilir. Bir annenin kalbi daha parçalanıyor olabilir.

Çocukların yeri savaş meydanı değil, oyun alanıdır. Çocukların hakkı gözyaşı değil, gülüştür. Ama bugün toprağa düşen gözyaşları, yarın bu dünyanın geleceğini kurutacaktır. Çünkü çocukların gözyaşıyla sulanan toprakta gelecek yeşermez.

Atatürk’ün dediği gibi, barış yalnızca bir hedef değil, insanlığın var oluş şartıdır: “Yurtta sulh, cihanda sulh.”
Barış önce insanın kalbinde başlar. İşte o kalpteki barışı kaybettiğimizde, bütün çocukların gülüşünü de kaybediyoruz.

UNICEF, siz çocukların sesisiniz. Onların göremediği gökyüzünü, onların söyleyemediği çığlığı, onların yaşayamadığı çocukluğu siz dünyaya duyuruyorsunuz. Ama dünya daha güçlü bir haykırışa ihtiyaç duyuyor. Çünkü barışı korumak, insanlığın en büyük zaferidir.

Ben bir anneyim.
Bugün kendi çocuğumun gözlerine bakarken, Gazze’de, Ukrayna’da, Sudan’da, Yemen’de, dünyanın her yanında savaşın karanlığına gömülen çocukları da görüyorum. Onların gözleri artık masum değil; korku ve ölümle tanışmış gözler.
Buna yürek nasıl dayanır? Buna vicdan nasıl sessiz kalır?

UNICEF, sizden yalnızca bir yardım kuruluşu olmanızı değil, aynı zamanda insanlığın vicdanı olmanızı istiyorum. Çocukların gülüşünü barışın temeli yapan bir dünya inşa edelim. Çünkü biliyoruz ki; gelecek, savaş meydanlarında değil, çocukların gülüşlerinde büyür.

Eğer çocukları koruyamazsak, yarınımızı da koruyamayız. Eğer çocukların ellerinden oyuncaklarını alıp, onlara silahların gölgesini bırakıyorsak, biz insanlık sınavını çoktan kaybetmişiz demektir.

Sevgili UNICEF,
Bu satırları bir annenin yüreğiyle yazdım. Kalemim gözyaşlarımla ıslandı. Belki siz bu satırları okurken bir başka çocuk ölecek… Ama biliniz ki; bu mektubun her kelimesi, yaşamak isteyen bir çocuğun kalp atışıdır.

Barışı koruyun, çocukları koruyun… Çünkü çocukların öldüğü yerde zafer olmaz.

Çocukların öldüğü yerde zafer olmaz.
Barışı korumak, çocukların gülüşünü korumaktır.
Ve dünya, ancak çocuklar güldüğünde kazanır.

Saygılarımla,
Bir Annenin Yüreği