Ekonomik kriz zirve yaptığı günden bu yana insanların konuta erişiminde çok ciddi bir sorun ortaya çıktı...
Ekonomik kriz zirve yaptığı günden bu yana insanların konuta erişiminde çok ciddi bir sorun ortaya çıktı ve ekonomik kiriz içinde birde barınma krizi patladı.
Zaten bunlar olurken ortaya birde kaçak göçmenler yüzünden muazzam miktarda artan konut talebi çıkıverdi. Dile kolay 85 milyon nüfusu olan bir ülkede bir anda 10 milyondan fazla (ki tam sayısını bilen hiç kimse yok) insanın yarattığı ek talep sorunu daha da derinleştirmişti.
Bütün bunların yanına birde 6 Şubat depremleri ile yıkılan ya da kullanılamaz hale gelen yüzbinlerce konutun yarattığı arz eksikliği eklenince işler iyice Arapsaçına döndü.
Bu noktada bir şehir efsanesi ortaya atıldı ve yüzbinlerce, hatta milyonlarca konutun boş olduğu kiraya verilmediği ya da satılığa çıkarılmadığı iddia edildi.
Hemen hemen her alanda olduğu gibi bu konuda da elbette sağlıklı bir istatistik yok herkes olsa olsa yaklaşımı ile sağlam bir veriye ya da kanıta dayanmaksızın atıp tutuyor.
Önce şunu söyleyeyim bir kişinin ya da kurumun gayrimenkulünü dilediği gibi tasarruf etme hakkı vardır ister satar ister kiraya verir ve isterse de boş tutar.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi
Madde 17
- Herkesin, tek başına ya da başkalarıyla ortaklık içinde, mülkiyet hakkı vardır.
- Kimse mülkiyetinden keyfi olarak yoksun bırakılamaz.
Demektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 35. Maddesi de Mülkiyet hakkını şöyle düzenlemiştir:
XII. Mülkiyet Hakkı
Madde 35
Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.
Mülkiyet hakkı ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 1. No’lu Protokolünün 1. maddesinde de şu şekilde düzenlenmiştir.
Madde 1 – Mülkiyetin korunması
Her gerçek ya da tüzel kişi, mülkiyetinden/malvarlığından müdahale edilmeksizin yararlanma hakkına sahiptir. Hiç kimse, kamu yararı uyarınca ve yasanın ve uluslararası hukuk genel ilkelerinin öngördüğü koşullara tabi olarak mülkiyetinden yoksun bırakılması hali hariç, mülkiyetinden yoksun bırakılmayacaktır. Ancak yukarıdaki hükümler hiçbir biçimde, bir Devletin, mülkiyetin genel yarara uygun olarak kullanılmasını denetim altına almak ya da vergilerin yahut diğer katkıların/yükümlülüklerin yahut para cezalarının ödenmesini temin etmek üzere gerekli gördüğü nitelikteki yasaları yürürlüğe koyması yetkisine halel getirmeyecektir.
Yani mülkiyet hakkı ulusal ve uluslararası birçok yasa ile hukuki güvence altına alınmış bir temel insan hakkıdır.
En nihayetinde bir mülkü kiraya vermek ya da vermemek mülk sahibinin tercihidir.
Peki, ekonomik olarak rasyonel düşünceye sahip birinin mülkünü boş tutup kira kazancı fırsatını değerlendirmemesi için ne sebep olabilir?
Bu noktada sorgulamamız ve bir cevap bulmamız gereken ilk husus gerçekten de bu miktarda boş konut var mı olmalıdır.
Bunun cevabını şu anda bilmiyoruz ama bir kişinin sahip olduğu gayrimenkulü neden kiraya vermediği ile ilgili olasılıklar da çok fazla değildir.
1- Uygun fiyata, uygun ve güvenilir kiracı bulamamış olabilir
2- Konutu satılığa çıkarmıştır içinde kiracı olan konutu satmak çok zor olduğu için boş tutup müşteri bekliyordur. Bu olasılık özellikle çok sayda yeni konut üreten müteahhit firmalara ait yeni konutlar için geçerli olabilir. Müteahhitin ana amacı üretip satmaktır ve konutu kiraya verirse o konut yeni, sıfır konut olmaktan çıkar satma olasılığı ve fiyatı çok düşer.
3- Konutu kendi kullanımı için ayırmıştır ikametgâhı memleketindedir ama o konutu kullanıyor sonuçta konut kayıtlarda boş görünüyor olabilir.
4- Birde yazlık kışlık konut meselesi var bu boş görünen konutların kaçı yazlık konut sadece yazın kullanılmak üzere yapılmış onu da bilmek gerek.
Bunun gibi başka olasılıklarda var elbette fakat önce bu iddia ne ölçüde gerçek kaç adet boş konut var onu görmek lazım yoksa ezbere konuşmuş oluruz bir çözüm üretmek de mümkün olmaz.