Türk çiftçisinin değişmez kaderidir. Kış gelince soğuktan sebze ve meyve dalında donar kalır, yaz gelince de yeterince su olmadığı için yanar kavurulur.
Geriye doğru don ve kuraklık haberlerini bir hatırlayayım istedim. İnternet üzerinden geniş bir tarama yaptım. Ne yazık ki, bu yıl yaşamakta olduğumuz ürünlerin soğuktan “donması” haberine o kadar çok sık rastladım ki, yıl yıl ayırmak mümkün değil. Bir yıl doğu illerimizde kış şiddetli geçmiş tüm ürünler dalında donmuş, bir başka yıl ise Ege’de, Trakya’da aynı sorunla karşılaşmışız.
Kuraklık ise zaten tarımın başında sürekli sallanan Demokles’in kılıcı gibi olduğu yerde duruyor. Tarımın sorunları dağları aşmışken, bir de doğal afetlerle uğraşmak zorunda kalıyor çiftçilerimiz.
Nisan soğukları ise tam anlamıyla tarımı ve dolayısıyla çiftçileri perişan etti. Çiftçiler yaralarının sarılmasını bekliyorlar. Ancak şu ana kadar bir durum tespiti yapıldığına ilişkin habere rastlamadık. Yani, siz biz durumdan e kadar haberdarsak, ilgili kuruluşlarda o kadar haberdarlar.
Borç harç sürülen tarlalar, ekilen sebzeler ve meyvelerin ne kadar hasar gördüğüne ilişkin çalışmalara zaman geçirmeden başlanılması gerekirken, sadece yapılan açıklamalarla yetiniyoruz.
Olumsuz tablonun netleşmesinden sonra, bir de tüketicilere ilişkin gelişmeleri yaşayacağız. Aslında tablo tüketiciler açısından net. Çünkü marketlerde ve pazarlarda fiyatlar şimdiden uçmaya başladı. Ağır kış şartlarının pazarlama aşamasındaki ürünleri de vurması sonucu fiyatlar ikiye, üçe katlanmış durumda.
Bu hafta fiyatların geldiği durumu tespit amacıyla pazara çıktım. Bir demet kıvırcık 40 lira, pazarcı arkadaş “abi sen emekliye benziyorsun, sana 30 lira olsun” dedi. Yemeklerin vazgeçilmezi patates ve soğanın yanına hiç yaklaşılmıyor. Üçer kilo almaya kalksan, 100’er liradan 200 lira bırakman gerekiyor. Karnabahar, ıspanak, pırasa, kereviz kilosu 50 liradan başlayıp 100 liraya kadar çıkıyor. Maydanoz, tere, roka, küçük bir bağ taze soğan 20-25 lira arasında. Pazarın şampiyonları yine domates, salatalık, kabak ve salatalık. Onlar tezgahların kralı durumdalar. Fiyatları yan yana duran iki tezgahta bile rekor kırıyor. Meyvelere dokunanın eli yanıyor. Hangi birini yazalım. Bildiğiniz elma, portakal, mandalina ve armut 75-100 liradan satılıyor. Çilek ve avokado gibi tropik meyveler sadece seyirlik.
Düşünün pazar yerinde böyle. Marketlerde ise ne siz sorun ne de biz yazalım.
Durum hiç abartısız böyle.
Peki bundan sonra ne olacak?
İşte, cevabını bildiğimiz ama yine de sormaktan vazgeçemediğimiz noktaya geldik. Yazımızın başında da belirttik. Çiftçilerimiz an itibariyle ne kadar ürünü kurtarabilecekler, bunu bilemiyoruz. Aldıkları tedbirler yeterli olabildi mi? Gelen haberlere bakılırsa kurtulan pek bir şey yok!
Gübresini, ilacını, tohumunu ve de mazotunu hasat sonunda ödenmek üzere borçla alan çiftçilerimiz tam bir trajedi yaşıyorlar. Eğer, ürünlerini TARSİM’e sigorta ettirmişlerse belki bir parça zararlarını karşılayabilecekler. O da Bakanlığın uzmanlarının insafına kalmış. Bugüne kadar, TARSİM’in çiftçilerin yüzünü güldürdüğüne şahit olmadık. İnşallah bu kez bizi mahcup ederler.
Özetle;
Aslında özetlenecek de bir şey yok. Son birkaç yazımızı tarımın sorunlarına ayırmıştık. Bu hiç hesapta yoktu. Şimdi, temel sorunumuz çiftçilerimizi gelecek senelere sağ-salim nasıl çıkartabiliriz onun merakı içindeyiz. Silinmesi için bütçeye karşılık konan vergi alacaklarından vaz geçilirse, son 15-20 günde yakılan 50 milyar dolara yakın dövizden geriye kalanlarla çiftçilerin sorunu önemli ölçüde aşılabilir. Yeter ki istensin !
Burada ülkemizi yönetenlere büyük görevler düşüyor. Tablo ortada, bu her zaman yaşadığımızdan daha ağır bir tablo. Biz tüketiciler, gücümüz oranında, bu yıl sebze ve meyveyi daha pahalıya soframıza koymaya çalışacağız. Bu şimdiden belli oluyor.
Öte yandan, ülke ekonomisinde, yaz aylarında bir parça düşen enflasyonun bu kez düşmeyeceği de bir gerçek. Kimse kimseyi kandırmasın, emeklinin, dar gelirlinin ve tüm çalışanların üç ayda enflasyon kaybı yüzde 10’u geçmiş durumda. Öyle anlaşılıyor ki, Nisan, Mayıs ve Haziran’da bu tablo daha da ağırlaşacak. Yani, maaşlara yeni bir düzenleme gerekecek.
Hadi bakalım, şimdi kimler fedakarlık yapacak görelim!
Ürün Dondu, Tezgah Yandı!
Oktay Taş
Yorumlar
Trend Haberler

Ankara Atatürk Lisesi'nde skandal! Müdür yardımcısının fotoğrafı sosyal medyayı salladı!

ANKARAY seferleri durdu!

Ankara'da 18 Nisan'da elektrik kesintisi!
Hacettepe’de Gerilim: “Saçlar Çekildi, Tekmeler Konuştu!”

Başkent Üniversitesi'ne büyük ödül

“Hepatit B’nin sıklığı azaldı, altılı aşı mümkün hâle geldi”