Okuduğum bu güzel türkü, her zaman hüznü ve gözyaşını beraberinde getiriyor.

Nerede dinlesem beni içine alıyor. Hiç Kıbrıs’ı görmedim, ama bu türküyü

söylediğimde ve dinlediğimde, kendimi yıllar öncesinde, Kıbrıs’ta buluyorum. 1943

yılında, Arap Ali’nin başına gelen o acı olay gözümde canlanıyor. Peki, bu olay nasıl

yaşandı ve günümüze kadar dilden dile nasıl ulaştı?

1943 yılı… Dünya, İkinci Dünya Savaşı’nın acımasız pençesinde kıvranırken,

İngilizler de her an teyakkuzda. Kıbrıs ise o dönemde hâlâ İngiliz sömürgesi altında.

İngilizler, sömürdükleri ülkelerin insanlarını başka sömürgelerinde asker olarak

kullanmaktan çekinmiyor. Kıbrıs’ta da İngiliz askerleri sokaklarda kol geziyor.

Bu karanlık dönemde, Kıbrıs’ın Mağusa Limanı’nda bir kahraman doğar: Arap Ali.

Zorlu bir günün ardından meyhaneye gider. Orada, İngiliz sömürgesine bağlı yedi

Hint askerinin halka saygısızlık ederek zulmettiğini görür. Bu askerler, gariban bir

adamı acımasızca dövmektedir. Çevredeki diğer askerler ise bu vahşeti kahkahalarla

izler.

Arap Ali, mertliği ve cesaretiyle tanınır. Haksızlığa asla sessiz kalmaz. Hızla olaya

müdahale eder; gariban adamı döven iki askeri yere serer. Ortalık bir anda karışır ve

çevredeki halkın da müdahalesiyle askerler olay yerinden uzaklaştırılır. O gece,

Kıbrıs’ın her köşesinde Ali’nin bu kahramanlığı konuşulur.

Ancak ertesi gün, Arap Ali tekrar meyhaneye gittiğinde, İngiliz askerleri tarafından

pusuya düşürülür. Silahlarla bekleyen askerler onu vurur ve Mağusa Limanı’na

götürürler. Bu olay, Ali’nin cesaretini ve mücadelesini halkın hafızasına kazır. Ali’nin

eşi, haberi alır almaz onun yanına gelir. İkisi arasında geçen o son diyalog, yıllar

içinde bir türküye dönüşerek günümüze kadar ulaşır.

Sonuç olarak, Arap Ali, yalnızca o dönemin zorluklarına karşı duruşuyla değil, aynı

zamanda Kıbrıs halkının gönlünde yer eden cesaretiyle de unutulmaz bir kahraman

olarak anılmaya devam eder. Onun hikâyesi, zulme karşı direnişin ve cesaretin bir

simgesi olarak nesilden nesile aktarılır.

"Mağusa Limanı"

Magusa Limanı Limandır Liman

Magusa limanı limandır liman aman aman

Beni öldürende yoktur din imanUyan Alim uyan uyanmaz oldun

Yedi bıçak yarasına dayanmaz oldun

İskeleden çıktım yan basa basa aman aman

Mağusa'ya vardım kan kusa kusa

Uyan Alim uyan uyanmaz oldun

Yedi bıçak yarasına dayanmaz oldun

Magusa limanından aldılar beni aman aman

Üç mil uzağına attılar beni

Uyan Alim uyan uyanmaz oldun

Yedi bıçak yarasına dayanmaz oldun.