Bu makalede size tarihte gerçekleşen, 15 yıl kadar süren çok büyük bir isyandan ve bu isyanın Türk düşmanı bir karakter taşımasına rağmen sonuçta nasıl bölgede Türklerin hâkimiyetinin önünü açan bir olaya dönüştüğünü anlatacağım.

Bu gün kölelik bir insanlık suçu olarak görülse de insanlık tarihi boyunca kölelik hem sosyolojik ve hem de ekonomik bir kurum olarak çok uzun bir süre boyunca var ve etkin olmuştur.

Şimdi ilk zenci köle isyanı dediğimde aklınıza hemen Amerika gelecektir çünkü popüler kültürümüze Amerika’da yaşanan kölelik epeyce egemendir oysa kölelik tarihi çok ama çok daha eskidir. 

Neyse sözü unutmayayım sizi İslam tarihine, İslam tarihinin pek de bilinmeyen zamanlarına götüreceğim, Abbasiler döneminde yaşanan ve epeyce de uzun süren büyük zenci isyanından bahsetmek istiyorum. Tarihteki ilk ve en büyük siyahi isyanlardan biri İslam devleti olan Abbasi İmparatorluğunda ortaya çıkmıştı. Basra harap olduktan sonra neye yarar, Arapça bilinen hali ile Bad'el harâb'ül-Basra

deyimi bu isyan bastırıldıktan sonra söylenmiştir.

Bu isyan büyük Zenc İsyanı olarak bilinir ve Abbasi zulmüne karşı karşı 869'dan 883'e kadar devam etmiş bir zenci köle isyanıdır. 

Birçok kişinin zannettiğinin aksine İslam inancı ve siyaseti köleliği yasaklamaz hatta tam tersine yasal olarak kabul eder ve kölelerin efendilerine itaat etmesini emreder.

İsyan günümüzde Irak'ın güneyinde yer alan Basra kenti yakınlarında başlamış ve bir Arap olan Ali ibn Muhammed tarafından yönetilmiştir. İsyan, zenc adı verilen; Doğu Afrika kıyılarında yakalanarak bölgedeki bataklıkları kurutmak için Arabistan’a getirilmiş köleler arasında başlamıştır.

İsyanın önderi Ali bin Muhammed iktidar olmak için her yolu ve yöntemi mubah gören bir kişiliktir. Ali bin Muhammed devleti idare edenlerin yozlaştığını ve kendi köleleri olan Türklerin elinde oyuncak olduğunu düşünüyordu. Ali bin Muhammed tek çareyi Abbasi yönetimini yıkarak Türkleri İslam topraklarından kovmak ya da mümkünse yeniden köleleştirmekte görmüştü; fakat bunu yapabilmesi için büyük bir orduya ve onu takip edecek bir halka ihtiyacı vardı.

Bahriye Üçok, Büyük Zenci İsyanı ile Türklerin, ilgisini “Halife Mu'tez tahta geçişini kendilerine borçlu olduğu Türklerin nüfuzunu kırmak için Afrika'dan Zenciler getirtip, bunlardan oluşan yeni bir muhafız birliği ile Türklere karşı güç oluşturmak istemişti.” Diyerek anlatır.

Bugünkü Irak coğrafyasında bulunan bölgeye civardaki bataklıkların kurutulması için Afrika’dan on binlerce siyahi köle getirilmişti. Onlara genel olarak "zenci" deniliyordu.

Zenci köleleri Afrika'dan getiren; Emevi ve Abbasilerin ilk amacı çorak ve tuzlu toprakları temizletecek ve tarıma elverişli hale getirecek ekip biçecek büyük bir insan gücüne ihtiyaç duymalarıydı.

Zenci köleler hem itaatkâr hem de son derece güçlü bedene sahip kimselerdi. Araplar bu işi Türklere ya da diğer köle halklara yaptırmazlardı; ancak siyahiler; acı, hastalık, açlık ve ölümle dolu bu görevi yapıp efendilerini son derece zengin edebilirlerdi.

Nitekim Basralılar on binlerce siyahiyi Afrika kıyılarından getirip bu tuzlu bataklıklarda acımasızca çalıştırdı. 

Hayvandan daha aşağı görülen ve hayatları hiç de önemsenmeyen bu kalabalık köle topluluğu, Ali bin Muhammed'in dikkatini çekti.

Zenci köleler hem güçlü hem de cesur kimselerdi; ama belki de en önemlisi kalplerinin içi Basralı efendilerine karşı çok büyük bir nefret ve öfke ateşi ile doluydu. 

Kendisini "Emirü'l-Müminin" ilan eden Ali bin Muhammed kısa süre içerisinde sayıları on binleri bulan büyük bir zenci ordusu kurdu. 

Zenci kölelere özgürlük vadeden Muhammed hutbelerini kölelerin diline tercüme ettirmiş ve bu sayede onların kendilerini değerli hissetmelerini de sağlamıştı.

Büyük bir güç, motivasyon ve cesarete sahip olan zenci köle ordusu Abbasi şehirlerini tek tek fethetmiş ve Basra kapısına dayanmıştı. En nihayetinde Basra kenti bu köle ordusunun eline geçmiş ve yakılıp yağmalanmıştır.

Basra kentinin yanıp yakılmasına yol açan ve neredeyse 15 yıl süren bu isyanın sonunda bastırılmış ve Ali bin Mesut yakalanarak idam edilmiştir.

Bu büyük isyan ve katliamın arkasında Türk düşmanlığı ile adeta yanıp tutuşan Ali bin Muhammed isimli bir Arap vardı ama günün sonunda bu isyan en çok Türklerin işine yaramıştı. Abbasi ordusu zenci kölelerinin karşısında yenilip dağılınca evdeki hesap çarşıya uymadı ve devletin kontrolü iyiden iyiye Türklerin eline geçmiş oldu.