Başkent Üniversitesi Kurucusu ve organ nakli alanında dünya çapında tanınan Prof. Dr. Mehmet Haberal, tıp dünyasını Ankara’da bir araya getiriyor.
Ortadoğu Organ Nakli Derneği’nin (MESOT) 19. Kongresi, Haberal’ın öncülüğü ve ev sahipliğinde 5-7 Kasım 2025 tarihlerinde Kızılcahamam’daki Patalya Otel’de gerçekleştirilecek.
35 ÜLKEDEN GELECEKLER
Kongre, 35 ülkeden önde gelen bilim insanlarını ağırlayacak. Ancak bu organizasyonun asıl anlamı, Türkiye’de gerçekleştirilen ilk başarılı canlı vericili böbrek naklinin 50. yılına denk gelmesi. 3 Kasım 1975 tarihinde, Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri’nde bir annenin 12 yaşındaki oğluna yapılan bu nakil, Türkiye’de organ bağışı ve nakil sürecinin başlangıç noktası olmuştu.
Prof. Dr. Mehmet Haberal, bu tarihi operasyonun aynı zamanda milyonlarca kronik organ hastasına umut ışığı olduğunu vurgulayarak, “2025 MESOT Kongresi bizim için özel bir anlam taşımaktadır. Bu yıl, ülkemizde organ naklinin 50. yılını kutluyoruz” dedi.
THE TRIBUNE'DE YAYINLANDI
Haberal’ın kongre üyelerine gönderdiği İngilizce davet mektubu, The Tribune adlı haftalık Transplantasyon Dergisi’nin kapağında yayımlanarak uluslararası tıp camiasında geniş yankı uyandırdı.
Dünyadaki bilim çevreleri, Türkiye’deki organ nakli tarihini anlatırken “Her şey, vizyoner Prof. Dr. Mehmet Haberal ile başladı” ifadesini sıkça kullanıyor. Haberal’ın liderliğinde başlayan süreç, yalnızca tıbbi değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşümün kapılarını araladı.
Organ nakli sürecinin; donörlerin fedakârlığı, hekimlerin bilgi birikimi, sağlık çalışanlarının özverisi, bürokratik düzenlemeler ve hasta yakınlarının sabrı gibi pek çok halkadan oluştuğuna dikkat çeken uzmanlar, “Bu zincirin her halkası, bir insanın yeniden yaşama tutunmasını sağlar. Türkiye’de bu zincir, Haberal ile başladı ve bugün binlerce insanın hayatına dokunmaya devam ediyor” görüşünde birleşiyor.
Haberal yalnızca bir cerrah değil; bir ekolün kurucusu. Yetiştirdiği yüzlerce hekim ve geliştirdiği sistematik altyapı sayesinde Türkiye, bugün organ nakli alanında dünyaya örnek gösterilen ülkelerden biri haline geldi. Bu öncülük, kendisini Dünya Organ Nakli Derneği Başkanlığı’na kadar taşıdı.
“Bir nefeslik umut”la başlayan bu öykü, sadece tıbbın değil, insanlığın da ortak bir başarısı olarak kayda geçti.