Recep Bey son konuşmasında gene vatandaşlara “3 çocuk yapın” çağrısında bulundu, aslında bu konuda ben Recep Bey’in görüşüne katılıyorum sağlıklı bir toplum yapısı oluşturabilmek için her ailenin en az üç çocuk yapması gerekmektedir.

Gerekmektedir gerekmektedir de bugünkü koşullarda 3 çocuk yapmak kolay bir iş midir?

Hani atalarımız “iki gönül bir olunca samanlık seyran olur” demiş ya inanmayın küllüm palavra!

Rahmetli anneannem güngörmüş bilge bir kadındı bizi okumaya, çalışmaya teşvik etmek için “bak sonra yarın karın tuz deyince kı*** cız der” diyerek bizi uyarırdı…

Evlenmek barklanmak, çoluk çocuk sahibi olmak öncelikle bir maddiyat işidir dün böyleydi, bu gün böyle ve yarın da böyle olacaktır.

Halka dönüp 3 çocuk yapın diyen bir politikacı önce halkın evlenip barklanıp 3 çocuk yapacak maddi güce ulaşmasını sağlamalıdır!

Üstelik sadece maddi güç de yetmez birde halkın gelecekten umudu olması gerekir “böyle bir dünyaya çocuk getirilir mi?” ya da “bu ülkede yaşanır mı?” Endişesini taşıyan insanlar nasıl çocuk yapsın?

Peki, bu gün Türkiye’de durum nedir?

Bugün Türkiye’de durum resmen berbattır!

Öncelikle gençlerin bu ülkenin geleceğinden umudu yoktur, bu yüzden herkes kaçak köçek yollardan da olsa kapağı yurt dışına, gelişmiş ve zengin ülkelere atmaya çalışmaktadır.

Okuyup çalışıp müreffeh bir gelecek temin etme beklentisi yok olmuştur.

İspat ortadadır; bugün yeni tespit edilen asgari ücret açlık sınırının hemen altında ve yoksulluk sınırının ise üçte biri kadardır.

Kendi karnını bile doğru düzgün doyuramayan bir çalışan evlenip barklanıp çoluk çocuğun karnını doyurabilir mi?

Recep Bey’in hayalindeki geçmiş dünya ve geçmiş toplum düzeni de artık yok!

Eskiden evlenmek de çocuk yapmakta çok daha kolaydı. Eski düzende evlilik demek bir gelin alıp eve getirmek, baba evinde bir odaya yerleşmek demekti yeni ev kurmak çok ama çok nadir görülen bir durumdu. Evin geçimi babanın mükellefiyetiydi gençler genellikle aileye ait tarım işlerinde çalışırdı ve aslında her yeni doğal ya da yeni gelen tarlada tabanda, bağda bostanda boğaz tokluğuna çalışan, ücret falan istemeyen aile işçisi demekti. Çocuklar bile çok küçük yaşlardan itibaren bu aile işinde çalıştırılır en azından koyun keçi güder, tavuk kaz yemlerlerdi.

Bu gün olduğu gibi kreş, okul servisi, defter kitap, okul kıyafeti ve benzeri masraflar hemen hemen hiç yoktu.

Oysa bu gün böyle mi?

Artık çocuk yapmak için:

Önce uygun bir eş bulmak ve sonra sıfırdan bir ev kurmak gerekiyor!

Malum ev kiraları ateş pahası maaşı ev kirasını ödemeye yeten kendini şanslı sayıyor, satın almaya kalksan bir genç için aileden kalan ya da gelen bir destek yoksa çalışarak ev almak hayal edilemeyecek kadar uzak.

Evi tamam ettin diyelim dayamak döşemek, mobilya, beyaz eşya, elektronik almak dünya para.

Düğün dernek masraflarını ise söylemeye bile gerek yok değil mi?

Diyelim her şeyi becerdin sonra iş geliyor evi geçindirmeye ki bu zaten bugünkü koşullarda son derecede zor bir iş.

Sonra eşinle birlikte çocuk yapmaya niyet ettin diyelim önce doğal olarak bu işin hesabını kitabını yapman, maliyetini çıkarman gerek.

Çocuğun doğumu başlı başına bir iş, her şey mükemmel yolunda gitse bile doktor ve hastane masrafı bile dünya kadar tutuyor.

Çocuk doğduktan sonra da yok mama parası, yok bez parası masraf devam ediyor.

Sonrası kreş parası, okul masrafları, yurt parası ve sair masraf üniversite bitene kadar aile bütçesine yük getirmeyecek mi?

Birçok aile tek bir çocuk için bile bu masrafları karşılamakta çok zorlanırken kim nasıl üç çocuk yapacak?

Son söz olarak şunu söyleyeyim: 3 çocuk yapın diyen bir politikacının hiç değilse önce bir jest yapıp bebek maması, çocuk bezi ve okul masraflarından KDV ve ÖTV gibi vergileri almaktan vazgeçmesi gerekmez mi?