GONCAGÜL KONAŞ
Son dönemlerde Türkiye, toplumsal huzursuzluk ve artan öfke patlamaları ile dikkat çekiyor. Psikolog Murat Abaoğlu, bu durumun bireylerin yaşam kalitesini olumsuz etkilediğine işaret ederek, öfke kontrolünün önemini vurguladı. Küresel araştırma şirketi Gallup'un raporuna göre Türkiye, dünyanın en öfkeli ikinci ülkesi olarak öne çıkarken, Abaoğlu, bu durumun toplumsal huzuru tehdit ettiğini belirtti. Bireylerin duygularını sağlıklı bir biçimde yönetmelerinin gerekliliği üzerinde duran Abaoğlu, özellikle Türk toplumunun duygularını ifade etme biçimini eleştiriyor. Bastırılan duyguların yaratabileceği sorunların yanı sıra, modern yaşamın getirdiği stres ve gelecek kaygısının bireyler üzerindeki etkilerine de dikkat çekti.
“ÖFKE KONTROLÜ BİR BECERİDİR”
Psikolog Murat Abaoğlu, son dönemde toplumda artan öfke patlamaları, stres ve gelecek kaygısına dikkat çekerek, bu durumun bireysel ve toplumsal yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini vurguladı. Öfke kontrolünün bir beceri olduğuna değinen Abaoğlu, bu becerinin öfkeyi tanıyıp yönetmek ve tepkileri sağduyulu bir şekilde yönlendirmekle ilişkili olduğunu belirtti.
“ÖFKE KONTROLÜ DUYGULARIMIZI TANIMAYLA BAŞLAR”
Abaoğlu, küresel araştırma şirketi Gallup’un raporuna göre Türkiye’nin dünyanın en öfkeli ikinci ülkesi olduğunu hatırlatarak, öfke kontrolünün Türkiye için önemine dikkat çekti. Öfke kontrolünü tanımlarken, “Öfke kontrolü, duygularımızı tanımak, doğru bir şekilde ifade etmek ve bu duyguları sağlıklı biçimde yönetmeyi öğrenmektir” dedi. Ayrıca Türk toplumunun duygularını ifade etme biçimini eleştirerek, “Genellikle olayları anlatıyoruz ama bu olayların bize nasıl hissettirdiğinin farkında bile olmuyoruz” şeklinde konuştu.
BASTIRILAN DUYGULARIN YARATTIĞI SIKINTILAR
Abaoğlu, bastırılan duyguların zamanla hem bireysel hem de toplumsal sorunlara yol açabileceğini belirtti. Kendi çocukluğundan örnek vererek, “Küçük yaşlarda ‘Ağlama, güçlü olmalısın’ gibi sözlerle büyütülen bir çocuğun, duygularını ifade etmeyi öğrenmesi zor oluyor. Sonuçta bastırılan bu duygular, agresif ya da pasif-agresif tepkilerle hayatımızın her alanında sıkıntı yaratıyor” ifadelerini kullandı.
STRES VE GELECEK KAYGISININ ETKİLERİ
Abaoğlu, hızla değişen dünya düzeninin insanlarda stres ve gelecek kaygısını artırdığına dikkat çekerek, “Modern hayatın getirdiği yoğun iş temposu, sosyal medya ve ekonomik güvensizlik gibi faktörler, bireylerde ciddi bir stres ve kaygı yaratıyor. Bu durum, fiziksel ve duygusal sağlık üzerinde olumsuz etkiler bırakabiliyor” dedi. Ayrıca sosyal medyanın bilgi kirliliği ve toplumsal kutuplaşmaya yol açtığını ve insanların birbirlerine karşı daha tahammülsüz hale geldiğini vurguladı.
STRES VE GELECEK KAYGISIYLA BAŞA ÇIKMA YOLLARI
Abaoğlu, stres ve kaygıyla başa çıkmanın yollarını sıralarken farkındalık ve kabullenmenin önemine işaret etti: “Öncelikle stresin ve kaygının nedenlerini anlamalı ve bu duyguların normal olduğunu kabul etmeliyiz. Derin nefes alma, meditasyon ve yoga gibi stres yönetimi teknikleri de oldukça faydalı olabilir.” Ayrıca sağlıklı beslenme, yeterli uyku ve sosyal desteğin önemini de vurguladı.
ÖFKE YÖNETİMİ TOPLUMSAL BİR MESELEDİR
Son olarak, Abaoğlu öfke yönetiminin hem bireysel hem de toplumsal düzeyde çözülmesi gerektiğini ifade etti. “Öfke kontrolü, sadece bireysel bir başarı değil, aynı zamanda daha huzurlu ve sağlıklı bir toplum için atılacak önemli bir adımdır. Empati ve hoşgörünün teşvik edilmesi, eğitim politikalarının bu doğrultuda temellendirilmesi gibi adımlar atılmalıdır” dedi. Abaoğlu, kendimizi ve çevremizi daha iyi anlamak ve daha mutlu bir toplum inşa etmek için öfke ile başa çıkmayı öğrenmemiz gerektiğini sözlerine ekledi.