Bugün Hasan İzzettin Dinamo’nun aramızdan ayrılışının 33 yılıdır. Kendisini tanımış olmaktan onur duyuyorum. Sevgi ve özlemle...
Bugün Hasan İzzettin Dinamo’nun aramızdan ayrılışının 33 yılıdır. Kendisini tanımış olmaktan onur duyuyorum. Sevgi ve özlemle anıyorum. O kurtuluş ve kuruluşu iki büyük eserinde dile getirmiştir. İlki “Kutsal İsyan”, ikincisi ise “Kutsal Barış”
Dinamo 1909 yılında Trabzon’un Akçaabat ilçesine bağlı Ahanda köyünde dünyaya gelmiştir. Yemen’de ve Balkan Savaşında bulunmuş bir babanın oğludur. Savaştan sonra Trabzon’a dönen baba ailesini alıp, ticaret yapmak için İstanbul’a taşınır. Ancak burada barınamaz. Ailesiyle birlikte Samsun Çarşamba’ya yerleşir. Baba Ahmet Çavuş ve büyük oğlu Ali Birinci Dünya Savaşı’nda göreve çağrılarak Sarıkamış’a gönderilir. Ahmet Çavuş donarak ölür. Ailenin büyük oğlu Ali’de Sarıkamışta şehit olur. Anneleri üç çocukla ortada kalmıştır. Çocukları daha sonra almak üzere Samsun Dar-ül Eytam’ına (Yetiştirme Yurdu) yerleştirir. Bir gün sonrada vefat eder. Dinamo ve iki ablası artık yaşamlarına Yetiştirme Yurdu’nda devam ederler.
Dinamo’nun yukarıda belirttiğim iki romanının dışında kalan tüm romanları otobiyografik romanlardır. Yetiştirme Yurdu’nda kaldığı dönemde Kuvayı Milliye duygusuna sahip öğretmenlerinin etkisiyle edebiyatla ilgilenmeye başlar. Buradaki öğretmenleri Kâzım Nami Duru, Rıza Nur, Rıza Tevfik ve Emin Bülend beydir. Edebiyata şiirle başlayan Dinamo o günlerini “Öksüz Musa” romanında dile getirir.
Sivas Öğretmen Okulu’nu yatılı olarak kazana Dinamo, o yıllarını “Açlık” romanında anlatır. Okulda yazdığı şiirlerde Faruk Nafiz’in etkisi görülür. Okul bitirdikten sonra Adıyaman’da bir buçuk yıl öğretmenlik yapar. Girdiği sınavda GEE (Gazi Eğitim Enstitüsü Resim İş Bölümünü kazanır. Okulu bitiremeden TCK’nın 142. Maddesine muhalefetten dört yıl ceza alır. 1942 yılında askere alınır. Sürgünler ve kaçışlar yüzünden askerliğini Gaziantep Islahiye, Muğla, Tunceli Pülümür’de yedi yılda bitirir.
Yetiştirme Yurtlarının koruyucusu Kâzım Karabekir’in bu kurumlar için bestelediği “Türk Yılmaz” marşı da Dinamo’nun unutamadığı ve kendisini etkileyen bir marştır. İlk şiirleri Giresun’da çıkan “İzler” dergisinde yayımlanır.
1931 yılında Vehbi Cem ve Mehmet Cevat’la birlikte “Adsız Kitap”ı çıkarmışlardır. Bu kitapta beş şiiri vardır. Şiirleri “Ses”,”İnsan”, “Hamle”, “Küllük” ve “Yeni Edebiyat” dergilerinde yayımlanır. Serveti Fünun dergisinde de şiirleri yayımlanmaktadır.
Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümü’nde öğrenciyken Nâzım Hikmet’in şiirleriyle karşılaşır ve sosyal içerikli şiirler yazmaya başlar. Bu yıllarda yazdığı Sivas-Erzurum tren yolunda çalışan askerler için yazdığı “Tren” şiiri tutuklanmasına sebep olur. Memuriyet yaşamına bu tutukluluktan sonra son verilir. Artık romanlarının konusu, hapishane yaşamı, kovuşturmalar, işsizlik, sosyal yaşamında karşılaştığı sorunlar, yokluk günleri olur.
Askerliğini bitirdikten sonra İstanbul’a döner. Kitaplarının yayımlanması yasak olduğundan değişik isimlerle eserler yazar. Bu arada Küçükçekmece’de kendi yaptığı gecekonduda yaşamaktadır. “Musa’nın Gecekondusu” o günleri anlatan çok önemli bir eserdir. Diğer eserlerinden birkaçı ise; “Savaş ve Açlar”, “Öksüz Musa”, “Açlık”, “Musa’nın Gecekondusu”, “Ateş Yılları”, “Adalet Sıtması”, “Koyun Baba”,” Türk Kelebeği”, “Anadolu’da Bir Yunan Askeri”dir. Romanlarındaki dil oldukça akıcıdır. Şiir kitapları ise; “Mapusanemden Şiirler”, “Sürgün Şiirleri”, “Çoban Şiirleri”
Yazımın başında belirttiğim “Kutsal İsyan” Kurtuluş Savaşını anlatan ve bugüne kadar yazılan en önemli eserlerden biridir. Bu roman 8 cilttir. Roman tam bir belgesel niteliğindedir. “Kutsal Barış” 4 cilt olup, Atatürk’ün ölümüne kadar geçen süreyi anlatır ve yine belgesel niteliğindedir. Her iki kitap birbirinin devamı gibidir. Bu romanlarda Milli Mücadele dönemi olayları, mecliste yapılan tartışmalar, polemikler anlatılmaktadır.
1979 yılında, -yetiştirme yurtlarıyla ilgili bir çalışma yaparken-, kendisiyle yaptığım görüşmede, hapis yılları, sürgünler ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle birçok eserini kaybettiğini belirtmişti. Bu eserleri kaybolmasaydı kim bilir ne değerli belgesel romanları olacaktı diye düşünüyorum.
Aynı zamanda iyi bir şair olan Hasan İzzettin Dinamo, yaşadığı tüm sıkıntıları “Yaşamak Kahramanlığı” şiirinde şöyle dile getirir. “…Ben, o günlerin çocuğuyum işte/Ben yaralı Hasan/Geçtim Semender gibi/Ateş ormanları arasından…”
Dinamo 20 Haziran 1989 günü 80 yaşında aramızdan ayrıldı. Nâzım gibi, Ahmed Arif gibi, Orhan Kemal gibi, Cahit Irgat gibi o da Haziran’da aramızdan ayrıldı. Hasan Hüseyin’in dediği gibi “Haziran’da Ölmek Zor”
Kitaplarını edinip okumanız dileğiyle sağlıklı okumalar diliyorum.