Ankara’da geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirilen Gazeteciler Cemiyeti genel kurulunda, kırk yıl aradan sonra Mardinli gazeteci arkadaşım Mehmet Çelik ile karşılaşmış, büyük bir coşku ile 1980’li yıllarda Mardin’de yaşadığımız gazetecilik anılarımızı paylaşmıştık. Arkadaşım Mehmet Çelik, “Abi, Ahmet Türk’ün Kasr-ı Kanco çiftliğinde yaptığınız röportaj ve Mardin ile ilgili haber ve yazılarınızı unutmak mümkün mü?” diye beni bir anda o yıllara götürmüştü.
Mehmet Çelik, o zamanlar Mardin Valiliği Basın Müşaviri idi, gazetemizin Mardin Temsilcisi Adnan Avoka, bizim için Vali Alaattin Turhan’dan randevu almıştı, ancak Mardin’e geç vakitlerde ulaştığımız için Adnan Avko ile birlikte Turhan’ı valilik konutunda ziyaret etmiştik. Vali Turhan, basın müşaviri Mehmet Çelik ile birlikte konutun bahçesindeki bir kamelyanın altında bizi ağırlamış, eşi hanımefendi tarafından hazırlanıp sunulan çaylarımızı içerek sohbet etmiştik. Ertesi gün de Adnan Avoka ile birlikte Ahmet Türk’ün Derik ilçesindeki ünlü Kasr-ı Kanco Çiftiğini ziyaret etmiş, Ahmet Türk tarafından unutulmaz bir konukseverlik örneği görmüştük.
“Güneydoğu’da Bitmeyen Kavga” başlıklı sürekli yazımızda Türk Aşireti ile Kızıltepe’deki Kahraman Aşireti arasında elli yılı aşkın zamandır süren kan davasının öyküsünü anlatmaya çalışmıştık. Altmış bin dönüm olduğu söylenen Türk Aşireti’nin çiftliğinin orta yerinde bulunan ve tam bir kaleyi andıran Kasr-ı Kanco çiftliğini, Derik İlçesinde Belediye Başkanı Hasip Necimoğlu ile görüşmemizi, Kızıltepe’de Kahraman Aşireti’ni ziyaretimizi uzun uzun anlatmıştık. Yazımız, Adana Ekspres gazetesinde günlerce yayınlanmış, büyük ilgi görmüştü.
Geçtiğimiz Salı sabahı Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün görevinden alındığı, yerine kayyum atandığı haberlerini görünce bir kez daha anımsadım o günleri... Dünya beyefendisi bir insan, seksen küsür yaşındaki Ahmet Türk, bir kaç kez milletvekili, bir kaç kez de Mardin Belediye Başkanlığına seçilmiş, daha önceki dönemlerinde de iki kez belediye başkanlığı görevinden alınarak, yerine kayyum atanmış, hatta hapis bile yatmıştı.
Ahmet Türk, son kez yerine kayyum atanması üzerine televizyonlara açıklamalarda bulunuyor ve öz olarak şunları söylüyordu:
“2011’de yaptığım bir konuşma hakkında takipsizlik kararı verilmişti, yeniden gündeme getirilmiş, bir de Kobani davası var... Adaletin, eşitliğin, kardeşliğin olduğu Türkiye’yi istiyoruz.”
Ahmet Türk’ü, aklaşmış saçları ve ihtiyar çehresi ile bir süre belediye önünde kararı protesto eden, güvenlik güçleri ile itişip kakışan kalabalık arasında görüyoruz, sonra da kayboluyor.
Aynı sıralarda televizyon haberlerinde İmralı’daki PKK’nin kurucu lideri elli bin vatan evladının katili Abdullah Öcalan’a, üç ay avukatları ile görüşme yasağı getirildiği bildiriliyor.
Neler oluyor son günlerde, akıl almak zor...
Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP lideri Devlet Bahçeli çıkıyor TMM’deki gurup toplantısında “Abdullah Öcalan’ı bırakalım, gelsin TBMM’de konuşma yapsın, PKK terör örgütünü silah bırakmaya çağırsın” diyor, Ak Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bahçeli’nin zattığı barış eli tutulmalıdır” diyerek, onu destekliyor. 31 Mart seçimlerinden Türkiye’nin en büyük partisi olarak çıkan CHP’nin Genel Başkanı Özgür Özel de, “Barış sağlanacaksa, terör bitecekse her türlü destekleriz” anlamında sözler ediyor; bir kaç gün sonra Ankara’da devletin en önemli savunma sanayi kuruluşlarından olan TUSAŞ’a canlı bombalarla terör saldırısı düzenleniyor, beş şehit ve sıkıntılı günler... Aradan bir kaç gün geçmeden, İstanbul’da CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, hakkında on yıldan beri takibat yapıldığı ve PKK terör örgütü ile ilişkileri saptandığı gerekçesi ile görevinden alınarak tutuklanıyor, yerine kayyum atanıyor...
Baş döndürücü bir süreçtn geçiyoruz; aradan üç gün geçmeden bu kez Güneydoğu’da DEM Partili Mardin, Batman ve Şanlıurfa’nın Halfeti İlçesi belediye başkanlarının görevlerinden alındığı, yerlerine kayyum atandığı haberleri yayılıyor. Kayyum atanan belediyelerin önlerinde halkın, endişe verici protesto eylemleri görülüyor...
Sonsöz’de önceki yazımda “Siyasal Hesaplarla Terör Sorunu Çözülemez” başlığını kullanmış ve 1979 yılında şehit edilen gazeteci Abdi İpekçi anısına düzenlenen ve 1980 yılının Şubat ayında sonuçlanan “Türkiye’de Terör” konulu bilimsel araştırma yarışmasında ikinci olarak ödül aldığımı, 1993 yılından 2007 yılına kadar beş iktidar döneminde Başbakanlık’ta basın müşavirliği yaptığımı anlatarak, “Devletimizin terörle mücadelesine katkı sağlamak istiyorum” demiştim.
Sanırım bu yazımın başlığından rahatsız olundu, sürekli olarak yazılarımı paylaştığım Tıvitır’a erişimi engellendi. O günden sonra yazma hevesim kırılmıştı, bir kaç gün yazamadım, ancak son gelişmeler, beni yeniden yazmaya zorladı doğrusu.
Yazık oluyor seksen beş milyon nüfuslu Devletimize...
Bir kez daha yineliyorum, “Siyasal hesaplarla terör sorunu çözülemez... İktidar hırsı ile siyaset deneme tahtasına dönüştürülerek, hiç bir yere varılamaz...”
Kayyum atanan İstanbul’un Esenyurt İlçesi, Mardin ve Batman Büyükşehir belediyeleri ile Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesindeki protesto eylemlerini televizyon ekranlarında büyük bir endişe ile izliyoruz.
Ahmet Türk’ün dediği gibi; “Adaletin, eşitliğin, kardeşliğin olduğu Türkiye’mizi istiyoruz”...
Ahmet Türk’ün Kasr-ı Kanco Çiftliğinde
Cengiz Özer
Yorumlar