İnternetin yaşamımıza girmesi zaten başlı başına bir devrimdi, 90’lı yılların ikinci yarısından itibaren yaşamımıza giren internet, iş yapma biçimimizi tamamen ve kökten değiştirmiş tüm üreticilere ve iş insanlarına muazzam genişlikte bir ufuk açmıştı.

Telefon hatları üzerinden dialup modemler ile bağlandığımız ilk dönemleri, ADSL, fiber ve mobil bağlantılar takip etmişti.

Bu gün insanların toplu halde yaşadığı hemen her yerin internete erişimi bulunmaktadır. Çok yakın bir gelecekte ise dünyanın en ücra köşesinden bile son derecede yüksek bir hızla internete bağlanmak mümkün olacaktır.

Uygulamaya konulan proje kapsamında tek bir şirket uzaya bir biri ile iletişim halinde olan ve bir ağ oluşturan 42 bin uydu gönderiyor ve bu uyduları yüksek hızlı interneti yeryüzünün her bir köşesine ulaştırmak üzere tahsis ediyor.

İletişim ve internet sektöründe muazzam bir devrim değil mi?

Bu gerçekleştiği andan itibaren devletlerin internet üzerindeki otoritesi tamamen bitecek ve tüm yerel iletişim sağlayan firmalar da havlu atacak.

Bu devrime imza atan kişi çağımızın Edison’u olarak tanımlanan Elon Musk’tır. Projenin adı ise Starlink’tir.

Starlink Amerikan uydu şirketi SpaceX tarafından uydu interneti erişimi sağlamak üzere inşa edilmekte olan bir uydu ağıdır. Bu uydu ağı, yer istasyonları ile birlikte çalışacak, seri olarak üretilen binlerce küçük uydudan oluşmaktadır.

Bu uydular iyon motorlarının itki gücüyle hareket ediyor, manevra yapıyor, yörüngede yükselip alçalabiliyor. Uydular hizmet süreleri dolduktan sonra da atmosfere girip kendisini yakarak imha edecek.

Ayrıca Starlink uyduları, iyon motorlarında kripton yakıtı kullanan ilk uzay aracı olarak da teknoloji tarihine geçmiş bulunuyor.

Yaklaşık 250 kg ağırlığında ve bir masa ebatlarında olan uydularda güneş panelleri, antenler, kriptonla çalışan iyon motorları dışında yine bu uydular için özel olarak üretilmiş hassas bir navigasyon cihazı da yer alıyor. Bu cihaz sayesinde uydular uzayda konumlarını büyük bir kesinlikle tespit ederek çarpışmalardan kaçınabilecekler.

Bilindiği üzere internet üzerindeki iletişim hızı ışık hızında dahi olsa yüksek irtifa uyduları kullanılınca özellikle hassas robotik cihazları olumsuz yönde etkileyen gecikmeler yaşanmaktaydı. Starlink, ABD’deki internet hizmeti sağlayıcılarının 600 milisaniyeye ulaşan gecikme süresini 25 milisaniyeye indirmeyi amaçlıyor. Bu da en hızlı fiber ağ bağlantılarını yakalayacağı anlamına geliyor.

Yerkürenin her bir noktasına ulaşan erişilebilir, hızlı ve ucuz internet bağlantısı artık bir rüya olmaktan çıkıyor.

Yeryüzündeki internet kullanıcıları bu yüksek hızdaki uydu ağına bağlanmak için yaklaşık 200 dolar değerinde olacağı öngörülen cihazlar kullanacaklar. Elon Musk’a göre bu cihazlar küçük bir pizza kutusu boyutlarında olacak bu terminal alıcılar; evlerde, arabalarda, uçaklarda, teknelerde ve hatta sırt çantalarında bile kullanılabilecek. Dünya’nın çevresini saracak uydular ile nerede olursak olalım, internet ağına bağlanmak mümkün olacak.

Proje şöyle yürüyor; her fırlatmada bu uydulardan 60 tanesi yörüngeye taşınıyor. Bir kapsüle yerleşmiş olan 60 uydu yörüngeye ulaşınca kapsülün dış kapakları açılıyor ve uydular uzaya bırakılıyor. 60 tanesi üst üste bir zincir gibi dizilerek uzayda süzülüyor, sonra bu zincir yörüngede çözülüyor, her bir uydu kendi konumuna yerleşiyor. Tanesi 300.000 dolar olan toplamda 18 milyon dolarlık 60 uydu, 50 milyon dolarlık bir Falcon 9 roketiyle fırlatılıyor ve bu işlem önümüzdeki 10 yıl boyunca her on beş günde bir yapılacak. Proje kapsamında 42 bin uydu uzayda bir ağ oluşturacak.

SpaceX 2030 yılına kadar bu projeye 10 milyar dolarlık bir yatırım yapacak. Çok büyük bir miktar gibi gözüküyor ama önümüzdeki 7 yıl boyunca optik kablo hatları için harcanacak para bunun 15 katı kadar yani, 150 milyar dolar bu durumda aslında yatırımdan çok ciddi manada bir tasarruf da sağlanmış olmaktadır.

Açıkçası hem teknoloji ve hem de toplumsal manada heyecan verici bir proje. Bu teknoloji sayesinde bir özgürlük ortamı olması gereken internet, medya ve sosyal medya üzerinde sansüre hevesli otokrat yöneticilerin hiçbir otoritesi kalmayacak.

Mesela bizim televizyon radyo denetçisi RTÜK ya da BTK gibi kurumlar tamamen işlevsiz kalacak, denetlemekle görevli oldukları medyayı denetleyemez hale gelecekler, otoriteleri sıfırlanacak.

Bu teknolojinin yaşamımıza girmesi demokrasi, özgürlükler ve iletişim açısından son derecede hoş bir gelişme olacak, internet devriminin ikinci fazına girmiş bulunduğumuzu iddia etmek de sanırım yerinde olacaktır.

Elbette bu teknoloji sadece özgürlükleri genişletmekle kalmayacak, bu güne kadar internet insanların iletişimini sağlamaya odaklanmıştı, bundan sonra ise nesnelerin interneti dediğimiz birbiri ile iletişim halinde olan makinelerin dönemi de başlayacak.

Bundan sonra televizyon ve radyo yayıncılığının da büyük ölçüde internet üstüne kayacağını, internet bağlantısının ise uydular ile sağlanacağını öngörmek ise asla bir kehanet olmayacaktır.