Bundan 23 yıl kadar önce art arda yaşanan 99 depremleri vesilesi ile konulan ve bunca yıldır...
Bundan 23 yıl kadar önce art arda yaşanan 99 depremleri vesilesi ile konulan ve bunca yıldır yıldır toplanan vergiler bu güne kadar çok ciddi bir miktara ulaşmış bulunmaktadır. İktidara soruyorum 2003 ile 2023 yılı arasında toplanan deprem vergileri 35 – 40 milyar dolar civarında değil midir?
Hepimiz 99 yılında peş peşe gelen iki çok büyük ve yıkıcı deprem sonrasında meydana gelen maddi zararın karşılanması için depreme özel vergilerin konulduğunu hatırlıyoruz, lakin bu vergilerin ulaştığı meblağ ve harcandığı yerler konusunda resmi yetkililerin ne yazık ki açık ve net bir beyanı bulunmuyor.
Kamuoyunun “deprem vergileri” olarak adlandırdığı vergiler, 26 Kasım 1999 tarihinde, “17.8.1999 ve 12.11.1999 tarihlerinde Marmara Bölgesi ve civarında meydana gelen depremin yol açtığı ekonomik kayıpları gidermek amacıyla bazı mükellefiyetler ihdası ve bazı vergi kanunlarında değişiklik yapılması hakkında kanun” ismiyle Resmi Gazete’de yayımlanan kararla uygulamaya konulmuştu. Bu kararda vergilerin sadece bir yıllığına alınacağı belirtilmişti lakin bu vergiler kalıcı oldu, o günden bu güne de tıkır tıkır alınıyor.
Bu kanunun 8. maddesinde “31.12.2003 tarihine kadar uygulanmak üzere cep telefonu işletmecileri tarafından verilen her hizmetin yüzde 25 oranında özel iletişim vergisine tabi olacağı hükmü bulunmaktadır. Yani ödediğiniz her faturanın yüzde 25’i kadar…
Özel işlem vergisi ise 8 yıllık zorunlu temel eğitime katkı payı kesilen bazı işlem ve kâğıtlardan katkı payı kadar alınacaktı.
Aynı zamanda ek emlak vergisi, ek motorlu taşıtlar vergisi, ek gelir ve ek kurumlar vergisi de aynı kanunla uygulamaya kondu.
Devreye sokulan başka birtakım düzenlemelerle de devlet iç borçlanma senetlerinden alınan vergi oranının ve çeklerden alınan kâğıt bedellerinin artırılması gibi farklı uygulamalara da gidilmişti.
17 Ağustos 1999 Gölcük depreminin ardından deprem için toplanan paraların kentsel dönüşüm ve benzeri depreme karşı önlemler için kullanılıp kullanılmadığının hesabını o günden bu güne iktidarda olanlara açık ve net bir şekilde sormamız gerekmektedir.
Malum “Bütçe Hakkı” demokrasi, egemenlik ve milli iradenin en büyük kazanımıdır, vatandaş ödediği vergilerin kuruşu kuruşuna nereye ve ne için harcandığını bilme ve hesabını sorma hakkına sahiptir.
Bu sorunun gündeme gelmesi ise elbette yeni değildir. Deprem için toplanan vergilerin nerelere harcandığı sorusu daha önce de gündeme gelmiş ve dönemin AKP’li Maliye bakanı Mehmet Şimşek: “Sonuçta bunlar 74 milyonun servetidir. Deprem vergisi adı altındaki vergiden çok sürekli hale gelmiş ÖTV vs var. Bu vergiler bizim sağlığımıza gidiyor. Diyorsunuz ki bu çerçevede 44 milyar liralık vergi topladınız, nereye gitti. Sadece bir yıllık vatandaşın sağlığı için yaptığımız harcama 44 milyar lira. Bu, duble yollara gidiyor, demiryollarına, havayollarına, çiftçimize, eğitime gidiyor.” demişti.
99 yılında yaşanan deprem felaketi sonrası vatandaşların “deprem vergileri nerede” sorusu birçok defa gündeme gelmiştir bir defasında AKP Grup Başkanı Naci Bostancı da, ” Bunlar toplanacak ve depreme gönderilecek tarzında bir düzenleme söz konusu değildir” ifadesinde bulunmuştu.
Bütçe usulü ve tekniği açısından tüm gelirlerin aynı havuzda toplanması elbette doğaldır, lakin bu giderlerin gelirlerin toplanma amacı dışında harcanmasının asla bir mazereti ya da gerekçesi olamaz.
Türkiye’de iktidarların en önemli ve acil görevi yurttaşlarının can ve mal güvenliğini deprem ve benzeri afetlere karşı korumak olmalıdır.
“Deprem öldürmez çürük çarık binalar öldürür” sloganını artık hepimiz biliyoruz, ezberledik, o halde sorunun çözümü de ayan beyan ortada demektir, depreme dayanıksız çürük çarık binaları yıkıp depreme dayanıklı binalar inşa etmemiz gerekiyor.
Önceliğin hangi bölgelerde olduğunu da jeolog ve deprem bilimciler açıkça ifade ediyorlar.
Size çok basit bir hesap yapayım: Deprem gerekçesi ile toplanan vergiler 35 – 40 milyar dolar kadar.
Bu para ile yaklaşık olarak 2 milyon 500 bin adet depreme dayanıklı konut inşaatı yapılabilirdi.
Gene iktidarın beyanına göre Suriye’liler için de bir 80 – 90 milyar dolar harcanmış bulunmaktadır, bu para ile de yaklaşık 5 milyonadet depreme dayanıklı konut inşaatı yapılabilirdi.
Sadece bu iki kaynağı AKP depreme dayanıklı konut inşaatına harcansaydı toplamda 7.500.000 adet depreme dayanıklı konut yapmamız mümkün olurdu ama paralar başka işlerde kullanıldı çar çur edildi…
Demedi demeyin depremlerin bir felakete dönüşmesi tamamen siyasi ve iktisadi tercihler yüzündendir.