Mustafa Kemal Atatürk dışında,dünyanın bir başka ülkesinde hiçbir lider,çocuklara ve gençlere bayram hediye etmemiştir.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk bayramı ve 19 Mayıs Gençlik ve Spor bayramını kutlamak, sadece bizim ülkemize has bir durumdur.

Çocukluğumdan itibaren Atama bağlılığımı fotoğraflarımla bir kez daha yaşamak istedim. Çocukluk fotoğraflarımı elime aldım, geçmişe bir yolculuğa daldım. Daha bir yaşını doldurmamışım, Annem ve Babam beni alıp ,10 kasım günü,,İsmet İnönü'nün mozolesini de kadrajın içine alarak karşıda Atamızın yattığı Anıtkabir görüntüsü karesi içine almışlar.

Yıllarca Atatürk ve İnönü, dost, silah arkadaşlığı yapmışlar. İyi ki Annen ve Babam, bebek arabamla benim bu fotoğrafımı çekmişler ve hatıralarımın arasına katmışlar. Avlunun içinde binlerce insan Atasına koşmuş gelmiş. Anlatılanlara göre doğduğum yıl ,9 Kasım günü kar kıyamet yaşanmış ama 10 kasım günü gökyüzü bile Atasına saygısından, güneşin doğmasına izin vermiş, bahar havası ile Atasına saygısını sunmuş.Pırıl pırıl bir gün geçirmişiz.

Bir başka fotoğrafım mozolenin önündeyim, arkamda yığınlar halinde kırmızı, beyaz karanfiller, güller, yaşlı bir çiftin elinde Kasımpatları ve Atatürk çiçeği ile Atamızın mozolesi karşısında saygıyla selama durmuşlar. Nasıl bir sevgi seli olmuş ki, Anıtkabir'in içinde fotoğraf makinesine takılmış güvercinin gagasında bir karanfil, sanki Atasına, oda saygısını sevgisini sunmak üzere fotoğraf karesi içinde kalmış.

Fotoğraflarla yolculuğuma devam ederken gözlerimin önüne yıllar sonra okuduğum Turgut Özakman'ın”Şu Çılgın Türkler”kitabında düşmanın Polatlıya kadar gelmesi,mangal tepesinin birgün düşmanın eline ikinci gün bizim elimize geçen korkunç mücadeleyi hatırladım.Bu ülkenin varoluşunda,kuruluşunda ne canlar feda edilmiş,ne kanlar dökülmüş.

Bir başka fotoğraf karesinde,müze kısmına geçmişiz,arkamda Atamızın kıyafetleri,günlük yaşamda kullandığı araç gereçler.Yeni kurulmuş bir Cumhuriyetin önderi,asil giysileri içinde ,kendinden emin Her kare fotoğrafında tam bir önder olarak halkının arasında.

Atamız Çanakkale'de Conkbayırı'nda,bir çarpışma sırasında şarapnel parçasıyla yaralanmasını bir cep saati önlemiş.İşte tam o anın yaşandığı fotoğraf karesi, yanında silah arkadaşları ile çekilmiş fotoğrafının önündeyim. Bir ülkenin kaderini belirlemek için cep saati bile Atamız ölmesini istememiş, daha çok işleri başarmasına, yaşamasına destek olmuş. Fes başlıktan, şapka devrimine geçiş sürecini gösteren bir başka fotoğraf karesinin önündeyim, Atamızın çevresini saran, şık bayanlar, şık beyefendiler.Bu insanlar, bir başka savaşın kahramanları gibi yüzlerinde mutluluğun, sevincin izleri ile arkamdalar.

Büyük bir fotoğrafın içindeyim Atamızın yanındayım, Atamız sanki banada bir şey soracak gibi kendisine o kadar yakınım. Atamız, Arap harflerinden Latin alfabesine geçtiğimiz kara tahta önünde.Bu fotoğraf ise, beyaz sayfaların açıldığı günleri yaşayacağımızı gösteren bir fotoğraf.

Her fotoğraf albümümü elime aldığımda en çok etkilendiğim bir başka Atamızın fotoğraf karesi ise,okuduğu kitapların bulunduğu kütüphanenin önünde çekilmiş fotoğrafım.Binlerce kitap arkamda duruyor.Yok olmasına ramak kalmış bir milletin içinden güneş gibi doğup,ülkesinin kaderini değiştiren bir liderin asıl karnesi, işte okuduğu yazdığı bu kitaplar diyorum.Bir lider boşuna olunmuyor.Binlerce kitapları,o sıkıntılı, savaş ortamında ne zaman okuyup hayatına dahil eder insan.Demek ki, istemek lazım,hiçbir mazeret,Atamızın okumasının ,öğrenmesinin önüne geçememiş.

Dünya lideri olmak kolay değil. Atamız, ülkesini silah arkadaşları ile yokluktan var eden bir kahramandır. O zor günlerinde, tüm gezilerinde kadınlara verdiği önemi ise birçok fotoğraf karesinde görmek mümkün.Bir başka fotoğrafım ise işte arkamda duran bu kareler, her şeyi anlatıyor.Günümüzde bile hala, kadınların, kızları köle gibi satılıp küçük yaşta evlendirilmesini ,savaştan yeni çıkmış bir ülke olarak o yıllarda, Atamızın, kadınlara medeni kanunla beraber, seçme ve seçilme hakkını vermesi, dünyaya örnek bir lider olmasını sağlamıştır.

Atamız,“Köylü milletin efendisi sözünü boşuna söylememiştir.Önünde bebek arabamla durduğum ,Traktör üzerinde ki Atamızın fotoğrafı ise köylüsünü,çiftçisini,tarımı ne kadar önemsediğini gösteren fotoğraflar arasında.

Anıtkabir'de son fotoğrafımda ise gözlerimde bir yorgunluk, uyku hali görünüyor.Ama bu benim için çok önemli bir fotoğraf.Çünkü Atamız, çocukların arasında ve onlara armağan ettiği, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı fotoğrafı.Geleceğin güvencesi biz çocukları ve gençleri ne kadar önemsediği bir gerçek.

Bu fotoğraf karesinden sonra, Mustafa Kemal Atatürk'ün bize bıraktığı Cumhuriyet ülkesinde,huzurla uykuya dalıp eve gelmişim.

Cumhuriyetimizin 100 yılını geride bıraktık ,bu ülkenin bir vatandaşı olarak, Annemin ve babamın bir yaşında beni Anıtkabir ile tanıştırması, bu kutsal mekanda fotoğraflarımı çekmeleri, hayatımın her döneminde Atamın yattığı kabrin de en önemli görevlerimin başında gelir. Çocuklarımında aynı inanç ve sevgiyle Atasına koşup onu sevgi ve saygı ile anması beni ve eşimi çok mutlu ediyor. Demekki doğru yoldayız.