İstanbul Atlas Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü'nden Dr. Öğretim Üyesi Hale Kahyaoğlu Çakmakcı, yaklaşan Liselere Geçiş Sistemi (LGS) sınavı ve Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) döneminde ortaya çıkan kaygı ve stresle başa çıkmada alınabilecek önlemlere dikkati çekti.
Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, 15 Haziran'da yapılacak LGS sınavı ve 21-22 Haziran'da düzenlenecek YKS için geri sayım sürüyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Dr. Öğretim Üyesi Hale Kahyaoğlu Çakmakcı, sınava hazırlık sürecinde ortaya çıkan kaygı ve stresin yönetilmesinin önemli olduğunu belirtti.
Sınavlara hazırlığın, uzun ve yorucu bir süreç olduğuna işaret eden Çakmakcı, "Bu süreç aslında son dakikada çalışılarak değiştirilemeyeceği gibi, adayın son dönem yaşayabileceği yüksek stres ve kaygı ise sınav sonucunu etkileyebilecek düzeyde risk taşır. Sınav kaygısı, yoğun bedensel semptomlarla yaşanmadığında kişide sorumluluk bilincini arttırarak motivasyonel destek sağlar. Kontrol altında tutulan ve yönetilebilen stresin motivasyonu artırdığını söyleyebiliriz." ifadelerini kullandı.
Çakmakcı, sınav öncesi ve sınav esnasında terleme, kalp çarpıntısı, mide bulantısı, baş dönmesi, nefes darlığı gibi belirtilerin sınav performansını olumsuz etkileyebileceğini kaydederek, bedensel semptomların ergenlerin ifade edemediği duyguların bir çıktısı olduğunu vurguladı.
Oluşan duyguların genellikle öfke, korku, çaresizlik, sıkışmışlık hissi, başarısızlık ve hayal kırıklığı olduğunu aktaran Çakmakcı, "Gençler en kötü senaryoları düşünmeye başlarlar ve bunlar genellikle 'Sınavdan iyi bir sonuç alamazsam felaket olur' gibi olumsuz ve karamsar düşüncelerdir. Burada olumsuz düşüncelerden uzaklaşmak, güçlü taraflara odaklanmak ve sonuca değil sürece odaklanmak stresi kontrol altına almada etkili olacaktır." değerlendirmesini yaptı.
Sınav kaygısının yaşanmasında iki farklı sebep olduğunu belirten Çakmakcı, "İlki, sınava yeteri kadar hazırlık yapamayan ve artık hazırlık için de fazla vakti kalmayan, bu yüzden yetersizlik duyguları ön planda olan gençlerin yaşadığı kaygılardır. O nedenle uzmanlar olarak her zaman planlı ve düzenli çalışmanın önemini vurgularız. İkinci grup ise daha mükemmeliyetçi ve yüksek hedefleri olan gençlerin belirledikleri hedeflerine ulaşamama endişesidir." ifadelerini kullandı.
Çakmakcı, gerçekçi beklenti içinde olunmasının önemine dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Bu tip önemli sınavlarda en yüksek performansı sergileyip en iyi puanı almak için çalışılsa da bir alttaki sıralama ve puanların da alınabileceği göz önünde bulundurularak bunun da bir diğer seçenek olabileceği unutulmamalıdır. Kaygının kaynağına inmek önemlidir. Kaygı bozukluklarında genetik faktörler, aile yapısı ve sosyal koşullar, kişilik yapısı gibi unsurlar da etkili olabilmektedir."
"Mutlaka sınavın provası yapılmalı"
Sınava girmeden önce mutlaka sınavın provası yapılmasının gerektiğini anlatan Çakmakcı, sınava hazırlık sürecinde yapılan deneme sınavlarının, gerçek bir sınav gibi değerlendirilmesi gerektiğini aktardı.
Çakmakcı, bunun, sınav kaygısını azaltmada etkili olacağını kaydederek, "Sınav esnasında geliştirecekleri taktikleri bu deneme sınavlarında belirlemeleri, hangi soruya ne kadar süre ayrılması, önceliğin hangi testlere verilmesi gibi detayların önceden planlanması önemlidir." ifadelerini kullandı.
Egzersiz, beslenme ve uyku düzeninin, sınav başarısını etkileyen önemli faktörler olduğuna işaret eden Çakmakcı, "Sınavdan önce ve yaşam boyunca, stresi ve kaygıları yönetebilmek için en etkili yöntem yürüyüş yapmak ya da egzersiz yapmaktır. Sınavdan 3-4 gün önce uyku düzeninin sağlanması için erken yatılması ve sabah erken kalkılması, en az 7-8 saatlik uyku ritminin sağlanması önemlidir." değerlendirmelerinde bulundu.
Çakmakcı, sınav tarihi yaklaştıkça, kaygıda artış olabileceğini vurgulayarak, sınava gireceklerin sosyal destek sistemlerine başvurmalarını önerdiğini belirtti.
Adayların duygu ve düşüncelerini paylaştıklarında rahatlayabildiklerini belirleyen Çakmakcı, bir aile üyesiyle konuşulmasının kaygıyla başa çıkmada etkili olabileceğini kaydetti.
Çakmakcı, gençlerin, kendilerine iyi geleceğini ve kafalarının karışmayacağını düşünüyorlarsa bir-iki gün önce de kaygılarını yatıştırmak için notlarına bakabileceğini aktararak, sınavdan önce yoğun olmayan dinlendirici aktivitelerin, stres ve kaygıyı azaltmada etkili olabileceğini vurguladı.
Sürecin son dakika önerilerinden ziyade uzun bir sürece yayılması gereken bir dönem olduğunu vurgulayan Çakmakcı, şunları kaydetti:
"Öncelikle çocukların/gençlerin ders planlarını yaparken sadece ders ve sınav odaklı gitmek, uzun vadede obezite, strese bağlı depresyon, anksiyete gibi rahatsızlıklara ve sivilce gibi cilt hastalıkları, mide ve bağırsak şikayetleri gibi fiziksel problemlere yol açabilmektedir. Bu yüzden kazanılan alışkanlıkların sonradan değiştirilmesinin zor olduğunu da düşünerek gençlerin hobilerinden, spor aktivitelerinden kopmaması önemlidir. Bu tip aktiviteler, büyük oranda onları stresten ve kaygıdan uzak tutacaktır. Yaşamda tek bir noktaya odaklı yaşamı anlamlandırma perspektifi oldukça sıkıntılıdır. Bağlandığınız ve anlamlandırdığınız şeye ulaşmayı zorlaştırırken olmaması halinde de büyük ruhsal yıkımla karşı karşıya bırakır."