6 Aralık 1931'de dünyaya gelen Zeki Müren Klasik Türk Sanat Müziği'nin önemli isimlerinden biri haline gelmiştir. Zeki Müren kalp rahatsızlığı ve şeker hastalığı nedeniyle Bodrum'daki evinde inzivaya çekilmişti,  Müren 24 Eylül 1996 günü, TRT İzmir Televizyonunda kendisi için düzenlenen tören sırasında geçirdiği kalp krizi sonucu hayata gözlerini yumdu.

ZEKİ MÜREN HAYATI!

Zeki Müren (2 Ocak 1931, Bursa - 24 Eylül 1996, İzmir), Türk şarkıcı, besteci, söz yazarı, oyuncu ve şair. "Sanat Güneşi"  ve "Paşa" olarak anılan Müren, klasik Türk müziğinin en büyük isimlerinden biri olarak kabul edilir. Sanata olan katkılarından dolayı 1991'de "Devlet Sanatçısı" ünvanıyla ödüllendirilmiştir. Türkiye'de verilmeye başlanan Altın Plak Ödülü'nün de ilk sahibi olan sanatçı, müzik yaşantısı boyunca altı yüzü aşkın plak ve kaset doldurmuş, üç yüzü aşkın şarkı bestelemiştir.

Çocukluğu ve eğitimi

Bursa'nın Hisar semtinde, Ortapazar Caddesi'ndeki 30 numaralı ahşap evde Kaya ve Hayriye Müren çiftinin tek çocuğu olarak dünyaya geldi. Ailesi Üsküp'ten Bursa'ya göç etmişti. Babası kereste tüccarıydı. İlkokulu Bursa Osmangazi İlkokulunda (sonradan Tophane İlkokulu ve Alkıncı İlkokulu) okudu. Henüz ilkokuldayken yeteneği öğretmenleri tarafından keşfedildi ve müzikli okul müsamerelerinde başrolleri oynamaya başladı. Hayatındaki ilk rolü, bu müsamerelerden birindeki çoban rolüdür.

Ortaokulu yine Bursa'da, Tahtakale'deki 2. Ortaokulda tamamladı. Ortaokulu bitirdikten sonra babasına İstanbul'a gitme arzusunda olduğunu açıkladı ve onun da onayıyla İstanbul Boğaziçi Lisesine yazıldı. Bu okulu birincilikle bitirdi. Olgunluk imtihanlarını pekiyi dereceyle verip İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisine (şimdiki Mimar Sinan Üniversitesi) girdi. Yüksek Süsleme Bölümü Sabih Gözen Atölyesinden mezun oldu. Desen çalışmalarını öğrencilik yıllarından başlayarak pek çok kez sergiledi.

Müzik kariyeri

19 Kasım 1953 tarihinde Zeki Müren'in ilk konserini verdiği Atatürk Bulvarı bitişiğindeki Büyük Sinema Zeki Müren, Bursa'da tamburi İzzet Gerçeker'den aldığı solfej ve usul dersleriyle musiki bilgileri öğrenmeye başladı. 1949'da, Boğaziçi Lisesi'nde okurken sinema yönetmeni ve yazar Arşavir Alyanak'ın babası Agopos Efendi ile birbaşka hocası Udi Krikor'dan aldığı derslerle de musiki eğitimini sürdürdü. Daha sonra fasıl musikisini iyi bilen ve geniş bir repertuvarı olan Şerif İçli'den çeşitli eserleri seslendirdi; Refik Fersan'dan, Sadi Işılay'dan, Kadri Şençalar'dan faydalandı.

1950 yılında henüz üniversite öğrencisiyken TRT İstanbul Radyosunun açtığı ve 186 adayın katıldığı solist sınavını birincilikle kazandı. 1 Ocak 1951'de, İstanbul Radyosunda canlı olarak yayımlanan bir programda ilk radyo konserini verdi ve bu konseri çok beğenildi. Bu konserde kendine eşlik eden saz ekibi Hakkı Derman, Şerif İçli, Şükrü Tunar, Refik Fersan ve Necdet Gezen'den oluşuyordu. Konserden sonra Hamiyet Yüceses stüdyoyu arayarak kendini tebrik etti. O yıllarda TRT Ankara Radyosu Anadolu'da en çok dinlenen radyo idi ve İstanbul Radyosu Anadolu'dan net olarak dinlenemiyordu. Aynı hafta klarnet sanatçısı Şükrü Tunar Müren'i Yeşilköy'deki kendine ait plak fabrikasına götürerek yine kendi eseri olan "Muhabbet Kuşu" şarkısını plağa doldurttu. Bu plak sayesinde Müren tüm Anadolu'da tanındı.

Zeki Müren, bu başarılı ilk konserden ve plak çalışmasından sonra Türkiye radyolarında düzenli olarak eserler seslendirmeye başladı. Radyo programları on beş yıl sürdü, bunların çoğu canlı yayın programlarıydı. Müren bundan sonra kendini daha çok sahne ve plak çalışmalarına verdi. İlk sahne konserini 26 Mayıs 1955 tarihinde verdi. Genellikle kendi dizayn ettiği sahne kıyafetlerini giyiyordu. Saz heyetine tek tip kıyafet giydirmek ve T podyum kullanmak gibi çeşitli yenilikler getirdi.

Maksim Gazinosu sahnelerinde aralıksız 11 yıl Behiye Aksoy ile dönüşümlü olarak sahne aldı. 1976'da Londra'daki Royal Albert Hall'da konser vererek bu mekânda sahne alan ilk Türk sanatçı oldu. Zeki Müren 600'ü aşkın plak ve kaset doldurdu. Plağa okuduğu ilk şarkı Şükrü Tunar'ın "Bir Muhabbet Kuşu" güfteli şarkısıdır. Müren 1955'te "Manolyam" adlı şarkısıyla Türkiye'de ilk kez verilen Altın Plak Ödülü'nü kazandı. 1991 yılında Devlet Sanatçısı seçildi.

On yedi yaşındayken bestelediği "Zehretme hayatı bana cânânım" mısrasıyla başlayan acemkürdi şarkı bestelediği ilk şarkıdır. "Şimdi Uzaklardasın" (suzinâk), "Manolyam" (kürdilihicazkâr), "Bir Demet Yasemen", "Gözlerinin İçine Başka Hayal Girmesin" (nihavend) güfteli, "Elbet Bir Gün Buluşacağız" gibi şarkıları sık sık okunan, en sevilen şarkılarıdır. Zeki Müren bu şarkıları plaklara da okumuştur.

Müzik piyasası için en önemli kurumlar olan MESAM ve MSG'nin veritabanlarında kayıtlı toplam 180 eser'de "Besteci" veya "Besteci Söz Yazarı" olarak ismi geçmektedir. 2008 yılında Aykut Işıklar kaleme aldığı yazısında, 70'li yıllarda Hürriyet binasına gelen Şükrü Tunar'ın oğlunun kendisini ziyaret ettiğini ve babası kendi bestelerini Zeki Müren'e sattığını belirtiğini kaleme almıştır.  2024 yılında ise aynı konu "Dünya Güzellerim Masada" programında tekrar gündeme gelmiştir. Bülent Ersoy, Zeki Müren'e ait hiçbir bestenin olmadığını belirtmiştir. Yine aynı programda Şükrü Tunar'ın Zeki Müren'in sahnesinde ölmesinden dolayı, Müren'i sorumlu tutmuştur.

Muhabir: Melisa Sapaz