14 - 28 Mayıs genel seçimlerinden hemen sonra, 6 Hazirandaki “MUHALEFET KARMAŞASI” başlıklı yazımda; erken genel seçim beklediğimi ve birçok partinin var olan genel başkanlarıyla, bir dahaki genel seçime giremeyeceğini yazmıştım.
CHP, İyi Parti, DEM Parti genel başkanlarını değiştirdi. Muharrem İnce sallantıda, Temel Karamollaoğlu`nun bugün yarın liderliği bırakması bekleniyor, Gelecek ve Deva Partilerinin komple siyaset sahnesinden çekilmesi konuşuluyor…
14 - 28 Mayıs seçimleri, iyi ya da kötü bu ülke için milat oldu. Siyasetin ana aktörleri birer birer sahnenin arkasına geçiyor. Temel hastalığımızdır; eski liderler öyle ya da böyle hep gündemde kalmak isterler. Düşünsenize; bu ülkeye en büyük kötülüğü yapan isimlerden biri olan Tansu Çiller bile, zaman zaman “ben buradayım” demek için ortalığa çıkıyor. Kılıçdaroğlu`nun kendini kanaat önderi gibi gösterme çabaları malumunuz. Meral Akşener`in de farklı bir rota izleyeceğini düşünmüyorum, o da mutlaka zaman içinde yeniden sahneye çıkmaya çalışacaktır ama siyaset bu, iş işten geçtikten sonra hiçbir şey eskisi gibi olmaz.
İyi Parti çok kan kaybetti, Müsavat Dervişoğlu bu kan kaybını toparlayabilir mi yoksa geleneklerinden geldikleri MHP`yle birleşme için adımlar mı atar, şimdiden kestirmek güç. Bence birleşmenin altyapısı hazırlanacaktır. Birleşme gerçekleşirse iki partiden de çok istifa olur, ülkücü camia derin bir karmaşanın içine girer ama bir şekilde orta yol bulunur çünkü hiç tasvip etmediğim “lidere sadakat şerefimizdir” düsturuyla yetişen kadrolardan bahsediyoruz. Buradaki temel soru şu; İyi Parti ve MHP birleştiği sırada, MHP Cumhur İttifakında olur mu?
Devlet Bahçeli`nin imalı şekilde yaptığı açıklamalar bugüne kadar AK Parti ve MHP birlikteliğinin değişen rotasını hep yoluna soktu. Ancak AK Partinin yerel seçim hezimetinden sonra, eski kadrolarıyla istişareler yapmaya başlaması, Erdoğan - Özel görüşmesinin kamuoyundaki etkisi, alttan alta DEM Partiyle ilişkilerin sıcaklaştırılmaya çalışılması, Devlet Bahçeli`nin canını bir hayli sıkmışa benziyor. Bunların dışında, gündemdeki Anayasa değişikliğiyle Cumhurbaşkanı seçilme barajının, %40+1`e çekilmesi ihtimali, şüphesiz AK Partinin MHP`ye olan ihtiyacını da azaltacaktır. Bahçeli, Türkmen Kurultayında yaptığı gibi ani bir çıkış yapar mı, yoksa bürokrasideki etkin varlığını ne olursa olsun korumak mı ister? Göreceğiz.
Siyasette soru çok, cevaplar muamma,
Ekonomik kriz üç başlı ejderha,
Komşularla “sıfır uyum” bir vaka,
Olan yine biz vatandaşa olacak mutlaka,
Siyaset cadı kazanı adeta,
Haydi, kalın sağlıcakla.