GONCAGÜL KONAŞ
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın trafik denetimleri ve cezaların artırılmasına yönelik açıklamaları, trafik güvenliği tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. Fahri Trafik Müfettişleri Derneği (FTM-DER) Genel Başkanı Tahsin Sendinç, Türkiye’de trafik sorunlarının temelinde yalnızca sürücü hatalarının değil, yanlış uygulamaların da bulunduğunu belirterek, “Kanun evrensel ama uygulama keyfi” ifadelerini kullandı. Sendinç, cezaların artırılmasının tek başına çözüm olmadığını vurgulayarak, “Trafik işaretleri sürücülere ceza yazmak için değil, trafik güvenliğini sağlamak için kullanılmalıdır.” dedi.
“TRAFİK KAZALARININ EKONOMİK BOYUTU BİLE BİLİNMİYOR”
Sendinç, Türkiye’de trafik kazalarının topluma maliyetinin dahi açıklanmadığına dikkat çekerek, “Devletimiz kamuya açık kaynaklarda trafik kazalarının ekonomik boyutunu açıklamadığı için trafik kazalarının yıllık maliyetini bilemiyoruz.” dedi.
Trafik kazalarının yalnızca can kaybı ve yaralanmalara değil, ekonomik kayıplara da yol açtığını belirten Sendinç, “Ülke olarak yıllardır çözemediğimiz sorunlardan biri de trafikte yaşanan kuralsızlık ve beraberinde gelen trafik kazaları, ölümler, sakatlıklar ve maddi zarardır.” ifadelerini kullandı.
“KANUN EVRENSELDİR AMA UYGULAMA KEYFİDİR”
Sendinç, Karayolları Trafik Kanunu’nun uluslararası bir uyum içinde hazırlandığını hatırlatarak, “Karayolları Trafik Kanunu evrenseldir. Bizde olan kural dünyanın diğer ülkelerinde de geçerlidir. Örneğin kırmızı ışıkta geçmek dünyanın her yerinde yasaktır.” dedi.
Yabancıların Türkiye’de kendi ülkelerinde aldıkları sürücü belgeleriyle araç kullanabildiğini, aynı şekilde Türk vatandaşlarının da diğer ülkelerde kendi belgeleriyle araç kullanabildiğini hatırlatan Sendinç, bu durumun trafik kurallarının evrenselliğini gösterdiğini söyledi. Ancak Türkiye’de uygulamanın bu evrensellikten uzaklaştığını vurguladı: “Mevcut durumda trafik güvenliğine katkısı olmayıp ceza yazmaktan başka amacı olmayan düzenlemeler iptal edilmelidir. Trafik işaretleri sürücülere ceza yazmak için değil, trafik güvenliğini sağlamak için kullanılmalıdır.”
“TRAFİK KOMİSYONLARI UZMAN KİŞİLERDEN OLUŞMALI”
Sendinç, trafikle ilgili karar alma mekanizmalarının niteliğine de dikkat çekerek, “Karayolları Trafik Kanunu’nun yetki verdiği Trafik Komisyonları ve Büyükşehirlerdeki Ulaşım Koordinasyon Kurumları’nda görev alacak kişiler emir komuta sistemi ile hareket edenlerden değil, trafik ihtiyaçlarını dikkate alacak ve trafik hukukunu bilen kişi veya kurum temsilcilerinden oluşmalıdır.” şeklinde konuştu.
“CEZALARI ARTIRMAK ÇÖZÜM DEĞİL”
Son yıllarda gündeme gelen yeni trafik cezası düzenlemelerini de eleştiren Sendinç, yalnızca cezaları artırmanın çözüm olmadığını söyledi. “Trafikte düzenin sağlanması için cezaların ağırlaştırılması belirli şartların yerine getirilerek yapılması doğrudur, ancak yeterli değildir.”dedi.
Bazı ihlallerin cezasız kaldığını belirten Sendinç, şu örnekleri verdi: “2918 sayılı kanunun duraklama ve park etme kurallarını düzenleyen 60-61 maddeleri Fahri Trafik Müfettişleri yetkisi dışına alınmış, görevdeki kolluk ise bu konudaki ihlalleri görmezden gelmektedir. Vatandaş adını söyleyerek ihbar etse bile bu maddelere ait ihbarları değerlendirmemektedir.”Bu durumun sürücüleri keyfi davranışlara ittiğini belirten Sendinç, “Kuralsız biçimde yapılan duraklama ve parklar yolları daraltmakta, trafiği aksatmakta ve sürücüleri strese sokmaktadır. Öfkeli sürücü herkes için tehlikelidir.” dedi.
“TAPULU MÜLKE PARK YASA DIŞIDIR AMA CEZASI YOK”
Trafikte en sık yaşanan tartışmalardan birinin park meselesi olduğuna değinen Sendinç, mevcut yasal boşluğa dikkat çekti: “Vatandaşın tapulu mülküne onun iznini almadan park etmek mülke tecavüz kapsamına girip yasak olduğu halde, trafik kanunu kapsamında ceza maddesi olmadığı için polis veya jandarma yaptırım uygulama yetkisi yoktur. Bu konuda düzenleme yapılmasına ihtiyaç vardır.”
Ayrıca ticarethaneler önündeki park alanlarına ilişkin bir düzenlemenin komşu esnaflar arasındaki kavgaları azaltacağını belirterek, “İşyerinin önündeki yere park etme önceliği hususunda bir düzenleme yapılması halinde komşu esnaflar arasında tartışmalar sona erecektir” ifadelerine yer verdi.
“TRAFİK IŞIKLARI VE HIZ SINIRLARI BİLİMSEL TEMELE OTURTULMALI”
Kırmızı ışık, sarı ışık süresi ve hız limiti konularında teknik düzenleme çağrısı yapan Sendinç, sinyalizasyonun araç hızlarıyla orantılı olması gerektiğini belirtti: “Kırmızı ışıkta geçmek yasaktır ve cezalandırılması gerekir; ancak sürücünün ileride trafik ışığı olduğunu önceden bilmesi için tehlike uyarı işareti konulmalıdır.”
Ayrıca, “Yeşil ışıktan sonra kırmızı ışık yanmadan önce yanan sarı ışığın yanma süresi karayolundaki hız limiti dikkate alınarak araçların etkili fren yapmak zorunda kalmadan durmasına imkan verecek şekilde zaman ayırmalıdır” diyen Sendinç, hız limiti yüksek yollarda sarı ışığın daha uzun yanması gerektiğini söyledi. “Özellikle yerleşim yerleri içinde önemini kaybeden, trafiği engelleyici hale gelen ışıklar kaldırılmalıdır.” diyen Sendinç, cezalarda gelir farkına göre düzenleme yapılması gerektiğini de dile getirdi: “Araç fiyatına göre ceza miktarı artırılmalı ve ‘param var, kural tanımam’ denmemelidir.”
“HIZ SINIRI İŞARETİ OLMADAN CEZA YAZILAMAZ”
Sendinç, hız ihlallerinde uyarı işaretlerinin zorunlu olduğunu vurgulayarak, “Hız ihlali yapana ceza verilsin; ancak hız sınırlama levhası ile hız limiti belirlenmesi zorunludur.” dedi.Özellikle okul bölgelerinde çocuk güvenliğine dikkat çeken Sendinç, “Okul geçidinde 30 km fazla hız yapan sürücüye ceza yazılması için uygun mesafede uyarı levhası ve geçidin olduğu yerde okul geçidi levhası bulunması zorunludur. Bu işaretlemeye rağmen okul geçidinde hızlı giden sürücü cezayı hak etmiştir.” ifadelerini kullandı.
“AŞIRI TRAFİK İŞARETİ SÜRÜCÜYÜ DİKKATSİZLEŞTİRİR”
Sendinç, fazla sayıda trafik levhası konulmasının dikkat dağınıklığına yol açtığını belirterek, “Yerleşim yerleri dışında çok sık hız sınırlaması getiren trafik işareti koymamak gerekir. Örneğin ilerde viraj olduğunu belirten levha yeterlidir, yanına bir de hız tahdit levhası koymaya gerek yoktur.” dedi. Araç teknolojisindeki gelişmelere de değinen Sendinç, “50 yıl önce 70 km hızla alınan viraj, şimdi aynı fabrikanın ürettiği araçla 100 km hızla tehlikesiz alınabiliyor. Fazla trafik işareti koyarak sürücülerin dikkati dağılmamalıdır.” şeklinde konuştu.
“TELEFONLA KONUŞMAK KAZA RİSKİNİ 4 KAT ARTIRIYOR”
Araç kullanırken cep telefonu kullanımının yasak olduğunu hatırlatan Sendinç, mevcut yönetmeliklerle kanun arasında uyumsuzluk bulunduğunu söyledi: “Haberleşme cihazı kullanan sürücünün dikkati dağılır ve kaza yapma riski 4 kat artar. Bu konuda kanun ile yönetmelik arasındaki çelişki giderilip yönetmeliğin kanuna uygun hale getirilmesi gerekir.”
“SÜRÜCÜ KURSLARINDA ÖĞRETİLEN KURAL SAHADA DA GEÇERLİ OLMALI”
Eğitim konusuna da değinen Sendinç, sürücü kurslarında öğretilen kuralların sahada uygulanması gerektiğini söyledi: “Sürücü kursları ve SRC kurslarında öğretilen kurallar, trafiğin diğer paydaşları tarafından da bilinmeli. Ehliyet alan sürücü araç kullanırken kursta gördüğünün dışında başka bir uygulama ile karşılaşmamalıdır.”
“MAKAS ATMAK TANIMLANMALI”
Trafikte tehlikeli hareketlerden biri olan makas atmanın açık biçimde tarif edilmediğini belirten Sendinç, bu eksikliğin sürücülerde belirsizlik yarattığını ifade ederek, “Üç şeritli yolda orta şeritteki sürücü yavaş gidiyor, sol şeritte trafik yoğunluğu varsa bu durumda sağdan geçip tekrar orta şeride geçen sürücünün bu eylemi makas sayılıp sayılmadığı belirlenmelidir. Bu suç tarif edilip sürücülere anlatılmalı ve belgelendiğinde ağır yaptırım uygulanmalıdır.” dedi.
“STANDART OLMADAN CEZA ARTIŞI ADALETSİZLİK DOĞURUR”
Son olarak trafik cezalarında standardizasyon eksikliğine değinen Sendinç, uygulama birliğinin sağlanmadan ceza artırımlarının adaletsizlik doğurduğuna dikkat çekerek, “Trafik suçlarının itirazlarını değerlendiren Ceza Hakimlikleri bazen yürürlükteki yönetmelikleri, bazen Anayasa Mahkemesi kararlarını yok sayarak karar verebilmektedir. Bu nedenle, cezaları artırmadan önce işaretleme, eğitim ve denetim konularında standardın oluşturulması zorunludur.” şeklinde vurguladı.
Denetim yapan kolluğun tarafsız olması gerektiğini belirten Sendinç, “Trafik ışıklarından birinin yanıp diğerinin yanmaması gibi durumlarda, sürücünün önündeki ışık yanmıyorsa ceza yazılmamalıdır. Bu tür uygulamalar vatandaşın devlete güveni açısından önemlidir.” dedi.