Dizinin bitiminden yıllar sonra nereden çıktı şimdi bu başlık diye sormayın lütfen, lütfedip yazının devamını okursanız demek istediğimi anlayacaksınız.

Yayımlandığı zaman diliminde milli maçları bile geride bırakan, sokakta neredeyse insan göremediğimiz ve yine neredeyse nefessiz izlenen bir yapımdı Kurtlar Vadisi. Ülkedeki milliyetçi muhafazakar damarı hem çok iyi yakalamıştı hem de bu damarın kuvvetlenmesine katkıda bulunmuştu. Herkes o karakterler gibi giyinir, konuşur, yürür, kavga eder öyle davranır olmuştu. Şimdilerde karar mekanizmalarında bulunan birçok isim bu diziyle büyüdü ve olanlar oldu. Ne mi oldu? Buyurunuz…

Neydi dizinin en popüler repliği? “Sonunu düşünen kahraman olamaz” bu repliği hemen her gün söyleyen bir insandan stratejik davranmasını bekleyebilir miyiz? Attığı adımın, söylediği sözün nerelere gideceğini hesaplamasını umabilir miyiz? Peki, bu insan kritik yerlerde görev yapıyorsa?

Devam edelim. “Bizim gibi adamlar ya mahpusta ya mezarda huzur bulurlar” repliğini duyan, ezberleyen bir nesil huzur bulmak için neler yapar sizce? Bir insan için ya mahpus olmak ya da ölmek huzurla eş anlamlıysa o insanın nasıl bir karakteri olur bir düşünsenize.

“Dostum olmaz, hasmım yaşamaz” diyen bir dizi karakterine hayran olan bir çocuk, ileride dostluğun ne demek olduğunu mu bilir yoksa düşmanını yok etmeyi mi?

“Biz belimize silahı silahla vurulmak için koyduk” repliğini ezberleyenlerden, olaylara itidalle yaklaşmasını, yapıcı olmasını ve ölmek / öldürmek yerine yaşamayı / yaşatmayı seçmesini mi bekliyoruz?

Efsane karakter Polat Alemdar`ın övünerek “benim yaşayan dostum yok” cümlesini kurması, bu dizi fanatiklerinde ne gibi bir ruhsal ve yaşamsal durum yaratır?

“Duygu güçsüzlerin sığınadır” lafını duyan bir ergen, güçsüzlük ve duygusallığı aynı potada eritirse ne olur?

“Racon kesmiyorum, kafa kesiyorum” diyen karaktere öykünen bir çocuk, sizce aynı zamanda neye öykünmüştür?

“Hainle kahraman arasındaki farkı mahkemeler değil tarih belirler” cümlesi “adalet” inancına ne kadar katkı sunar mesela?

“Allah şahidimdir ki, yerle gök birleşse arada kalmam. Davam için sıyrılır çıkarım” repliğini duyan bir kişi davasının haklı olup olmamasını sorgular mı? Ya da davasında gördüğü bir hatayı düzeltmeye mi çalışır yoksa körü körüne bağlanır mı?

“Sen ben de suç işlemekten korkan gözler görüyor musun?” diye soran bir karakterin hayranları suç işlemekten çekinir mi?

Yanındaki karakteri gösterip; “Bu Azrail bende çırağıyım” diyen birini örnek alan kişi aynı zamanda kimi örnek almış olur?

Örnekleri çoğaltmak o kadar mümkün ki, yaz yaz bitmez. Peki, size bir soru; Kurtlar Vadisi ve onun yarattığı rüzgârla çekilen diğer dizilerin hayranları büyüyünce Tesla mı olacaktı, Einstein mı?

İbn-i Haldun`a mı özenecekti, Buhari`ye mi? İlber Ortaylı gibi cehaletle mi savaşacaktı, Muazzez İlmiye Çığ gibi kendini tarih ve tarih öncesinin gerçeğine mi adayacaktı? Ülkenin geldiği hal göz önüne alınırsa cevap basit…

Haydi, kalın sağlıcakla.