Sabah, yattığım odanın penceresinden gelen ince bir tıpırtıyla uyandım. Minik bir el, sanki camı nazikçe tıklatıyordu. Hemen yatağımdan kalkıp perdeyi araladım ve dışarı baktım: Her yer bembeyazdı. Toprak, üzerine gelinliğini giymiş, lapa lapa kar yağıyordu.

 Zihnim, kar taneleriyle birlikte Ahmed Arif’in Karanfil Sokağı ve Yılmaz Erdoğan’ın Ankara şiirlerini dolaşmaya başladı:

 Duvarları katı sabır taşından

Kar altındadır varoşlar,

Hasretim nazlıdır Ankara.

Dumanlı havayı kurt sevsin

Asfalttan yürüsün Aralık,

Sevmem, netameli aydır.

Bir başka ama bilemem

Bir kaçıncı bahara kalmıştır vuslat

Kalbim, bu zulümlü sevda,

Kar altındadır. (Ahmed Arif)

 Ankara’ya öyle yakışırdı ki kar...

Asfaltlar ışıldar. (Yılmaz Erdoğan)

 Pencereyi açtım. Kar taneleri yüzüme düşüp beni yıkamaya başladı; soğuk ama huzur dolu bir serinlik. Dayanamadım, ağzımı açıp lapa lapa yağan kar tanelerini yakalamaya çalıştım. Henüz şehir uyanmamıştı. Bahçedeki karlara sadece serçelerin minik ayak izleri dokunmuştu. Ankara’ya gerçekten çok yakışıyordu kar.

 Bir süre açık pencereden manzarayı izledim, ama üşümeye başlayınca pencereyi kapatıp güne hazırlanmak için telaşlandım. Televizyonu açtım; kar yağışı nedeniyle tatil haberi var mı diye umutla baktım. Ekranın altında geçen yazılar, kapanan yolları ve tatil ilan edilen şehirleri duyuruyordu. Ankara’da çalışanlar için bir tatil ilan edilmemişti, ama öğrenciler bir günlüğüne de olsa şanslıydı. İçimden, “Keşke öğrenci olsaydım,” diye geçirip onları biraz kıskandım.

Dışarı çıkıp işe gitmek için yola koyuldum. Bahçedeki serçelerin minik ayak izlerine benim adımlarım karıştı. Soğuk, kar yağışlı bir sabah olmasına rağmen yağan karın huzurunu içime çektim. Otobüs durağına doğru yürürken, geriye dönüp ayak izlerime baktım.

 Bazıları için kar hüzün getirir belki, ama bana göre Ankara’ya kar hep yakışır. Hava kapalı, ince ince kar yağıyor; içimde garip bir hüzün, ama aynı zamanda tuhaf bir sevinç var. Dostlara sığınmak isteğiyle dolu bir his… Ankara’ya kar yağarken içimden Mehmet Baştuğ’un şu dizeleri geçiyor:

 Hava kapalı, hafif hafif kar

Nedendir bilmem, içimde bir hüzün var

Dostlar, sığınacak bir yer arıyorum yanınızda

Sevinçliyim, kar yağıyor Ankaramda.