Dünkü yazımda da Recep Bey’in büyük bir alay-ı vala ile duyurduğu son TOKİ kampanyasındaki büyük bir riske...
Dünkü yazımda da Recep Bey’in büyük bir alay-ı vala ile duyurduğu son TOKİ kampanyasındaki büyük bir riske dikkat çekmiş ve taksitlerin sabit olmadığını her yıl iki kere memur maaşlarına yapılan zam oranında artırılacağını anlatmıştım.
Bu şu anlama geliyor; bu gün gelirinizin yüzde kaçını taksit ödemesine ayırıyorsanız 15 – 20 yıl sonra da aynı yüzdesini taksit ödemesine ayırmak zorunda kalacaksınız demek oluyor.
Yani sabit faizli kredi aldığınız zaman olduğu gibi enflasyon karşısında bir avantaj elde edemeyeceksiniz ve enflasyon sayesinde ödemeniz kolaylaşmayacak. Hatta memur maaşlarına yapılan zammın asgari ücrete ya da özel sektördeki ücretlere yapılan zamdan fazla olması halinde eğer özel sektörde ya da işçi statüsünde çalışıyorsanız gelirinizin daha büyük bir dilimini taksit ödemeye ayırmak zorunda kalacaksınız.
TOKİ web sitesindeki kampanya açıklamaları şöyle:
Başvurusu toplanacak konutların ihalesi yapıldıktan sonra şerefiyeli satış fiyatları belirlenecek olup, başvuru sahipleri arasında “Hak Sahibi Belirleme” kurası çekilecektir. Deniyor.
Bu paragraftan da anlaşıldığı üzere konut satış fiyatları şu anda belli de değil ortada ciddi bir fiyat belirsizliği var! Zaten bu yüzden de kampanya da “EN DÜŞÜK” tanımı kullanılıyor, tam bir piyasa ağzı ile “gel gel” yapılıyor.
Hak sahiplerine konutlar; %10 peşinat ve 240 ay vade ile satılacaktır deniliyor.
Aslında buradaki peşinat da çok büyük bir sorundur, bir dar gelirli kirasını ödemekte zorlanırken nasıl peşinat olacak miktarı bir kenara ayırmış olabilir ki? Bu soruyu hiç düşünmemişler bile.
Hak sahiplerinin konutlarına ait kalan borç bakiyesi ve aylık taksitler her yılın Ocak ve Temmuz aylarında olmak üzere yılda iki kez, bir önceki 6 aylık dönemdeki Memur Maaş Artış Oranı dikkate alınarak İdarece tespit edilen oranda artırılacaktır. İlk dönemsel artış sözleşme tarihine göre İdarece belirlenecektir. Taksit ödemeleri, sözleşme tarihini takip eden ay itibariyle başlatılacaktır.
Ekonomist Ozan Gündoğdu oturmuş 20 yılda ödenecek toplam tutarı farklı memur maaş artış senaryolarına göre hesaplamış, onun hesabına göre önümüzdeki dönemde yıllık enflasyon oranları ortalama aşağıdaki senaryolara göre olur ve memur maaş zamları da enflasyona göre artırılırsa:
Bugün 608 bin TL olarak pazarlanan eve;
Yıllık enflasyon ortalama; % 20 olursa toplam 7 milyon TL
Yıllık enflasyon ortalama; % 30 olursa toplam 24 milyon TL
Yıllık enflasyon ortalama; % 40 olursa toplam 80 milyon TL ödeyeceksiniz!
Ekonomist Ozan Gündoğdu bu hesap üzerine aylık % 2 “sabit” faizli 10 yıl vadeli banka kredisi çok ama çok daha avantajlı yorumunu eklemiş.
Bende bu kampanyaya katılmak isteyen bu hesabı da dikkate alsın derim.
Burada diğer bir sorun ise konutlar sözleşme tarihinden en erken bir buçuk, iki yıl sonra teslim edilecek. Kampanya dar gelirlilere yönelik yapıldıysa zaten kirasını bile ödemekte zorlanan vatandaşlar kira ile birlikte taksitleri nasıl ödeyecek?
“Kuradan konut hakkı kazananlardan kirada olanlar aynı anda nasıl iki ödeme yapacak?” sorusu bakan beye de soruldu. Soruyu yanıtlayan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, konut hakkı kazanacak asgari ücretlileri ‘dişlerini sıkmaya’ davet etti: “Biraz eşinden dostundan borç alarak, biraz ek mesai ya da iş yaparak, eşi çalışarak bu bedeli karşılayabilirler.” Dedi…
Atalarımız “zengin kervanını dağdan aşırır fakir düz ovada yolunu şaşırır” demiş ekmek su bulmakta, karnını doyurmakta zorlanan adam zaten ele güne yeterince borçlanmıştır daha nasıl borçlansın ki? Ek mesai ve iş yapmak elbette bir tek bakan beyin aklına gelen çözüm değil, insanımız çalışacak iş bulmakta zorlanırken ek işin nerede, nasıl bulunacağı elbette bakanın derdi olmuyor.
Bakın demedi demeyin bu kampanya gene dar gelirlinin asgari ücretlinin işine yaramayacak sağda solda birikimi olan aileler üzerinde tapu olmayan yakınlarının üstüne ev alacaklar kamu kaynakları ile varlıklarına varlık katacaklar sonuçta dar gelirli gene yaya kalacak.