CHP kurultayında konuşan Genel Başkan Özgür Özel'in Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümete yönelik "Cunta Yönetimi" ifadesini kullanmasının ardından epeyce bir kıyamet koptu. Bu konuşma sonrasında bir çok bakan hemen savunmaya geçti, bu yönde demeçler verdi.
Bilen var bilmeyen var bende cunta nedir, neye cunta denir neye denmez bir açıklık getireyim istedim.
Öncelikle şuna bir açıklık getirmek lazım bir cunta yönetiminin illaki askerlerden oluşması falan gerekmez örneğin İran’daki yönetim tam anlamı ile bir “dini cuntadır”.
Cunta diye meşru yolları ihlal edip yönetime kuvvet kullanarak el koyan askerî, siyasi ya da dini gruplara denmektedir.
Cunta kendi başına sadece belirli bir komite veyahut idari kurulun yönetimi anlamında kullanılırken, eğer cunta yönetimi askerî bir karaktere sahipse, yani komite veya kurul ordu mensuplarından oluşuyorsa ya da çoğunluğu ordu mensuplarıysa yönetime "askerî cunta" denir.
Örneğin bu gün hemen güneyimizde bulunan Suriye’de de bir cunta yönetimi vardır, HTŞ terör örgütü yönetime güç kullanarak el koymuş ve kendi liderini cunta lideri olarak ilan etmiştir. Bu cunta tam bir bir “terör cuntasıdır”
Cunta yönetimlerinde genellikle demokratik kurumlar askıya alınır, temel hak ve özgürlükler kısıtlanır, ve yönetim otoriter bir yapıya bürünür.
Kısacası, "cunta" meşru yollar dışında güç kullanarak yönetimi ele geçiren ve genellikle otoriter olan yönetimlere verilen isimdir.
Seçimle, yani halkın oylarıyla iktidara gelen ama sonrasında gücü tek elde toplayarak otoriter ya da diktatörce bir cunta yönetimi kuran liderlere dair de tarihte birçok örnek vardır.
İşte bazı dikkat çekici örnekler:
1. Adolf Hitler (Almanya)
- İktidara geliş: 1933'te Almanya’da seçimle başbakan oldu.
- Sonrası: Kısa sürede tüm demokratik kurumları ortadan kaldırdı, muhalefeti bastırdı, tek parti rejimi kurdu. 1934’te "Führer" unvanıyla diktatör oldu.
2. Viktor Orbán (Macaristan)
- İktidara geliş: Demokratik seçimle başbakan oldu (ilk kez 1998, sonra 2010’da tekrar).
- Sonrası: Yargı bağımsızlığı zayıflatıldı, medya üzerindeki denetim arttı, seçim sistemi iktidarı koruyacak şekilde değiştirildi. "Seçimli otokrasi" örneği olarak gösteriliyor.
3. Vladimir Putin (Rusya)
- İktidara geliş: 2000 yılında seçimle başkan oldu.
- Sonrası: Anayasa değişiklikleriyle görev süresini uzattı, muhaliflere baskı uyguladı, medyayı kontrol altına aldı.
4. Hugo Chávez & Nicolás Maduro (Venezuela)
- İktidara geliş: Chávez 1998'de, Maduro 2013’te seçimle geldi.
- Sonrası: Seçim sistemine müdahale, basın sansürü, yargının siyasallaşması, ekonomik krizlerle birlikte demokratik kurumlar işlevsiz hale geldi.
Seçimle iş başına gelen politikacılar bir cunta kurarken genellikle şu adımlarla ilerliyor:
- Seçimle iktidara geliş
- Kriz / tehdit algısı yaratma (terör, darbe, ekonomik kriz)
- Yetkilerin merkezileştirilmesi
- Yargı ve medya kontrolü
- Muhalefeti zayıflatma
- Yeni anayasa veya seçim yasası değişiklikleri
Şimdi bu tanımlamalar ışığında Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’mi haklı yoksa ona yanıt vermek için birbiriyle yarışan bakanlar mı ona da siz karar verin...