Rasyonel aklı ve bilimsel yöntemi kullanmayı beceremeyip doğa olaylarının birer felakete dönüşmesine neden olan muktedirlerin “Bunlar...

Rasyonel aklı ve bilimsel yöntemi kullanmayı beceremeyip doğa olaylarının birer felakete dönüşmesine neden olan muktedirlerin “Bunlar kader planının içerisinde olan şeyler” demesi hiçbir şekilde kabul ve tasvip edilemez!

Bakın dünyanın dört bir yanında deprem ve benzeri yıkıcı doğa olayları devamlı olarak gerçekleşiyor akla ve bilime itibar edilerek iyi yönetilen ülkelerde bu tip doğa olayları birer felakete dönüşmeden asgari zarar, ziyan ve kayıpla atlatılabiliyor. Oysa akla ve bilime itibar etmeyen en nihayetinde kötü yönetilen ülkelerde bu tip doğa olayları her daim birer felakete dönüşüyor zarar, ziyan ve kayıplar ise hep tahammül edilemez boyutlara ulaşıyor.

Ülkemizde de yıkıcı doğa olayları defalarca tekrarlanmıştır lakin göreceli olarak daha iyi yönetilen dönemlerde bu olaylar nispeten daha az zarar, ziyan ve kayba yol açmıştır.

Hatırlayın eski Türkiye’de arama kurtarma ekipleri enkazlara tırmanır ve “SESİMİ DUYAN VAR MI?” Diye bağırırdı. Bu gün ise insanlar enkaz altında, çığlık çığlığa “SESİMİ DUYAN VAR MI?” Diye bağırıyor lakin ortalık ıssız, seslerini duyacak, duyabilecek hiç kimse yok!

Yok, çünkü ülke çok kötü yönetiliyor, depreme müdahale son derecede yetersiz ve beceriksizce yapılıyor.

Bakın bu gün iktidar ve iktidar tarafından afetlere müdahale ve koordinasyon için kurulan AFAD resmen enkaz altında kalmış durumdadır.

Liyakatsiz ve yetersiz kadrolar bırakın deprem sonrasında enkazlara müdahale etmeyi ya da müdahaleyi koordine etmeyi olan bitenin boyutunu ve vahametini algılamaktan bile acizdir.

Hatırlayın eski Türkiye’de deprem ve benzeri afetlere müdahale ordunun temel göreviydi. Ordu bu tip müdahaleler için planlamalar yapar gerekli hazırlıkları önceden tamamlar ve hazır beklerdi. Bir afet olduğunda emir komuta falan beklemeden refleks olarak derhal harekete geçer, durumu tespit eder ve hiç zaman kaybetmeden gerekli operasyonlara girişirdi.

Dün bir emekli albay dostumla konuştum ve “neden asker bu sefer derhal harekete geçmedi? Diye sordum. Cevabı dehşet vericiydi ve asker eğer emir almadan kışladan çıkarsa komutanlara cezai işlem uygulanır, hapse girerler yanıtını aldım…

Dostum eskiden biz ilçe bazında eylem planları ve tatbikatlar yapar bir afet anında hiç bir emir beklemeden derhal harekete geçer ve gereğini yapardık çünkü bu bize yasa ile verilmiş bir görevdi, izin ya da emir almamıza falan gerek yoktu.

Şimdi bu planlar yapılmıyor, gerekli olan malzeme ve araç gereç stoku da hazır bekletilmiyor yani emir gelse bile artık biz müdahaleye hazırlıklı değiliz dedi.

Zaten bu durum televizyonlara yansıyan görüntülerde de görülüyor sahaya çıkan az sayıda asker bile kaotik bir şekilde ve ne yapacaklarını bilmeden sadece ortalıkta dolaşıyorlar.

İdeolojik takıntılarla ordu ve asker düşmanlığı yapanlar, anlaşılan ordunun elini kolunu başlamış, askeriye deli gömleği giydirmiş ve bu tip afetlerde ordunun derhal harekete geçmesini bloke etmiş!

Bakınız Sözcü’den Aytunç Erkin 99 depreminde ordunun saat saat nasıl harekete geçtiğini ayrıntılı olarak yazmış, lütfen açıp okuyun o makaleyi.

Erkin Özetle diyor ki 17 Ağustos 1999 depremi saat 03:02’de olmuştu TSK saat

06:00’da yani hepi topu üç saat sonra bölgede 5 merkez oluşturmuş.

O dönemin koşulları altında TSK’ya bağlı 37 helikopter saat 08:00 itibariyle çalışmaya başlamış.

Aynı gün 15 general, 1392 subay, 1896 astsubay ve 33 bin 199 er ve erbaş bölgede emir komuta zinciri altında çalışmaya başlamış, koordineli bir şekilde enkaza müdahale etmiş ve kurtarma çalışmalarını başlatmış.

AKP iktidarı ideolojik bir tavır ve asker alerjisi ile askeri etkisizleştirmeye çalıştı. Ergenekon ve Balyoz gibi operasyonla yetişmiş kadrolar tarumar edildi, ortada liyakat, bilgi ve yeterlilik kalmadı.

Hukuki zemin oluşturan EMASYA yani Emniyet askeriye yardımlaşma protokolü iptal edildi.

Sonuç gene bir deprem oldu ama bu defa kendi beceriksizliğinde debelenen, göçük altında kalanlara yardım etmesi gereken iktidar ve AFAD göçük altında kaldı…