Siyasette faaliyet gösteren bir parti her şeyi bilen biri diye o partinin genel başkanına bağlanırlarsa, her yaptığı kötü şeyleri iyi yapmış gibi alkışlarlarsa, hele o parti AKP gibi 23 yıldır iktidarda ise AKP’ye oy verenler gelinen kötü noktaların cezasını hep birlikte çekerler.

Çünkü bu koca dünya üzerinde yaşayan her ülkenin halkları neler yaşadı ve nelere tanıklık etti.  Ne büyük sevinçler yaşadı ne büyük acılar çekti. Kimi zaman insanlıktan çıktı ya da insanlığa dönmek zorunda kaldı.

  Türkiye halkı olarak bizlerde dünyalıyız. Dünyanın dışına çıkacak değiliz. Eğer göstermelik de olsa halkın önüne yeri ve zamanı gelince sandık koyup oy isterseniz, bu halk 31 Mart 2024 seçimlerinde olduğu gibi faturayı kesip önünüze kayar. 

Son seçimler de gösterdi ki, bizim insanımız da yeni bir dip dalga yarattı. Ne istediğini, neyi istemediğini söylemiş oldu.

“Ben artık ileri demokratik ülkelerin halkı gibi cezayı sandıkta keserim…” dedi.

Çünkü siyaset zenginleşme mesleği değildir. AKP kendine özgü zenginler yarattı.

Sonra ne oldu? Seçimde halk arsızlık, hırsızlık, soygun, adaletsizlik, ahlaksızlık, beceriksizlik, gelir adaletsizliği yapanları ve yüksek fiyat artışları ile yoksulu soyduranları sandığa gömdü.

Emekliler “geçinemiyoruz” diye bağırken çok pahalı çok büyük camiler yapanları, her Cuma namazı çıkışını siyasi malzeme haline getirenleri, Ayasofya’yı yeniden namaza açmak gibi şekilci Müslümanlık taslayanları sandığa gömdü. 

Açık deyişle halk AKP’ye dedi ki; “Ülkeyi iyi yönetemeyenler, halkı Allah ile aldatanlara sandıkta cezayı keserim…” dedi.

Türkiye’de halkın büyük çoğunluğu İslam’da şekilciliğe, Laikliğe kötü gözle bakanlara bu seçimde prim vermeyeceklerini gösterdi.

Dini duyguların pazarlanmasına karşı olan halk yığınları Türkiye bir yeni aydınlanma dönemine geçilmesini istedi. AKP seçimi kaybetti.

AKP Genel Başkanı RTE’nin sürekli tekrarladığı övünmeleri, abartmaları, büyüklenmeleri 40 TV kanalından aynı anda günde 5 defa yayınlayarak, benzeri beyin yıkamalar bu seçimde halk “dur” dedi ve AKP seçimi kaybetti.

Halk “Cumhur İttifakının”  kilit ortağı MHP’nin yaptığı etnik milliyetçilik ile kent vatandaşlığı arasındaki farkı bu seçimlerde gördü. 

Seçimin son haftasında “etnik milliyetçilik bayrağı” ile ortaya çıkıp da benim oylarımı iktidar partisine çekmeye çalışan Devlet Bahçeli’nin tuzağına düşecek kadar gözü kapalı olmadığını gösterdi. AKP ve MHP seçimi kaybetti.

Bu neyi gösteriyor? Bu siyasi gelişmeler sonunda halk 23 yılda ekonomik, mali ve sosyal politikaların tek bir kişinin iki dudağı arasındaki söylemlere ve uygulamalara dayalı olduğunu gördü.

 Ayrıca seçmenler “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin bir ucube sistem” olduğunu yaşayarak öğrendi.

Yeryüzündeki ileri demokratik sisteme kavuşmuş olan toplumlar tabuları yıkarak, ezberleri bozarak, gerektiğinde siyasi ekonomik, mali ve sosyal kaleleri değiştirecek demokratik olgunluğa ulaşmıştır. Bu olgunluğu bizim seçmenlerimiz de istiyordu. Böylece bizim insanımızın yarattığı yeni dip dalgası son seçimde “ AKP iktidarının karşısına bir şehirler iktidarı” kurdu. 

Bu nedenle 14 büyükşehir, 21 şehir, 337 ilçe, 48 belde olmak üzere toplam 420 belediye yönetimini CHP’ye verdi. 

CHP; 2028 yılında ya da daha erken yapılacak genel seçimlere kadar bu sonuçları iyi okumaları gerekiyor. Halk CHP’ye “Çalmayın, Çaldırmayın, Dürüst Çalışın” diyor. Aksi CHP’yi süpürüp yeniden sandığa gömecektir.