GONCAGÜL KONAŞ
Ankara Sanayi Odası (ASO) tarafından Etnografya Müzesi’nde düzenlenen 14. Geleneksel Büyükelçiler Resepsiyonu, iş dünyası ile diplomatik temsilcileri bir araya getirdi. Yüzün üzerinde büyükelçi ve yabancı misyon temsilcisinin katıldığı resepsiyonda konuşan ASO Başkanı Seyit Ardıç, başkentin güçlü sanayi altyapısı ve teknoloji ekosistemiyle Türkiye’nin ekonomik merkezi konumunda olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise Türkiye ekonomisine ilişkin önemli mesajlar vererek, “2025 yılı sonunda Türkiye ilk kez yüksek gelirli ülkeler ligine adım atacak.” dedi.
ARDIÇ :“ANKARA SADECE TÜRKİYE'NİN BAŞKENTİ DEĞİL, STRATEJİK KONUMU”
Yüzün üzerinde ülkenin büyükelçisini ve diplomatik temsilcisini ağırladıklarını belirten Ardıç, bu tür buluşmaların iş birliğine katkı sağladığını ifade ederek, “Sanayi ve iş dünyasının temsilcileri olarak yabancı misyon ile ilişkilerimizi yalnızca resmi bir diplomatik görev veya ticari bir gereklik olarak görmüyoruz. Bu ilişkilerimizin ülkelerimiz arasında dostluk köprülerini sağlamlaştıracağına, karşılıklı güveni pekiştireceğine ve ortak gelecek inşasına katkı sunacağına inanıyoruz.” dedi.
Ardıç, Ankara’nın sanayi ve teknoloji kapasitesine dikkat çekerek, “Ankara sadece Türkiye'nin başkenti değil, stratejik konumu, güçlü sanayi altyapısı ve gelişen teknolojik ekosistemiyle de ülkemizin ekonomik merkezi konumundadır. On dört organize sanayi bölgesi, on dört teknoparkı, yüz elli yedi AR-GE merkezi, otuz yedi tasarım merkezi ve yirmi iki üniversitesiyle Türkiye'nin en güçlü inovasyon ve teknoloji altyapısına sahip illerden biriyiz.” ifadelerini kullandı.
“YENİ PROJE, 18 BİN KİŞİYE İSTİHDAM SAĞLAYACAK”
Başkent’in yüksek teknoloji ihracatında öne çıktığını belirten Ardıç, “Ankara 2024’te gerçekleştirdiği 15 milyar dolarlık ihracatında yüzde 12,1 yüksek teknoloji payı ile yüzde 3,6 olan Türkiye ortalamasının ve diğer beş büyük sanayi şehrinin çok üzerinde bir performans gösterdi.” diye konuştu.
Ardıç, ASO’nun yeni projelerini de tanıtarak, “Toplamda 1,2 milyon metrekare alana sahip olacak ASO Teknoloji Üssü’nü üretim ile AR-GE’yi bir araya getiren sürdürülebilir yenilikçilik ekosistemi ve yeni bir teknoloji geliştirme bölgesi konsepti olarak tasarladık” ifadelerini kullandı. Projenin tamamlanmasıyla 800’den fazla firmaya ev sahipliği yapacağını, 18 bin kişiye istihdam sağlayacağını ve Ankara’nın ihracatına yıllık 1,5 milyar dolarlık katkı sunacağını söyledi.
“TEMELLİ SANAYİ HAVZASINDA SERBEST BÖLGE KURACAĞIZ”
Ayrıca Ankara’da serbest bölge kurulacağını açıklayan Ardıç, “Temelli sanayi havzasında mülkiyeti odamıza ait olan 4,2 milyon metrekare alan üzerinde teknoloji ve sanayinin başkentinde serbest bölge kuracağız. Yerli ve yabancı 200’ün üzerinde firma 40 bin kişiye nitelikli istihdam sağlayacak ve ihracatımıza yaklaşık 4 milyar dolarlık katkı yapacak.” dedi.
Ardıç, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a da teşekkür ederek konuşmasını tamamladı:
“Ankaralı sanayicilerimizin sorunlarına pozitif yaklaşımınızla çözüm üreten desteğiniz bizim için çok kıymetli ve yol göstericidir. Bu projelerimizin hayata geçmesinde sergilediğiniz vizyoner liderlik bizlere geleceğe dair cesur adımlarla yürüyebilme gücü kazandırmaktadır.”
CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI YILMAZ: “TÜRKİYE İLK KEZ YÜKSEK GELİRLİ ÜLKELER LİGİNE ADIM ATIYOR”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Resepsiyonda yaptığı konuşmada, Türkiye ekonomisine ilişkin önemli mesajlar verdi. Yılmaz, Türkiye’nin küresel risklere rağmen süreci etkin biçimde yönettiğini vurgulayarak, “Türkiye Cumhuriyeti olarak biz siyasi istikrarımız, güçlü kurumsal yapımız, sağlam ekonomimiz ve kararlı politikalarımızla süreci etkin biçimde yönetmeye gayret ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin artık yüksek gelirli ülkeler sınıfına geçtiğini belirten Yılmaz, “İki bin yirmi beş yılı sonu itibariyle milli gelirimiz tarihimizde ilk defa bir buçuk trilyon doları aşacaktır. Kişi başına gelirimiz ise on yedi bin doların üstünde bir seviyede gerçekleşecektir. Böylece Türkiye Cumhuriyeti ilk defa yüksek gelirli ülkeler ligine adım atmış olacaktır.” dedi.
“2025 YILI SONU İTİBARİYLE YÜZDE OTUZUN ALTINA İNMİŞ BİR ENFLASYON BEKLİYORUZ”
Bu gelişmenin yalnızca rakamsal bir durum olmadığını vurgulayan Yılmaz, “Bu sadece rakamlarda bir değişim anlamına gelmiyor. Kalitatif, niteliksel bir dönüşüme de Türkiye'nin geçişini sembolize ediyor.” diye konuştu. Enflasyona ilişkin değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, “İki bin yirmi üçte yüzde altmış beş seviyesinde gerçekleşen enflasyon, iki bin yirmi dört sonunda yüzde kırk dört düzeyine gerilemişti. İki bin yirmi beş yılı sonu itibariyle yüzde otuzun altına inmiş bir enflasyonu bekliyoruz.” dedi.
“KESİNTİSİZ BÜYÜME SÜRECİ DEVAM EDECEK”
Ekonomide büyümenin sürdüğünü kaydeden Yılmaz, “İki bin yirmi dört yılında yüzde 3,3 oranında büyüyen ekonomimiz, iki bin yirmi beşin ilk yarısında yüzde 3,6 büyüme sergileyerek on beş yıldır sürdürdüğümüz kesintisiz büyüme sürecinin devam edeceğini göstermiştir.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin ihracat performansına da dikkat çeken Yılmaz, “Temmuz ayında Cumhuriyet tarihimizin en yüksek aylık mal ihracat rekoru kırdıktan sonra yılın ilk sekiz ayında 178 milyar doları aşan ihracatımız, yıllık bazda 169,2 milyar dolara ulaşmıştır. Yıl sonu itibariyle bu rakamın 174 milyar dolara yaklaşacağını tahmin ediyoruz.” dedi.
Deprem harcamalarına ilişkin de bilgi veren Yılmaz, “İki bin yirmi üç-yirmi beş döneminde sadece bütçeden, iki bin yirmi beş yılı fiyatlarıyla 3,6 trilyon lirayı deprem için harcamış olacağız. Bu da 90 milyar dolarlık bir harcamaya tekabül ediyor.” diye konuştu.
“BÜTÇEMİZDE SOSYAL KONUT İÇİN 100 MİLYAR LİRALIK BİR KALEM AÇTIK”
Yılmaz, sosyal konut programına da değinerek, “Bütçemizde ilk defa sosyal konut için 100 milyar liralık bir kalem açtık. Yeni bir sosyal konut programı başlatacağız. Çok daha iyi planlanmış, enerjiyi kullanan, afetlere karşı dayanıklı, satın alma bakımından avantajlı bir şekilde sosyal konut programımızı hayata geçireceğiz.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, kamuoyuyla paylaşılan yeni Orta Vadeli Program hakkında da, “İki bin yirmi altı-yirmi sekiz dönemine ait orta vadeli programın merkezinde de makro ekonomik istikrar ve enflasyonla mücadele politikamız yer almaktadır.” diyerek konuşmasını tamamladı.