Anadolu'nun Çanakkale kapısının altın anahtarı Türk Milletinin ve Türk Kahramanlarının kalbinde saklıdır.
Yiğit cesur kahraman askerlerimiz ve milletimiz tarihin en büyük zorlu savaşlarından en çetin şartlarda verdiği şanlı mücadele ile sadece bir destan yazmakla kalmadı Türk halkına cesareti, umudu, kararlılığı, azmi, onurlu ve insanca savaşmayı gösterdi.
Avustralya ve İngiliz askerlerini taşıyan AE-2 Gemisi ve Kaptanı Stoper ve 32 askeri mürettebatına Türk Şanlı ordusunun Sultanhisar Gemisi Ali Rıza Kaptan su altında daha fazla tutunamayıp yüzeye çıkmak zorunda kaldığı, boğulmak üzere olan Kaptan Stoper ve askerlerine el uzatmış onları Marmara’nın derinliklerine gömülmek üzereyken Ali Rıza Kaptan insani duygularıyla el uzatıp Kaptan Stoper ve 32 Askeri mürettebatı gemiden ve denizden kurtarıp Sultanhisar gemisine teslim almıştır. Dünya savaşı sona erdiğinde tamamı serbest bırakılan mürettebattan sadece 3 İngiliz, 1 Avusturyalı asker, askeri çalışma kamplarında kaza ve hastalıktan yaşamını yitirmişlerdir. Ali Rıza Kaptan askerlerin savaş sonrası evlerine gitmelerine vesile olmuş ve insani görevini yapmıştır.
İstanbul Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Paşa; askeri dehasıyla büyük deniz harekatını planlarken, Erenköy Koyunda Nusret Mayın Gemisi ile elde kalan son 26 mayını 100 metre aralıkla 4,5 metre derinliğine dökmeyi başardı. Böylece uyguladığı askeri strateji, Çanakkale Savaşının dönüm noktası olmuştur.
Tophaneden Yüzbaşı Hakkı İsmail; olmazı olduran Kahraman askerimiz, genç bedenine rağmen kalp hastasıdır. Göreve çıkmadan iki gün önce kalp krizi geçirmiş, doktorların ve ailesinin itirazlarına rağmen verilen görevi yerine getirmek için Çanakkale Boğazında Erenköy koyunda karanlık limana mayınları bırakıp İngiliz ve Fransız olmak üzere 3 geminin batmasına ,3 geminin de kullanılamaz hale getirmiştir. Kahramanlık destanına adını yazdırır ve kısa süre sonra kalbine yenik düşer.
Balıkesirli Seyit Onbaşı; Balkan Harbinden yeni dönmüştür. Çanakkale Cephesinde 275 kiloluk insan gücü ile olacak bir güç değil ancak içindeki memleket aşkı sevdası ve manevi gücün ortaya çıkması ile mermiyi sırtlayarak kundağına yerleştirmeyi başarmış ve Birleşik Krallığa ait Ocean Zırhlısını dümenden vurarak kontrolden çıkmasına ve bir mayına çarpıp batmasına sebep olmuştur.
İzmir’in Kemalpaşa ilçesinin Ahmetli köyünden Mücadele Hatice Hanım; Anafartalar Cephesinde 56.fırkada Mehmetçikle omuz omuza çarpışan bir kadın askerdir. Satır, kalem tarihe işlenen destanın erkek kılığında kahraman Türk kadınıdır. Kadın olduğunu kimse bilmez adı Ahmet’tir. Şarapnel ve kurşunlarla 9 yerinden yaralanan savaşa gönüllü, şahadet şerbetini içmeye hevesli kahraman askerdir.
Nezahat Onbaşı; henüz 9 yaşındayken babasının emrinde bulunan 70.Hızlı Alay ile Milli Mücadeleye destek verdi, yine Türk kadını Savaş esnasında umutların tükendiği bir anda ‘ben babamın yanına ölmeye gidiyorum, siz nereye gidiyorsunuz’ sözüyle adını tarihi yazdıran yiğit cesur kadın askerlerimizden Nezahat Onbaşı.
Zeynep Çavuş; Kosova’dan ailesini bırakıp tek başına askerlerin arasına gönüllü gelen Zeynep Miro Çavuş, gelinlik çağında olmasına rağmen vatan sevgisi için savaşmaya değil şehit olmaya gelen ölümün bile korktuğu kahraman kadınımız.
Gazi Fatma Çavuş (Postacı); Çanakkale’ye babası ve abileri ile gelen Gazi Fatma Çavuş 19.Tümen’de aylarca cepheden cepheye gizli emirleri taşıdı. Yaralandı yine de yılmadı. Bir görev sırasında yakalanıp işkence görmüş parmakları ezilmiş yine de ser verip sır vermemiş parmaklarını ezmişler fakat yüreğine dokunamamışlar sapasağlam kalmış.
57. Alay düşmanın tam teşekkürlü 8 taburuna karşı koyan ve önemli oranda şehit veren 57. Alay kahramanlıklarıyla ve vatanı için bile bile ölüme gitmeleriyle adını tarihe Altın harflerle yazdıran 57. Alayın yaklaşık 3000 subay ve askeri kendilerinden 6 kat daha büyük düşmana taarruz etmiş ve büyük bir kısmı bu taarruz da şehit olmuştur. Bu kahramanların anısına o günden beri Türk ordusunda 57.Alay bulunmamaktadır. Mustafa Kemal’in ‘ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum’ sözleri sonrası askerler canları pahasına mücadele etmiştir.
ALTIN YÜREKLİ ÇOCUKLAR
15’ liler altın yürekli çocuklardılar ve kızıl kanlarıyla Çanakkale toprağını suladılar her metre karesinde Mehmetçiğin kanı, teri, eri … var. Onlar altın kalpli çocuklardılar, bu yurdu bizim için kazandılar. Canlarını, kanlarını, bedenlerini, düşmanın çizmelerine karşı siper ettiler, Anadolu toprağına girmesine izin vermediler. işte o yüzden dir ki… O altın kalpli çocuklar yatarlar Çanakkale’nin bağrında yağmura, güneşe, ay ışığına gökkuşağına selam çakarak. Öyle ki basmadan geçtiğin bu toprak O altın çocukların yattığı topraktır..
Çanakkale’de Milli Kahramanlarımızdan
Enver Paşa,
Cevat Paşa,
Mehmet Esat Paşa
Kaçı Vehip Paşa
Çolak Faik Paşa
…
Çanakkale’nin Anadolu’ya açılan kapısı Kahraman Türk Askerlerimiz ve Kahraman Türk Milletimizin şehit kanları ile altın anahtarıyla sonsuza dek kilitlenmiştir.
ÇANAKKALE GEÇİLMEZ!
Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize. Başka kuvvetler gelir, başka komutanlar hakim olabilir.
Mustafa Kemal ATATÜRK
İSTİKLAL MARŞI SİLİNMEZ!
Neden Mi?
Korkma! diye başlayan İstiklal Marşını yazarak bir ulusun kahramanlık destanının sesi oldu. Vatan, millet, din ve devlet sevgisi hakikatini gür sesle dile getirdi. Bu memleketi, bu bayrağı çalışkan, ilim, bilim, irfan, ve üretkenlikle akılla taşıyacak olan gençliktir. Destansı mücadele eden milletin duygularını düşüncelerini muhteşem bir şekilde mısralara döken ancak o mücadeleyi ruhunda yaşayan bir şair yazabilirdi.
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Kimsenin emri altında olmadan, kimseye boyun eğmeden özgürce yaşarım.
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;
Alçakların yurduma girmesine sakın izin verme.
Korkma!
Dedi altın kelimelerle,
Şair Mehmet Akif ERSOY
18 MART ÇANAKKALE ZAFERİ ÇANAKKALE ŞEHİTLEREİMİZİ VE GAZİLERİMİZİ RAHMET, MİNNET VE ŞÜKRANLKA ANIYORUZ.