Baştan ifade etmek isterim ki bu yaşanan savaş yerel bir çatışma olarak kalmayacak dünya tarihin gidişatını değiştirecek siyasi, sosyal, ekonomik ve teknolojik sonuçlar doğuracaktır.
Baştan ifade etmek isterim ki bu yaşanan savaş yerel bir çatışma olarak kalmayacak dünya tarihin gidişatını değiştirecek siyasi, sosyal, ekonomik ve teknolojik sonuçlar doğuracaktır.
Öncelikle bu saldırganlık Rusya’nın kırmızı kart görüp küresel sistemden çıkarılmasına yol açmış bulunmaktadır. Bu savaşı Rusya’nın kazanması, Ukrayna’yı yenmesi, topraklarını işgal ve ilhak etmesi ve yahut da kukla bir yönetimi başa getirip çekilmesi sonucu değiştirmeyecektir. Rusya’da Putin rejimi devrilmeden ve yahut da değişmeden, Rus saldırganlığı sona ermeden Rusya tekrar oyuna alınmayacaktır. Şunu kimse unutmasın elinde binlerce nükleer başlık bulunan saldırgan ve yayılmacı bir gücün varlığı tüm gezegenimiz ve tüm halklar için çok ciddi bir tehdittir.
Aklı başı yerinde gelişmiş ülkelerden birçoğu yumuşak güç kullanarak bu saldırganlığı durdurmaya ve geriletmeye çalışacaktır, uygulanacak ekonomik yaptırımlar ve izolasyonlar bunun gerçekleşmesine yöneliktir.
Bu yaptırımlar elbette ki Rus ekonomisini çökertecektir, ihtiyaç duyduğu mamul malları ham madde ihracatı ile ithal etmek zorunda olan bir ekonomi bu yaptırımlardan hem ithalat ve hem de ihracat yönlü olarak etkilenecektir. Bu yaptırımların yaratacağı yoksulluk ve yoksunluk dalgası hiç şüphe yok ki Rus halkının refah seviyesini ciddi manada düşürecektir. Bu yüzden oluşacak bir kamuoyu tepkisi Putin iktidarını değiştirmeye yeter mi? Bundan emin değilim. Putin geçmişte SSCB’nin yayılmacı politikalarına meşruiyet katan sosyalizm gibi devrimci bir ideolojiden yoksundur, bu yüzden çok büyük bir olasılıkla diktatör Putin kendi saldırganlığını mazur ve meşru gösterebilmek için Rus halkının dini ve milli duygularını okşayacak, azgın bir ırkçı politikaya yönelmek zorunda kalacaktır. Örnek aldığı Hitler’de benzer bir politika izlemiş Alman halkına çektikleri acı ve yoksulluğun sebebi olarak Yahudileri ve dış güçleri göstermiş, azgın bir milliyetçiliği kışkırtarak Almanları etrafında konsolide etmeyi başarmıştı. Diktatör Putin’in de aynı yoldan yürüyeceğini ve Rus halkını etrafında konsolide edebilmek için Rus ırkçılığını körükleyeceğini bu yüzden kolaylıkla varsayabiliriz. Bunun en olası sonucu çok geniş bir coğrafyada, birçok farklı ulus ve dinden oluşan Rusya federasyonunda iç çatışmaya yol açmasıdır. Bu iç çatışma Rusya’nın siyasi ve sosyal yapısında çok ciddi değişimlere ve yeni bir parçalanmaya yol açabilecektir.
Diğer yandan SSCB’nin çökmesinin ardından küresel sisteme entegre olması ve demokratikleşmesi beklenen Rusya bunu yapmamıştır, tam tersine saldırgan ve ırkçı bir diktatörlüğe dönüşme yoluna girmiş bulunmaktadır. Elindeki askeri güçte göz önüne alınırsa gelişmiş ülkelerin bu yüzden yeni bir silahlanma yarışına gireceği kesindir. Bu savaş sönümlense ve ateşkes ilan edilerek çatışmalar dursa bile bu saatten sonra NATO ve Batı demokrasilerinin Rus saldırganlığına karşı silahlanmaya önem ve ağırlık vereceğini öngörmek için bir kâhin olmaya gerek yoktur.
Bu süreçte yıldız savaşları projesinin tozlu raflardan ineceğini ve uzayda yeni bir silahlanma yarışı başlayacağını iddia etmek hiç de abartı olmayacaktır. Diktatör Putin’in nükleer silah kullanma tehdidine karşı görünen en iyi çare Rus füzelerini Rus toprakları üzerinde ve hatta daha füze rampalarından kalkamadan imha edebilecek ileri teknolojiler geliştirmek ve bunları hazır tutmaktan geçmektedir.
Bu yeni askeri teknoloji yarışı her ne kadar teknolojik evrimi hızlandıracaksa da özellikle Rusya için aynı SSCB döneminde olduğu gibi ek ekonomik yükler getirecek, kaynak tahsisini sivil halkın talep ve ihtiyaçlarını karşılamaktan askeri ihtiyaçlara yöneltmeyi gerektirecektir. Rus ekonomisi zaten kendi halkının ihtiyaçlarını üretebilmekten acizken üstüne birde kaynaklarını askeri ihtiyaçlara tahsis etmek zorunda kalınca halkın tepkisi çok daha yoğun ve ağır olacaktır, siyaset bu tepki ile baş etmekte çok zorlanacaktır.
Şöyle bir düşünün dünya eski dünya değil teknoloji epeyce ilerledi, ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde özel şirketler bile reklam olsun diye uzaya otomobil gönderebiliyor Rusya’nın bu yarışta var olabilecek teknolojik ve ekonomik imkânları ise fevkalade yetersizdir.
Böyle bir yarış başta Amerikan silah sanayini hareketlendirecek, muhtemelen Avrupa ve Japonya da bu yarışa katılacaktır. Çin’in de bu yarışta geri kalmak istemeyeceği kesindir.
Rusya’nın kolunu kanadını kırmak gelirden mahrum bırakabilmek için bir başka teknolojik yarışta enerji alanında yaşanacaktır. Fosil kaynak kullanımının en aza indirilmesi Rusya’yı silahlanmaya ayırabileceği çok büyük bir gelir kaleminden mahrum bırakacaktır.
Sonuç olarak hem askeri ve hem de enerji teknolojilerinde artık çok ciddi ekonomik, sosyolojik ve siyasi değişimler yaratacak büyük bir yarış başlamıştır. Umarım ülkemiz bu yarışın dışında kalıp nal toplamaz…