Her çocuğun en temel hakkı, nitelikli ve kesintisiz eğitim almaktır. Her öğretmenin hakkı ise huzurla, güvenle ve saygı görerek mesleğini icra etmektir.
Ancak günümüzde uygulanan adaletsiz yer değişikliği politikaları, öğretmenleri sadece sınıflarından değil, hayallerinden ve emeklerinden de koparıyor. Bu sadece bireysel değil, öğrencileri, velileri ve tüm eğitim sistemini derinden etkileyen büyük bir sorundur. Birçok öğretmen, hiçbir somut gerekçe olmadan, zamansız ve zorla yer değişikliğine zorlanmakta ya da görev yerlerinde sistematik baskıya maruz bırakılmaktadır. Bu uygulamalar, öğretmenlerin mesleki ve psikolojik durumlarını olumsuz yönde etkileyerek, eğitim kalitesini düşürmektedir. Bir öğretmenin sınıftan alınması sadece bir idari karar değil, bir çocuğun düzeninin bozulması, bir sınıfın dengesinin sarsılmasıdır. Öğretmenlerin hakkı kadar, öğrencinin ve velinin de hakkına girmektir. Eğitim hakkı sadece müfredatla değil, süreklilik ve güven ortamıyla sağlanır. Eğitim karanlıktan aydınlığa olan harekettir.
Sınıfların Sessiz Çığlığına Kulak Verin.
Eğitim sisteminden, çocuklarımızdan ve geleceğimizden daha önemli hiçbir gündem yok. Öğretmen hakların korunmalı, öğrenci mağduriyetleri giderilmeli, velilerimizin rahat bir nefes almaları sağlanmalıdır. Eğitim, bir toplumun geleceğini inşa eden en önemli unsurdur. Bu sürecin merkezinde ise öğretmenler yer alır. Ancak son dönemlerde uygulanan bazı politikaları, eğitim sistemimizin en temel yapı taşlarını sarsacak boyuta ulaşmıştır. Hiçbir geçerli sebep olmaksızın yapılan öğretmen yer değişiklikleri sadece öğretmenleri değil, öğrencileri ve velileri de mağdur etmektedir.
Aylarca, yıllarca büyük fedakarlıklarla çalışan öğretmenler öğrencileriyle kurdukları bağ, velilerle geliştirdikleri güven ortamı bir günde yok sayılarak başka yerlere gönderilmektedir. Bu kararların gerekçesi çoğu zaman açıklanmamakta öğretmen, öğrenci ve veli sessiz bir mağduriyetin içinde bırakılmaktadır. Plansız, sebepsiz ve şeffaflıktan uzak uygulamalar, sadece öğretmeni değil, eğitim sisteminin tamamını zayıflatır. Baskı ortamında çalışan bir öğretmen, ne öğrencisine verimli olabilir ne de topluma umut verebilir. Öğretmeni sindirmek, eğitimi susturmaktır. Öğretmenlik bir memuriyet değil, bir gelecek inşasıdır. Eğitimde başarı huzurlu öğretmen, mutlu öğrenci, güvenli veli üçgeniyle mümkündür. Adaletsizlik, baskılar ve mobbing uygulamaları bu üçlüyü parçalamakta, sınıflarda sessiz ama derin bir çığlık bırakmaktadır.
Eğitim Hakkı, Anayasal Bir Haktır.
Her öğrencinin nitelikli ve sürdürülebilir bir eğitim alma hakkı vardır. Bu hak, sadece ders kitaplarıyla değil, öğretmen-öğrenci arasındaki güven ve süreklilik bağıyla da sağlanır. Bir öğretmenin, öğrencisiyle kurduğu bağ ve sınıfta oluşturduğu düzen, zamanla oluşur. Bu düzenin ani ve gerekçesiz bir şekilde bozulması, öğrenci üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratabilir. Öğretmenler, sadece bir meslek icra etmiyor, bir nesil yetiştiriyor. Görev yaptıkları kurumda, yıllar içinde emekle oluşturdukları düzeni bir anda bırakmak zorunda kalmaları, mesleki motivasyonlarını zedeler. Haksız yere çıkarılan öğretmenlerin hem kişisel hem mesleki yaşamlarını altüst etmekte, bu da doğrudan sınıf ortamına ve öğrencilerin başarısına yansımaktadır. Siyasi ya da idari nedenlerle yapılan uygulamaları, sistemde zincirleme mağduriyetlere yol açmaktadır. Öğrenci öğretmeninden koparılır, veli çocuğunun eğitiminden endişe duyar, öğretmen ise aidiyet hissini kaybeder. Bu üçlü sacayağının bozulması, eğitimde kaliteyi düşürür ve uzun vadede toplumsal güveni sarsar.
Eğitimde Adalet Mümkündür.
Bu nedenle, yer değiştirme süreçlerinin objektif, şeffaf ve ihtiyaçlara dayalı olarak yürütülmesi şarttır. Öğretmenin emeği, öğrencinin devamlılığı, velinin güveni göz ardı edilmemelidir. Eğitimde adalet, sadece müfredatta değil, uygulamada da sağlanmalıdır.
Eğitimde Adalet İstiyoruz. Susturulan Değil, Güçlendirilen Öğretmen İstiyoruz.
Eğitimde adalet istiyoruz! Bizler, öğrencinin, velinin ve öğretmenin sesi olmak zorundayız. Öğretmenler liyakat ve ihtiyaç esasıyla yer değiştirmeli, her öğrencinin eğitim hakkı, her öğretmenin meslek onuru korunmalıdır. Sınıfların sessiz çığlığına kulak verin. Eğitim sistemimizden, çocuklarımızdan ve geleceğimizden daha önemli hiçbir gündem yoktur.
Ayrıca!
Eğitimin niteliğini artırmak tabi ki önemlidir, ancak bu artış, fırsat eşitliği ilkesine zarar vermemelidir. Öğrenciler arasında eşitsizlik olmamalı eğitim ve öğretim hakkı eşit verilmeli ve ücretsiz olmalıdır. Gerçek anlamda demokratik ve adil bir toplum inşa etmek için eğitim, herkes için ulaşılabilir, ücretsiz, nitelikli ve eşit olmalıdır.
Sosyal devletin gereği olarak zorunlu olmalıdır.
“Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.”
EĞİTİMDE ADİL OLAN, GELECEĞİ İNŞA EDER.